Cuma, Şubat 12, 2010

KÖR GÖRMEZ, YORUMLARMIŞ!

Herkes gördüğünü gördüğü yanından anlatacaktır elbette. Ahmet Hakan'da görebildiği tarafından "Ülkücü ile İslâmcı"yı mukayese etmiş! Sağ olsun! Hayatta bizim aklımıza kelime-i şahâdetlerinden dolayı din kardeşimiz bellediğimiz hiç kimseyi fikrîyatımızla ve millî karakterimizle mukâyese aklımıza gelmezdi! -Özellikle söylemeliyim ki- mukayese ettiklerim asla samîmi dindarlar değil. Dîni, mezhebi, tarikati, cemaati, fikriyâtı kendilerine siyâsi malzeme ve geçim kapısı etmiş "İslamcı"lara ve milletin refleksi Ülkücülere aynı yönden bir de ben bakayım:
*"Ülkücü “bir gece ansızın” gelebilir... İslamcı ise zamana yayarak, fark ettirmeden, sessiz ve derinden gelir..."miş!
** Ülkücü sâbit ve kararlı olduğu için, sıkışıldığında korkuya maske edilen, "hicret" sünnetini samîmi îmanıyla hep unutur! Bu yüzden gidip gelenler, genellikle korkuları yüzünden tenha yerleri seçtikleri için gecenin bir vaktinde gelenlerin karşılarına çıkıverirler! Yâni Ülkücü, mücâhiddir, merttir, âlenidir, hancıdır, han sahibidir; islâmcı sinsî, hicret'e sığınan, ürkek-kurnaz yolcu!...
*"Ülkücü “anlık öfke”nin adamıdır... İslamcı ise “yüz yıllık öfke”nin..." miş!
**Ülkücü akıllıdır. Aklı gereği îmanlıdır. İmanı gereği affedicidir ama "Bir kötülüğün cezâsı ona denk bir kötülüktür. Şûra-40/ ayrıca Bakara-178" Ayetleri gereği, kardeşlerine ve kendine yapılana aynı şiddetle mukabele eder. Bu yolda ölürse şehîd olacağına inanır; olabilecek yeni Haçlı seferine de hazırdır; islamcı, öfkesini yüz yıl, korkusuyla besler kine döndürür!...
*"Ülkücü ulusalcı ile dost olur... İslamcı ise “komünist” ve “liberal” ile..."
**Ülkücü; dîni ve tarihî millî tecrübeleriyle her zaman müteyakkızdır. Doksan sene önceden Akif'in ağzından; " Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir./"Davransana... Eller de senin, baş da senindir!/ His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?/ Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin!" diyerek başlattığı asîl baş kaldırısı hâlâ sürmektedir. İstiklâlimiz sağlandıktan sonra, başı korumakla mükellef iki el arasında görev taksimatı yapacaktır ama islâmcı; eyyâmcılığıyla, takîyyeciliğiyle, sinsî kurnazlığıyla, mes'eleyi ilm-i siyâsetle maskeleyerek komunistle de dost olur, liberalle de, Haçlı ile de, Vatikan'la da!...
*"Ülkücü'nün “Dokuz Işığı” vardır... İslamcı ise tekleştirir..."miş!
**Ülkücünün yıllarca Türkeşli MHP döneminde siyâsi bir doktrini, Dokuz Işığı olduğu doğrudur. Îmanı ve tevhîdden tâvizi asla düşünmez. "Kelime-i şahâdet farklı , kelime-i tevhîd farklıdır. Tevhîd tek'lik, bir'lik demektir. Kelime-i tevhîdde zaten peygamber yoktur." fetvâlarıyla "teslis"çilerle yakınlaşmayı reddeder. Peygamber (s.a.v.)'in ikrar edilmediği şahâdete de
mesâfelidir. İslamcılar; "Köprüyü geçinceye kadar..." kurnazlığı ile Vatikan'la işbirliğine girebilir tevhîdi, üçlemeye seyircilik hatta ortaklık edebilirler!
*"Ülkücü kısa cümle kurar... İslamcı'nın cümleleri ise uzundur..."
** Elbette! Atalar; "Dertli söyleğen olur." dememiş mi? Ülkücünün millî dertleri vardır...
*"Ülkücü'nün bıyığı meşhurdur, İslamcı'nın ise sakalı..."
**Ülkücünün bıyığıyla islâmcı'nın sakalının meşhûrluğunu da kabûl edelim de sakalsız bıyıksız Diyalogcu-Ilımlı İslâmcıları ne yapalım?
*"İslamcı Ülkücü'ye “Faşist” der... Ülkücü ise İslamcı'ya “Yeşil komünist” der..."
**İslâmcı Ülkücüye ne der onu Ahmet Hakan bilebilir. Ülkücünün ata ot, ite et verdiğini de biz biliriz! Kim, neyse öyle anılır. Komünist komünisttir, renksiz de renksiz. Fazladan olarak Ülkücü, kurnazlıkla akıllılığa yer değiştirmiş işbirlikçilere de hâin der sözünü sakınmadan...
*"Ülkücü 33'lük tespih taşır... İslamcı ise 99'luk tespih..."
**Asrın dolandırıcılarının, Millî Görüş Fenercileri'nin, Ali Kalkancı'cıların, Müslüm Gündüz'cülerin, ...ullahçıların, falancıların-filancıların 99'luk tesbîhlerini gösteriş yaparak taşıdıklarını biliriz ama Alparslan Türkeş'i, Muhsin Yazıcıoğlu'nu, Ümit Özdağ'ı, Sadi Somuncuoğlu'nu, Devlet Bahçeli'yi, Oktay Öztürk'ü, A. Bican Ercilasun'u ve sayısız göz önündeki Ülkücüyü, cami dışında tesbîhle gören var mıdır? Velev ki görülseler mahzûru ne ki?
*"Ülkücü'nün “reis”i vardır... İslamcı'nın ise “imam”ı..."
**Recep Tayyip Erdoğan'a da yakın çevresinden "Reis" diye hitâbedildiğini çok kere duydum. Erdoğan da mı Ülkücü?!.. Ayrıca her camide imam vardır Ahmet Hakan... İmamsız cemaat namazı olmaz. Cami cemaatinin imamı olur, islâmcının "Abi'leri, Büyük Abi'leri"...
Sonuç olarak dedik ya sağ olsun Ülkücülerle İslam'dan geçinen lümpenlerin mukayesesine vesîle oldu Ahmet Hakan... Bilerek bilmeyerek bir hayır işledi Allah râzı olsun...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: