Çarşamba, Haziran 02, 2010

TÜRKÇE İSTEKLERİMİZ...

Aklı kesen kesmeyen; AKP'ye yandaş, CHP'ye candaş-yoldaş kalemlerin nerdeyse tamamı; "Haklıyken haksız duruma düşmeyelim!" diyerek diplomatlığa soyundular!
Bize ya unutturmaya çalışıyorlar, ya da koyun mantığıyla sürübaşı atladı diye uçuruma atlatma yarışındalar! Medeniyetler Arası İttifak'ın, Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eş Başkanlığı ile övünen biz değil miyiz?
İsrail'in alçakça, teröristçe, çok hazırlıklı ve planlı olarak yaptığı bu saldırı ve katliama muhatap gemilerde, sadece Türkler mi var? Kırka yakın ülkeden, her milletten, her dinden insan yok mu? Katledilenlerden dördü Türk, diğerleri başka millet ve dinlerden değil mi? Bu kutsal ittifakı sağlamak için ne tavizler verdiğimizi unuttuk mu?
Ya kimsenin bahçesine girip özel mülkiyete tecâvüz etmeyeceksin, ya da girdiysen bahçeyle yetinmeyip ilerleyerek niyetin neyse onu yapacaksın! Bahçeye girdikten, kapıyı zorladıktan sonra hâne sahibi eşkiya bile olsa yapacağında haklı olur!
Asıl merakım; bu, İHH, MAZLUM-DER, ÖZGÜR-DER ve benzeri dernek adlı; düzen bozucu, birliğimizi hedeflemiş, Devletimiz'i zayıf düşürmek için gayretlerinin hep dışardan desteklendiği bilinen; PKK'lının, eşkiyanın, şehirlerimizi cehenneme çeviren alçak bombacıların insan haklarını savunmakla görevlendirilmiş taşeron kuruluşların, başımızı böylesine bir belâya sokmalarına neden göz yumulduğudur!
Milliyetçiliğin, ümmetçiliğin; soydaşlığın, dindaşlığın bazı davranış mecbûriyetleri vardır. Türk'sek, dünyanın neresinde olursa olsun bir Türk'e yapılan baskıya-zûlme mutlaka karşı çıkmağa; Müslümansak, dünyanın neresinde olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapılsın bir Müslüman'a yapılan zûlüm ve haksızlığa tepkiye mecbûruz.
Demokratlığın, diplomatlığın hükümsüzleştiği, geçersizleştiği anlar vardır ki şu an öyle bir hali yaşıyoruz!
Dünyanın her yerinde, tarihin her çağında en sert aile kavgaları, çocuk veya köpek yüzünden çıkar! Bu sert kavgaların nedeni olan çocuk ta, köpek te aklını kullanamadığı için suçlanamayan, ve herkesin sahiplendiği sevimlilerdir. Komşunun köpeğine saldıran köpekle, komşu camını mantıksız bir hevesle kıran çocuğun davranışı arasında mantıksızlık benzerliği vardır. Bu mantıksız benzerlik bilinmesine rağmen malesef sert kavgalar olmuştur, oluyor, olacak! Bu da imansız aklın akılsızlığındandır!...
Kimseden komşu camını kıran yaramaz çocuğundan vaz geçmesini isteyemeyeceğimize göre, kimsenin de bizden bunu isteme hakkı olmamalıdır! Üzerlerine vazife olmamasına rağmen, hükümetin de örtülü-açık desteğini alarak Gazze'ye İnsâni Yardım götürmek üzere yola çıkan yaramaz çocuklarımızı İsrail haydutu karşısında sahipsiz bırakamayız!
Haklıyken haksız duruma düşmemeliymişiz!
Diplomatlarımız, demokratlarımız aslında rahatları tehlikeye giren korkaklarımız böyle buyuruyorlar! 30.000 Kürt'ün katili, İmralı mahkûmundan anasının-bacısının vaz geçmemesini insâni kabûl eden bu diplomat-demokrat korkaklarımız; İsrail'in katlettiği vatandaşlarımızdan diplomasi-demokrasi-barış uğruna vaz geçmemizi isteyebilecek kadar şirretleşebiliyorlar! Çünkü sessiz sessiz, kapalı kapılar ardında, tek yönlü tavizlerle alınan ihaleler, biriktirdikleri dünyalıkları tehlikeye girmiştir! Bir gecelik anlaşmalarla kazanılan milyar milyar dolarlar, eurolar tehlikeye girmiştir! Hep merak edilen değirmenlerinin suyu, kesilmek tehlikesiyle karşı karşıyadır!
Torbalı dövüştürülen at tarifinden hiç rahatsız olmamış bu yarış merkepleri, tepinmeğe başladılar! Tepinsinler! Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'ndan bir Türk vatandaş olarak bu zor günde Türkçe isteklerim var!
Lütfen ama lütfen; bize ikinci bir "one minute" gösterisi yapmayın! Türkiye'nin gerçekten bölgesel bir güç ve dünya devleti olduğunu net olarak gösterin! Acilen yaralılarımızı, şehit cenâzelerimizi, oradaki bütün vatandaşlarımızı geri alın! Herkes kendine yakışanı yapacağına göre diğer milletlerden ve dinlerden insanların devletlerinin ne yapacaklarını da takip edin.
"Kînim dinimdir." öğretili Yahûdiye, "Bir yanağına vururlarsa, öbür yanağını da çevir" teslîmiyetindeki Hristiyan'a karşılık; "Küfr'ün karşısında susan dilsiz şeytan gibidir." öğretili Müslüman Türk'ün, cihâd izinli savaşçılığının caydırıcılığını hissettirin!
Başlarından büyük halt yemiş yaramazlarımızı daha sonra, kendi üslûbumuzla sorgularız!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: