Cuma, Haziran 04, 2010

İSRAİL'İN BÖLGEDEKİ EN ÖNEMLİ DOSTU...

Ortadoğu'da, bütün devletçiklerin yakın geçmişte bağlı oldukları ve bu yüzden de Ortadoğu'nun her karışında ayrı ayrı hissedilen Türkiye'nin onuru zedelendi, prestiji sarsıldı ve ortada bir yaptırım yok!
Dahası Başbakan, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Genel Kurulu’nda; "İsrail, bu anlayışla ve bu kafa yapısıyla giderse, bölgede en önemli dostunu kaybetmek üzere!" diye anlaşılması zor bir söz söyledi! İsrail, henüz bölgedeki en önemli dostunu kaybetmemiş öyle mi?! "O zaman, bu kadar 'yaygara' ne? Bu kadar suçsuz günahsız insanı niye katlettirdiniz?" diye sormazlar mı adama?
İskenderun'da Denizİkmal Destek Komutanlığı’na yapılan alçakça saldırıda 7 (yedi) şehit vermiş, 7 askerimizin de yaraları ile sarsılmışken şehit cenâzelerinde, canı yanan milletin Tekbirlerini, PeKaKa aleyhtarı sloganlarını "yaygara" diye niteleyen Recep Bey; bile bile ölüme gönderilen İnsani Yardımcıların başına gelenlerden dolayı, günlerdir meydanlarda ellerinde Filistin Bayrağı'ndan başka bayrak olmayan kalabalığın attığı sloganlara ne diyor acaba?
Milletin samîmi-dîni duygularıyla yaptığı İsrail'i ve caniliğini protesto hareketlerinden kendine siyâseten pay çıkaran ve epeyce de başaran AKP'nin; "İsrail, en önemli dostunu kaybetmek üzere!" uyarısından alınan, incinen yok mu Allah aşkına?
Türkiye-israil ilişkilerinde, sadece mevcût hükümeti yargılamayalım, tamam! Onlarca yıl şimdi hükümet edenlerin Siyonizm ve İsrail hakkında söylemiş olduklarını da unutalım ve özetle Türkiye-İsrail ilişkilerini hatırlayalım isterseniz.
Yahudilerle ilk sıcak ilişkimiz 15. yy. sonlarında, 1491'de engizisyon tarafından İspanya'dan sınır dışı edilen iki yüz bin kişiden fazla Yahudiye topraklarımızda yerleşme izni vermemizle başlar. Aradan geçen yüzlerce yılda Yahudiler ticaret, sanayi ve bankacılık dallarında her zaman ön planda olurlar. Osmanlı'nın dağılıp Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla da bu sıcak yurttaşlık ilişkileri muhafaza edilir. 28 mart 1949'da kurulan Yahudi İsrail devletini ilk tanıyan ülkelerden biri de Türkiye olmuş. İsrail ile Türkiye arasındaki askeri, güvenlik ve ticâri anlaşmalar da ciddi boyutlarda... Bölücü PKK'nın elebaşı alçağın yakalanarak Türkiye'ye tesliminde de Mossad'ın katkıları bilinir. Bu sıcak ilişkiler; 2002'de iktidara gelen AKP Hükümeti'yle de sürmüş, 2007' nin Kasım ayında İsrail devlet başkanı Şimon Perez, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşma yapacak kadar ilerlemiş...
AKP Hükümetiyle Türkiye'nin Arap ülkelerine yakınlaşma yönünde yaptığı girişimler yüzünden zaman zaman ilişkilerde sarsılmalar olmuş, Şubat 2006'da Hamas Lideri'nin Türkiye ziyâreti, İsrail tarafından tenkit edilmişti. İsrail'in 2008-2009'da Gazze'ye yaptığı insanlık dışı saldırılarla iyice gerginleşen bu ilişki, 30 Ocak 2009'da Davos'ta, "One minute!" diye anılan bir fırçalama ile kopma noktasına gelmişti. İsrail'in "alçak koltuk" uygulaması, bir televizyon dizisini bahane ederek diplomatik edebi ihlâl etmesi ve son olarak ta uluslararası sularda, Gazze'ye insani yardım taşıyan sekiz İHH Gemisine saldırarak katliam yapmasıyla ilişkinin kopmasından da öte, nerdeyse savaş beklenirken Başbakan'ın; "İsrail, bu anlayışla ve bu kafa yapısıyla giderse, bölgede en önemli dostunu kaybetmek üzere." sözlerinden ne anlaşılır?!
Allah aşkına, kimin ne yaptığını; kimin, neyin peşinde olduğunu anlayabilen ve anlatabilecek birileri var mı?
Bu kadar saygısızlığa, bu kadar haydutluğa, bu kadar teröristliğine rağmen İsrail'in hâlâ bölgede en önemli dostu Türkiye mi? Başbakan'ın sözlerinden bunu çıkarırsam yanlış mı? Ya da Türk olmadığını kendi söyleminden bildiğimiz Başbakan'ın yabancı dili, Türkçe mi? Ya da bu milletle ve milletin duygularıyla bu kadar açıktan alay etme yetkisini kimden almış AKP ve Recep Bey?
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN. TÜRK TE TÜRK'Ü VE "EVİMİN EVİ"Nİ KORUSUN.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: