Cuma, Mart 16, 2012

"BİZ KENDİMİZE ZÛLM EDENLERDENİZ!"

Aklım uçtu!
Çâresizlikten ve öfkeden mîdem bulandı!
Adana'da eşi bir yıldır işsiz olan çâresiz bir kadın, Emine Akçay; elindeki son 6 TL. ile oduncuya gidiyor! Oduncu, nasıl merhâmete geliyorsa 6 TL.'yi almadan 10 kilo yaş odun veriyor! Evde yaş odunu yakamayan, araba lastiğini parçalamaya gücü yetmeyen Anne, saç kurutma makinesini çalıştırarak bebeğini ısıtmaya çalıştıktan sonra kendini asarak intihâr ediyor! Ağlayarak koşuşan 1o yaşındaki diğer çocuğunu gören bir komşusu, Kadının cesedini buluyor!!!
Cennetin anahtarı annelerin ayakları altında biliyoruz!
Dindâr-kindâr gençlik hayâl eden BOP Eş Başkanı Başbakanımız da biliyor ve televizyonlardan "Annelerin ayaklarının altı öpülmeli ben Annemin ayak altını çok öptüm!" diye bütün Türkiye'ye duyuruyor, yapmış ta, duyuracak ta!
"Güzel şeyler olacak!" vaad eden bir Cumhurbaşkanı, "Yaşamın bütün alanlarında Türkiye'nin bugün uluslararası camiada örnek gösterilen bir ülke haline geldi"ğini iddia eden bakanlar, aynı zamanda "Ananı da al git!" iltifatının da mûcidi, çatkapı gecekondulara girerek televizyonlardan halk adamı gösterileri yapan dind3ar bir Başbakanımız varken Adana'da çocuklarını ısıtamama çâresizliğine tahammül edemeyen bir Anne, kendini asıyor!
Ulan neredesiniz; "Deniz Feneri"ciler!
Ulan neredesiniz; "Orada Kimse Yok mu?"cular?
Ulan neredesiniz, Türkiye'yi dar'ül-harp ilan edip vergi kaçırmayı dîn gereği sayan Allah ile Aldatanlar, neredesiniz?
Ulan neredesiniz oy için yiyecek paketleri dağıtan particiler?
Adâletin bu mu senin Kalkınma Partisi?
Sekiz aydır kirasını vermemiş o kadıncağızın halini gören bir AKP'li dindâr-kindâr yok muydu? Yoksa o kadıncağız ve eşi, AKP'li değiller miydi?
İktidarı, muhalefeti Adana'nın toplam 14 Milletvekilinden birinden birinin yakını, danışmanı, partilisi, bu kadıncağızın halinden haberdâr değil miydi?
Canımın acısından soru mu şimdi benim sorduğum da?!!! Bir kişinin haberi olsa bu kadıncağız, bu işkenceyi çeker miydi?
Ve biz! Ve biz!
Bu aymazlığımızla bu duyarsızlığımızla bu Kadıncağız'ın halini konu edenlere karşı AKP'yi savunmaya soyunacak vicdân fukaraları da, onlara muhalif herkes te insanız diye dolaşmaya devam edeceğiz değil mi?
Van'da deprem çadırlarında insanlarımız cayır-cayır yanar!
İstanbul'da inşaat şantiye çadırında işçilerimiz cayır-cayır yanar!
Halk otobüsünde PKK'lı alçakların molotoflarıyla gencecik kızlarımız cayır-cayır yanar!
Sokaklarımız yangın yeri! Ve bu utanılası kahredesi cehennem sıcağında, Adana'da çocuğunu ısıtamayan bir çâresiz Anne, canına kıyar!
Heeeey!
Burası cehennem mi?
Yeryüzü Cenneti tarifli ülkemizi, Şühedâ emâneti Cennet Vatanımızı kim cehenneme çevirdi?
Dinden geçinen kindâr-dindârların tarifine göre yedi tabakalı Cehennemin hangi tabakasında yerimiz bizim?
Bu utanmazlıkla, bu paylaşımsızlıkla, bu duyarsızlıkla hâlâ cennet uman var mıdır? O Kadının komşuları, cehennemi bile murdar etmezler mi?
Ya Rabbi! Aklımıza mukayyet ol demeyeceğim! Al aklımızı bâri günahtan sorumluluktan kurtulalım! Bu akıl, bize yük!
Biz akletmeden taşıdığımız bu yükle kendimize zulm edenlerdeniz!
"VE TEVEKKEL A'LALLAH" (Vekil olarak Allah yeter-Ahz'ap-3)
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: