Perşembe, Haziran 10, 2010

BU DİPLOMASİ DE DÖNER Mİ?

Başımıza çuval geçiren ABD ile müttefikiz, dostuz! Başımızdaki çuvalı; "Büyük devletler özür dilemez!" diye kabullenecek kadar diplomatız!
Uluslararası sularda, sivil insanlarımızı insafsızca, alçakça, kuduzca katleden korkak-psikopat İsrail'in Ortadoğu'daki en önemli dostuyuz!
Çeçenistan'da soykırım yapan Rusya ile dostuz! Ezelî düşmanımızla ittifak edebilmek için olmadık akrobatik diplomatlıklar segiliyoruz!
"Bir millet, iki dövlet!" tarifini yapan Azerbaycan topraklarını Rus desteği ile işgâl eden, nankörlüğünü-psikopatlığını bildiğimiz, yüz binlerce Azerbaycan Türkünü yersiz-yurtsuz, kaçkın eden, dünyada toplam nüfusu 3 milyon olmayan, tebaa-y-ı sâdıka Ermeniyle dostuz! 400 seneden sonra bizden kopmuş, düne kadar PKK'nın hamisi Yunanla dostuz! Türkistan'da soykırım yapan Çinliye madalya takacak kadar diplomatız!
Irak'a demokrasi getirmek için Okyanus ötesinden "Haçlı Seferi" olduğu açıklanan işgâlle bir milyondan fazla müslümanı katleden, bir milyona yakın müslüman kadına-kıza tecâvüz eden ABD'li askerleri alkışlayacak kadar Haçlı Müslümân, onlara dua edecek kadar samîmi Dinler Arası Diyalog'cuyuz!
Avrupa'da Türk mühürleri camilerimiz, medreselerimiz, bedestenlerimiz, köprülerimiz göz göre göre hoyratça yıkılır yok edilirken; 90 sene önce bize saldıran Haçlı'ya destek komitecilerin-çetecilerin merkezleri, katliamlarda kullanılan silahların saklandığı kiliseleri onaracak kadar tarihçi, Medeniyetler Arası İttifak'çıyız!
"Mü'min mü'minin kardeşidir." diyerek müslümanların gözümüz önünde katledilişini seyredecek kadar mürai; soykırıma tabi Türkleri savunmayacak kadar diplomatız!
"Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyâr olmaz." dediğimiz Bağdat'ın işgâl ve yakılışını; iki sene önce Filistinin canlı yayında dünyaya naklen seyrettirilerek katledilişini seyrederken; şimdi katliamdan sağ çıkanlara İnsâni Yardım göndereceğiz diye îmanlı, heyecanlı, silahsız, sivil insanlarımızı İsrail'e saldırtacak kadar mücâhidiz!
Bu arada; gemide şehâdete, Peygamber ağuşuna koşan kardeşlerimize rahmetler diliyor, ruhları ve hatıraları önünde bütün Türklüğümle saygıyla eğiliyorum.
Allah'ını sevenler! Ne oluyor ya?
Gûya demokratız, "daha fazla demokrasi" için demokratlarımız, madalyalı kahramanlarımız cezaevinde! Gûya diplomatız; gelenin bir tokat, gidenin bir tokat vurduğu yanaklarımız uyuştu! Gûya bağımsız bir ülkeyiz; bütçemiz dolarla bağlanıyor, büyüme-küçülme rakamlarımız dolarla ifâde ediliyor!
Türk bankamız yok! Türk fabrikamız yok! Özelleştirme diye yabancıya satılmayan kamu kuruluşumuz yok! Satılmayan limanımız kalmadı!
Dîn adına, irtica adına hareket etmeyecek kadar "gelişmiş-gömlek değiştirmiş" laik demokratız;
"Tevhîd'de birliğimiz var. Muhammeden Resulullah demesek te olur!" diyecek kadar diyalogcuyuz!
Veee! Bu kadar diyaloğumuza, bu kadar medeniyetler arası ittifakımıza rağmen, bu kadar demokratlığımıza, bu kadar diplomatlığımıza rağmen her gün içerde ve dışarda öldürülüyoruz! Ne oluyoruz Allahını sevenler?
Toprağın vatanlaşma bedelinin kan, devletin yaşama bedelinin can olduğunu bilerek hâlâ çatır çatır ölüyorken niye bütçemiz dolarla?
Dönem Başkanlığı yaptığımız BM'de -İran'la ilgili teklife- neden bizden başka oy veren yok? Bu kadar diyalogcu, bu kadar ittifakçı, hatta BOP Eş Başkanı olmamıza rağmen AB kapılarında altmış senedir neden bekliyoruz?
"Ölen ölsün! kalan sağlar bizimdir." destânımız; "Ölen ölsün! Kalan sağlar kimindir?" mi oldu? "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." di, bu diplomasi de bir yerden döner mi? Dönerse ne zaman?...
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: