Cuma, Mart 30, 2012

TAVŞAN DAKTİLOCULAR!...

Arada bir eski yazılarıma; hem kendime, hem de penceremden gördüklerime bakarım. Ma'lesef yıllardır aynı tas, aynı hamam! Ve ben bu aynı görüntüden bıkkınım!
Faşizmi ve faşisti gördük nihâyet şükr'olsun! İktidarın yandaş medya ve "Dolma kalemler"i sâyesinde gerçeklerin sahte gündemlerle nasıl örtüldüğünü kanıksadık! Artık yandaşların gündem örtmesine de ihtiyaç kalmadı! Gündem; kıçın kıçın yüzen şaşkın ördek görünümlü muhalefet eliyle kendiliğinden ve türbansız örtülüyor!
Hatta türbanın üzeri bile, acemi muhalefet sayesinde örtülüyor! MHP'nin; "Yüksek öğretimde başörtüsü yasağının kaldırılması" teklifi, AKP tarafından reddediliyor! BOP Eş Başkanı Başbakan Tahran'da ABD'ye kuryelik yapıyor ve hâlâ dindârlıkta bir numara!
Türk milletinin, onurlu-duyarlı her kesin nereleri ağrıyorsa bizim de oralarımız ağrıyor ama biz bu ağrıları hak ettik! Hatta az bile! Bazen; "Nerede hata yaptık?" sorularını duyduk, utandık cevaplamadık! Çünkü nerede hata yapmadık ki?
Adamlar; "Geliyoruz! - Kanlı mı, kansız mı? - Alıştıra/hazmettire! Araç- Tramvay Demokrasi" dediler, duymadık! Bir işe kırk kişi atayarak sahipsiz bırakılan bürokrasi gibi demokrasiyi de bir başkasının müdâhele ederek tramvaylıktan, vagonluktan kurtarmasını bekledik! Bırakın müdâheleyi, vagonlarda yer kapma yarışında izdihâm oldu!
"Evet!"çi Gülen A.Ş.'ciler "Diyalog" adına AKP ile çekişirken; "Hayır"cı CeHaPe, AB istekleri doğrultusunda, "12 Eylül Davası'na müdâhil olmak" istiyor! Daha önce de bölücülere yürek-destek vermekte AKP ile yarışmışlardı, seyretmiştik! Mazlûm zâlim Erdoğan'ın yasaklarını kaldırmışlardı, hayret etmiştik! Mürâiler, sıkıştıklarında Atatürk'e sarılıp sonra saldırmışlardı, görmemiştik! Bayrağa saldırmışlardı! Kınalı Kuzularını davul-zurnayla askere gönderenlere saldırmışlardı, susmuştuk! Askerin, Polisin şehâdeti, sıradan işlerdendi! Bölücüler, bağımsız adaylarla PKK'yı seçime sokacağını, seçim yasasını deleceklerini söylemişlerdi ciddiye almamıştık! -Bağımsızlık karakterli- Bağımsız Adayları sandıklarda rezîl etmiştik! Şimdi Gâzi Meclis'te PKK'lı dokunulmazlardan yumruk gösterileri izliyoruz!
Her yandan baskılara muhatabız ve ağrımayan yerimiz yok! Türk Milleti olarak yıllardır vuruluyoruz, hayattayız! Öldürmeyen yaranın savaşçıyı güçlendireceğini; "Kavgada önemli olan kuvvetli vurmak değil, kuvvetli darbeye dayanmaktır." gerçeğini, hatırlatırız!
Biz bu çıkartmayı da savarız!
Israrla uyarırım ki Türk'ün "silme tokat"ına dayanılmaz! Çünkü en zayıf ânında "Yedi Düvel" adıyla gelen Haçlı ağababaları da dayanamamıştı!
Tam burada bir kıssa: Karga, sabah bir tıkırtıyla gözünü açar. Ağacın hemen altındaki mağaranın önünde Tavşan, bir daktilo ile "çat-çut" uğraşmaktadır! Ne yaptığını soracakken tilki görünür. Tilki, sabah sabah karşısına çıkan tavşana iştahla yanaşır. Tavşan, Tilkiyi görmezden gelir ve takır-tukuruna devam eder! Tilki; "Ne yapıyorsun?" Diye sorar. O, umursamaz bir tavırla; "Tavşan tilkiyi nasıl avlar? diye kitap yazıyorum!" diye cevaplar! "Aptal! Hiç tavşanın tilkiyi avladığı, duyulmuş mudur?" Tavşan umursamaz; "Öööf! Canımı sıkma! Erkeksen içeri gel!" Der ve mağaraya girer, Tilki de iştahla peşinden... Kısa bir boğuşma sesi!... Biraz sonra Tavşan çıkar, üstünü-başını çırparak daktilonun başına geçer! Karganın şaşkınlığı sürerken Kurt görünür. Kurt ta sabah sabah bir tavşan bulmanın hevesiyle sessizce yaklaşır. Tavşan, yine umursamaz! Kurt: "Ne yapıyorsun?" diye merakla sorar. "Tavşan, bir kurdu nasıl yer? Adlı bir kitap yazıyorum. " Cevabına Kurt ta öfkelenir; "Salak! Öyle şey olur mu?" Tavşan; "Öööf! Erkeksen içeri gel!" Der ve mağaraya girer, Kurt ta peşinden! Bu sefer mağaradan, daha uzun boğuşma sesleri ve toz bulutu çıkar. Ses kesildiğinde tozlar arasından Tavşan yine üstünü-başını çırparak gelip daktilonun başına oturur! Karga dayanamaz! Süzülerek mağaraya girer. Mağarada bir yanda tilkinin, bir yanda kurtun kanlı kalıntıları ve dipte bir aslan, yalanmaktadır!...
Hisse: Birileri mağaraya aslan, girişine de bir tavşan koymuşlar! Yaklaşanı aslana yem ettiriyorlar! Demek ki adres mağara, hedef aslan! Bir avcı, girip aslanı avlayacak! Tavşandan yahni mi, hayvan yemi mi yapılır? O daha sonra!...
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN!"
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: