Pazartesi, Ocak 18, 2010

KAHRAMANLIK NEDİR? KAHRAMAN KİMDİR?

Yıllardır; "Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen toplumlar millet olamazlar." der dururum. Derim de nedir kahramanlık? Kimdir kahraman?
Madalya bir kahramanlık belgesi midir, yoksa verilen görevi başarıyla yapmışlığın tescîli midir? Madalya, kahramanlık ispatı ise sene sonu karnesini teşekkür veya takdîr belgesi ile getiren her öğrenci de kahraman mıdır? Bu kahramanlık ve kahraman sıfatlıları, vicdâni muhasebemizi en âdil acımasızlığı ile faaliyete geçirerek irdelememiz gerekmez mi?
İdealleri olan milletlerin koyunlardan kahraman çıkardığı, idealleri olmayan milletlerin ise kahramanlarını koyunlaştırdığı gerçeğinden de hareketle Üstün Hizmet Madalyalı resmî görevlilerimiz, subaylarımız, kurmaylarımız, madalya alacak başarıyla yerine getirdikleri görevlerinden dolayı yargılanmaya-sorgulanmaya başlanmışsa yapılanın adı nedir?
Madalya alacak kadar başarıyla görev yapanlar yargılanırken onları göreve gönderenler, görev emirlerini verenler neden yargılanmazlar? "Ölüm gelince komşuya!" bid'atı, Peygamber Ocağı'na da mı sirâyet etti?
Böyle insafsız ve akıl dışı uygulamalarla fedâkârca görev yapacak gönüllü adam bulunabilir mi? Göreve adam bulamayan erk, hâkim erk midir? Milletin teşkilatlanmış hâli olan devletin görev vereceği adam bulamaması halinde devletliği sorgulanmaz mı?
İçerdeki adı demokrasi, dışardaki adı diplomasi koyulan ithâl bir aczin temsilcilerine mecbûr kalarak demokrasiyi araç olarak kullandıklarını saklamayanlara karşı, millî bir duruş sergilememiz şart değil mi? Millet olarak; devleti acze düşürüp üstün hizmet madalyalı komutanları-askerleri-görevlileri ödüllü başarılarından dolayı sorgulayan-yargılayan, -meclisten aldığı görevle- emri verenle kapalı kapılar ardında "mezara gidecek sır" tarifiyle görüşüp emirlerini yargılatmayan, sorgulatmayan erkin millîliğini sorgulamayalım mı?
Devlet; milletin teşkilatlanmış hâli ise, devletin bir biriyle uyum içinde çalışması gereken kurumlarını bir biriyle çatıştıran, "daha fazla demokrasi" slogan-maskesiyle içine düşülen acziyetin temsilcisi hükümeti, en azından vicdanlarımızda yargılamayalım mı?
Dünyanın sayılı güçlü ordularından olan Türk Silahlı Kuvvetlerini, Anayasa'nın kendine tanıdığı görevine rağmen sorgulayabilen demokrat maskeli, millet kimliğimizi red ederek "Türkiyeli" gibi ikâmet adresinden mülhem bir alt kimlik icâd etmeye çalışanlardan Türk Milleti olarak gerçek demokrat tavırla hesap sormayalım mı?
Bu demokrasi denen illet, sadece demokrasiyi araç kullanan takîyyecilere mi yarar? Bu demokrasi denen illet, uğruna yüz binlerce şehîdin verildiği, milleti tebaalıktan hür bireyliğe, vatandaşlığa terfi ettiren Atatürk ve mesai arkadaşlarının anladığı ve hayal ettiği cumhuriyetle hesaplaşmaya mı yarar? Bölücülere, teröristlere koruyuculuk-hâmîlik gibi bir görevi mi vardır bu demokrasinin?
NATO'dan, ABD'den üstün hizmet madalyaları alanların AB veya ABD kuruluşlarından
liyâkat belge ve madalyaları alanlarla birlikte yönetimi ele geçirip Cumhurbaşkanımız'dan madalyalı görev adamlarını yargılamalarına baktığımızda kahraman; bizden madalyalı olanlar mı, yoksa dışardan madalyalı ve bizim madalyalılarımızı yargılatanlar mı diye sormayalım mı?
Kahraman; okyanus ötesinde, CIA çiftlik kampında, özel korunmada bir eli yağda, bir eli balda yaşarken kameralar karşısında ağlayarak duygu sömürüsü yapan mı, yoksa BOP Eş Başkanlığı'nı kutsal bir görev gibi kabullenen siyâsi erk tarafından ceza evine tıkılan, iki yıldır neyle suçlandıklarını dâhi bilmeyen gazeteciler, yazarlar ve madalyalı görev adamları mı?
Soruların cevaplarını hepimiz kesinlikle biliyoruzdur. Buradan hareketle de kahraman; millî meselelerde kendini hiç düşünmeden ileri atılan, ölümü öldüren bir ölüşle dirilenlerdir. Kendi düşünüp, kendi karar verip, kararını uygularken inancı uğrunda hevesle ölendir kahraman... Haçlı'nın, AB'nin, ABD'nin, NATO'nun gönlünü hoş etmek için millî çıkarlara ters düşenlerden, milletin ve devletin bölünmezliği uğruna görev yapan madalyalı yiğitleri yargılatan ve yargılayanlardan kahraman da çıkmaz, demokrasi fedaisi de! Çıksa çıksa işbirlikçi çıkar ve onları alkışlayan amigo "dolma kalemler" çıkar vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: