Cuma, Nisan 24, 2009

BAŞBAKAN'A AÇIK MEKTUP...

Sayın Başbakan;
Sevgili Kasımpaşalı Recep Tayyip Erdoğan; mektubuma vatandaşlığım gereği iki kere seçilmiş Başbakan'a hürmetlerimle başlarım.
Ben, bir Azerbaycan Türküyüm. Kurtuluş savaşımız sonrası -ABD ve Ermenistan'ın hâlâ kabûl etmediği- çizilen sınırlar sonrası, kardeşlerinden ayrı düşmüş bir Türk'üm. Vatanım'a, Bayrağım'a, Türkiye Cumhuriyeti Devletim'e, Türklüğüme, Atatürküm'e ve şühedâm'a Türkçe sâdığım.
Kastım saygısızlık etmek, hamâset yaparak bir yerleri tahrîk etmek değil! Öğretmenliğimden ve fırtınalı geçen hayat tecrübelerimden kazandığım, vücût dilinden karakter hakkında fikir sahibi olabilmemden hareketle, samîmiyetimle ve milletim adına size seslenmek istedim.
Sayın Başbakan;
Sizin kullandığınız; "Arapça milel, din, mezhep, makule, sınıf, topluluk" anlamlı "millet" ile benim kullandığım ve ortak dili, kültürü, ortak tarihi, ortak vatanı, ortak ülküleri kapsayan millet arasında elbette büyük bir fark var. Sizin kullandığınız ümmet te benim anladığım milletin bir parçası olduğu için millet deyiminize mektubumda sert muhalefet etmeyeceğim!
Dînî duygu ve söylemleri ön plâna çıkararak millet deyip; Afganistan, Türkistan, Bosna-Hersek, Filistin, Irak ve Dağlık Karabağ'daki müttefik(!)ler destekli soy kırımlara seyirci kalan, Azerbaycan'daki kardeşlerimize Rusya desteği ile vahşîce zûlmeden Ermenilerle "Yol Haritası" çizen, çiz/dir/ilen işbirlikçi yol haritasına sizi de mecbûren ortak eden zihniyetin millet deyimiyle, benim ve milletin millet anlayışımız çok farklıdır!
Sayın Başbakan;
Kurduğunuz günden beri iki başlı olduğu belli olan partinizin özellikle dış politikada millî olmadığı, olamadığı veya millîleşmesine izin verilmediği, ilk Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül'ün uygulamalarından, kapalı kapılar ardında AB ile imzaladığı anlaşmalardan belli olmuştu. Basına yansıyan ve tekzîp edilmeyen bu anlaşmanın imza sahibi Abdullah Gül'ü; Devlet Bahçeli'nin demokrat(!)lık adına verdiği müthiş destekle Köşk'e taşıdığınızda yaşadığınız zorluğu da suratınızdan okumuştum!
Dış Politikada -sanki- Abdullah Gül'le mutabakatınızın olmadığını hissediyorum! Bu konuda yanılmadığımı ve milleti sizin yanıltarak bütün Türk Dünyası'nda yalancı tarifi almayı göze alamayacağınızı duruşunuzdan, irticâlen verdiğiniz tepkilerinizden anlıyorum!
Partide iki başlılığın devâm ettiği, kabinede yapmayı düşündüğünüz, seçim sonrası çok haklı gerekçeleriniz olmasına rağmen Dış İşleri Bakanı da söz konusu olduğu için zorlandığınız da basında seslendiriliyor.
Şu an Azerbaycan Basını'nda sizin için, hiç te hoş olmayan sıfatlar kullanılıyor! Bu da bir Türk vatandaş olarak zoruma gidiyor! Siz; "Karabağ meselesi halledilmeden Ermenistan'la sınır açılması söz konusu değildir." diyorsunuz. Köşk'e bağlılığı ve direktifleri Köşk'ten aldığı yazılan-çizilen Dış İşleri Bakanı, Ermenistan'la Yol Haritası mutabakatının sağlandığını açıklıyor!
Sayın Erdoğan;
Milletin gezişini, duruşunu, kükreyişlerini sevdiği Kabadayı Kasımpaşalı; bu târifleri hak etmediğinizi, bu tariflerden rahatsız olduğunuzu, partinizin yönetiminin -demokratik olmasa da- sizde olduğunu şimdi göstermezseniz; hem bu gün, hem de tarihte çok kötü yâd edileceksiniz!
Tarih kâtiplerinin görevlerini yaptıklarını, bizlerin de tarih kâtiplerine döküman sağladığımızı, Kasımpaşalı-Kabadayı yüreğinize hatırlatmak istedim.
Türk olmayabilirsiniz! Allah'ın sizi Türk yaratmayışının hikmetini suâl edemeyiz inancımız gereği. Türk olmadığınız için Türk Milliyetçiliği de yapmayabilirsiniz ama çok yürekten ifâde ettiğiniz -ümmet anlamlı- millet kavramına sadakat ta Ermenistan'la sınırların açılmasına manidir diye düşünüyorum. Bu konuda sizin Türk Milleti gibi düşündüğünüzden emin olmak istiyorum.
Sayın Başbakan;
mektubumu şiiri sevdiğinizi bildiğim için bir dörtlükle seslenerek millet adına sizden millet gibi bir duruş beklenildiğini hatırlatarak bitiriyorum. Karar sizin, yargılayacak olan millî vicdan ve tarihtir vesselâm.
"Ben ninemden muhabbet, dedemden kin almışım
Çini bir kâse kadar başkadır içim dışım,
Elini öpmek için yalvarsa da bakışım
Isır diye tepinir gözlerimin bebeği."(F.N.Çamlıbel-Verâset'ten)
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: