Pazar, Ocak 31, 2010

BU DEVRÂN, BÖYLE SÜRMEZ...

Kuşak olarak gözümüzün gördüğünden korkmamayı öğrenerek büyüdük. Değişen zaman ve değişip gelişerek zamâneyi değiştiren dönekler yüzünden, gözümüzün gördüğünü hayâl saymaya ve hayallerden korkmağa başladık!
Haçlı'nın yüzlerce yıldır devam eden ayrıştırma, bölme ve gûya demoratikleştirme operasyonlarıyla değerlerimiz alt-üst edildi! Bebek katili, bölücü, hain, urgan artığı mahkûm bir cemiyet mikrobunun taraftarları da, karşıtları da nerdeyse onu hükmî şahsîyet ettiler! İmralı, ceza evi mi, yoksa sıkı korumalı bir ofis mi belli değil! AB dayatmaları ve demokratlık uğruna yağlı ilmeği bebek katilinin boynundan çıkaranlar yüzünden, şehâdet adındaki ölümsüzlüğe severek atılan şehîtlerin aileleri adına korkmaya başladık!
Yıllardır hiç aklımızdan çıkmayan; "Toprak benim, vatan sizin, buyurun çarpışın!" diyen gayr-ı müslîm vatandaşımızın sözleriyle, yıllarca anti-siyonizmin temsilcileri ve sözcüleri mücâhitlerin değişerek BOP Eş Başkanlığı'nı iftiharla kabullenmelerine hayretle bakıyoruz!
Milliyetçilik ve milliyetçilerden de endişelenmeğe başladık!
Neye yaradığını anlayamadığımız demokratlık uğruna; Milleti, milletin kurduğu Devleti, devlet kalmak uğruna yüzlerce yıldır bedel olarak verilen şühedâyı inkâr mı edelim? ABD ve AB adındaki Haçlı birliği istiyor diye, mukaddeslerimizden vaz mı geçelim? Yüzlerce yıl kuyruklarını yolduğumuz, defalarca geldikleri gibi gönderdiğimiz, başını defalarca ezip başlısına baş eğdirdiğimiz, dizlisine diz çöktürdüğümüz ve düşman bellediğimiz, daha dün Yedi Düvel adıyla bize saldıranları dost mu belleyelim?
Yapmayın Allah aşkına! "Su uyur, düşman uyumaz!" millî ikazımızı neden unuttuk? Haçlı'nın ta Roma'dan miras kalan böl, parçala, yönet taktiğini, nasıl unuturuz ve onlar istiyor diye kendi elimizle "açılım" adıyla bölünmeğe nasıl heves ederiz?
Boş verin kardeşim! Apo'yu asın, bizi AB'ye almasınlar! Bütçemizi Türk Lirasıyla yapın, doları-euroyu yeniden yasaklayın, enflasyon fırlayacağı kadar fırlasın! Gümrük kapılarımızı yeniden kontrol altına alalım, varsın bize kapalı rejim desinler! "Acze düşüp elleriyle cizyelerini verinceye kadar onlarla savaşın." Allah emrini uygulayalım, varsın bizi dinler arası diyalogu bitirmekle ithâm etsinler!
Milliyetsiz milliyetçilerden, îmansız iman bezirgânlarından, şövenist solculardan, ırkçı liberallerden, bölücü halkçılardan ve aciz demokratlardan-diplomatlardan kurtularak yeniden istiklâlimizi îlan edelim, kim ne derse desin!
Millet dayanılmaz şekilde tahrip ve tahrîk oluyor! Dünyanın ve Avrupa'nın alay ettiği devlet aczimizden milletin midesi bulandı! Millet artık milliyetçi-liberal, şeriatçı-laik, sağcı-solcu, kapitalist-komünist diye birbirine zıt gibi yutturulan, birbirinin fotokopisi resmî tüzüklerle siyâset yapan partilerin tamamına eşit mesâfede ve güvenmiyor!
Otuz yılda gûya asayiş adına kırk binden fazla can kaybı veren Millet, gerekirse bütün Avrupa ile savaşarak izahı ve mantığı olan yüz binlerce şehit vermeğe çok râzı ama artık siyâsetçilerin "Kör gözüne parmağım" mantığıyla yaptıkları işlere, tek evlâdını vermeğe râzı değil!
Sağ gösterip sollarını hazırlayarak vurmaya niyetlenirken tokatlanarak bekleyenlere, çuval üstüne çuval giyenlere artık acımıyor millet!
Ya vurun, ya durun, ya da savulun artık! Bıçak kemiğe dayandı! Millî gururumuz incindi! Millet olarak canımız yanıyor! Bu öfkeyle, bu can yangısıyla canınızı yakmak için acayip sabırsızız! Birinizi alıp diğerinize çalacağız ilk sandıkta haberiniz ola!
Diyarbakır'da gûya bir STK temsilcisi "bilmem ne milleti" diye yırtınırken, "Türk Halkı" diyerek entelliği münevverliğe tercîh eden milliyetçilik sözcüleri, sizlerinde dudaklarınıza acı biber sürülecek bilesiniz! Böyle yanlışlarla, işbirlikçiliklerle, uzaktan kumanda ve dikte yasalarla süren devrânın sonsuza kadar sürmeyeceğini, herkes gibi millet te biliyor, biliyor musunuz?
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: