Çarşamba, Haziran 23, 2010

TÜRK'ÜN MANİFESTOSU...

Türk Milleti!
Biz, hayatında Türk'üm dememişler gibi; "Azîz milletim!" diye muğlak bir ifâdeyle seslenemeyiz! Öyle seslenmeğe utanırız ve o şekilde seslenerek kimsenin oylarından falan istifâdeyi de düşünmeyiz, siyâsetçi değiliz!
Türk Milleti; ama sana seslenmek durumundayız! Sana şikâyetlenmek, senin nasıl "Allah ile Aldatıldığını" becerebildiğimizce söylemek zorundayız!
Seninle berâber bizim de canımız yanıyor! Çünkü biz sendeniz, biz milletteniz, biz Türk'üz. Vatan toprağına emânet ettiğimiz her evlâdımızla, göz yaşlarımızı içimize mızrak edenlerdeniz! Devlet yaşasın, vatan bölünmesin, millet parçalanmasın diye yiğitlerimizin kanını, canını; canımızdan can koparak, yüreğimizi dağlayarak, düşmana göstermeden içimize ağlayarak ebedî istirahatgâhına bedel olarak gönderenlerdeniz biz!
Biz, cenâze namazlarında hoca efendilerin; "Hakkınızı helâl ediyor musunuz?" sorusuna; "Helâl olsun!" diyenlerden değiliz sadece! Biz; "Şehîdim hakkını helâl et bize!" diye yalvararak figân edenlerdeniz!
Yiğit Millet! Evlâd-ı fatihân Millet! Bedr'in Arslanları'nın ancak bu kadar şanlı olduğu Çanakkale Şühedâsı ahfâdı Millet! Türk Milleti!
Halkları toplayıp milletleştiren; dört yanda düşman bırakmadıktan, başlıya baş eğdirip dizliye diz çöktürdükten sonra çıplağı giydiren, yoksulu bay eden, töresine türesine baş eğenlere huzûr veren Millet!
Miraç'ta Hz. Peygamber(s.a.v.)'e Cebrâil tarafından; "Bunlar Allah'ın süvârileri Türklerdir." diye târif edilen Türk Milleti!
"Ey îman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getiri ki Allah onları, onlar da Allah'ı severler. Mü'minlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda mücâhede eder hiç bir kınayıcının kınamasından da korkmazlar." (Maide-54) diye Kur'an-ı Kerim'de işâret edilen Türk Milleti!
Bilinen tarihin her döneminde devletli olmuş, günümüze kadar devletli gelmiş, Devletli Türk Milleti!
Sözümüz sana! Sözümüz kendimize! Sözümüz bize!
Birilerine kızıp cezalandırmak için, birilerinin aklını başına toplamak için, kendi verdiğiniz oylarla başımıza getirdikleriniz tarafından; tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar tahkîr ve tahrîk ediliyoruz!
Gömlek değiştirse de eski Milli Görüşçü, hâlâ îmanlı tarifli, "İnadına Tayyip" sloganıyla tek başına ülkeyi teslîm ettiğin kişinin kabinesinden bir bakan, AB Baş Müzakerecisi bir Bakan; ciğerlerimizi dağlayan şehîtlerimizden bahsederken; "Bu sabah saatlerinde maalesef sekiz askerimiz şehit edildi. Bu topraklarda doğmuş, büyümüş 12 gencimizin de yaşanan çatışmada hayatını kaybettiğini öğrendik. 20 eve ateş düştü, 20 ailenin acısını paylaşıyorum." diyerek Türk Anaları ağlatan ve Mehmetçik tarafından itlâf edilen kahpelere de üzüldüğünü söyleyebildi!
Aynı zamanlamayla PKK'nın siyasallaşmışlarından biri de; askerimizi, polisimizi taşlayan; "Erkeksen aşağı in!" diye tehdît eden piçlerini askere göndermemeleri için televizyonlardan, demokratik açılımcıların gözlerinin içine baka baka seslendi!
Yiğit Millet! Mert Millet! Dirençli Mütevekkîl Türk Milleti!
Artık 12 Eylül günü hem seçim, hem de Anayasa oylaması için sandık kurulacak belli! Kendi elimizle teslîm ettiğimiz devlet mührünü, daha fazla katlimize fermân verilmeden geri alalım!
Mührü alıp kime mi verelim?
Nâmus sözü; o gün geldiğinde hâlâ serbestsek, herhangi bir bahaneyle bizi de bir yerlere kapatmazlarsa, tek tek kapınızı çalacak, sizler için sizden oy dileneceğiz! Kime oy vereceğimizi de berâber kararlaştıracağız söz...
Karakolları tahkîm ederek, Çin Seddine benzer sedler kurarak sadece savunmaya geçerek aczi kabullenişimiz yüzünden, İstanbul'un göbeğinde bomba patlattılar! Başımız sağ olsun! İnadına, inadına, inadına VATAN SAĞ OLSUN!...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: