Cumartesi, Mart 10, 2012

EMEK İNKÂRCI, NANKÖR ARABİSTLER!

Yıllarca milliyetçiliğin, kavmiyyetçiliğin dînen yasaklandığını gösteren bir emir olmamasına rağmen, dincilere karşı körün el yordamıyla fil tarifine benzer bir gayretle Müslümanlık ile Türk milliyetçiliğini bir arada götürmeye uğraştım.
Bunu yaparken, sıkıştıklarında "takvâ" ve "hicret"in arkasına saklanan mürâilere karşı sık müracaat ettiğim bir kaynak ve Hâdis paylaşacağım.
Cemal Kutay'ın; "Tarih Konuşuyor" adlı Aylık Tarih Mecmuası'nda ki Yadigâr Han Oğlu Ebül'Gâzi Bahadır Han'ın "Şecere-i Türk" adlı eserinin tefrîkasından, Dergi'nin Nisan-1964 Sayısı'ndan alıntı yapacağım.
Adı geçen eserde, Kazvinli Hoca Reşîd anlatıyor.
İlk Müslüman olan, Cengiz'in oğlu Hülâgu Han Oğlu Abaka Han oğlu Argun Han oğlu Gazan Han, Kazvinli Hoca Reşid'i çağırtır ve der ki:
- Tanrı'ya şükürler olsun, Müslüman olduk. Atamız Hülagu Han'ın Moğul diyârlarından geldiğindenberi üç nesil geçti. Bizden sonra gelecekler; Moğul yaşayışlarını, töresini, geleneklerini, uruklarını, yurt adlarını unutacaklar! Moğul ili ki, güzelliklerin, yüceliklerin kaynağıdır. Sayısız anılarımız var. Bunları derle topla, öyle bir bitik yaz ki, bizden sonra gelenler, senin kaleminden ve dilinden bu olup bitenleri öğrenip adını kalblerinde ansınlar.
Ben şaşırdım!..
- Ben Kazvinli Hoca Reşidüddin olarak bunu başaramam! Dedim. Cevapladı:
- Yok olmaz!.. Bunu sen, yapabilirsin. Bizde yazılmış kitaplar var. Yazılmayanları hatırlayan aksakallılar
da sağda-solda anılarıyla barınırlar. Bunları derle topla.. Ben de Tanrı izin verirse sana yardımcı olurum. İşte sana benim bildiğim bütün kişilerin adları...
Bunlar, yaşı yüze yakın ihtiyarlardı. Han'ın sarayında bir de anlı şanlı Bey vardı ki, adı Aksakal Bahadır idi. Han, onu çağırdı:
- Ben Hoca Reşid'e bir çetin iş diledim. Moğul'un asıl soyunu en iyi sen bilirsin. Bu işte ona yardımcı ol.
Yaradan'a sığındım, işe başladım. Peygamberimiz'in hicretinin 702 nci yılında (1301 senesinde) kitabımı bitirdim ve ona "Cami-üt Tevârih - Tarihler Derleyicisi" adını koydum. Ben de herkes gibi öleceğim. Cami-üt Tevârih'i benden sonra öz ve arı Türkçe yazacak olanlara armağan ediyorum. Hepsi doğrudur. O'nun doğrulukları yüceliğini binâ etti. Türk Milleti, dünyanın en köklü en ulu ulusudur. Bu gücü ona Tanrı verdi.
Peygamberimiz Miraç'ta, Cebrâil'e sordu:
- Yeryüzünde beyaz atlılar görüyorum. Bunlar hangi millettir?
Cebrâil:
- Bunlar, Allah'ın süvârileri olan Türkler'dir. Diye cevapladı.
O tarihte Türkler, Müslümanlığı daha kabul etmemişlerdi. ..."
.....
Bu Hadis'ten eski Türk eserlerinde sıklıkla bahsedilir ama Emevî Arabizmini İslâm diye dayatan din zorbaları, bu Hâdislerin bilinmesine izin vermemişler! Biz de donanım eksikliği yüzünden yeterince karşı koyamamışız! Ta ki -Allah, râzı olsun- İlâhiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı'nın, "Hazreti Pegamber'in Hâdislerinde Türkler" adlı hacimli kitabı yayınlanıncaya kadar!...
Hem Kur'an-ı Kerim'in; insanların, ayrı renkler ve ayrı dillerden milletler olarak yaratıldığını Rûm Sûresi 22 nci Âyet'te açıkça bildirmesi, hem de
bu mükemmel kitapta verilen kaynaklar, Türk Milliyetçiliğini savunmamızı, kolaylaştırdı! Şükürler olsun ki belge ve kaynaklarla donanarak mürâilerin, takîyyeci Ilımlı İslâmcıların ve Haçlı Müslümanların karşısına daha güçlü çıkacağız!
Günün sözü de Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı Hoca'dan olsun: "TÜRK MİLLETİNİ SEVMEK VÂCİPTİR." vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: