Pazartesi, Şubat 22, 2010

PAROLA: DÜŞMAN, İŞÂRETİ: HOŞ GELDİN!

Yapılan, âdice, alçakça bir iş! Heyecânını, öfkesini, hezeyânını saklamayı beceremeyecek kadar aşağılık kompleksli basit birinin emrindeki askeri bir birlikte, seçilen parola ve işâreti tek kelimeyle basit ve çok basitçe!...
Gûya sevdiği kızın adını yeni boyanmış bir apartman duvarına yazarak bütün apartman sakinlerine küfrettiren mantıksız çocuk davranışından, farkı var mı bu basitliğin?
Beni inciten, işin asıl ciddiye almamız gereken yanı! Askeri alanlara, garnizon, karakol ve kışlalara düşman sızmasını önlemek için gün battıktan sonra nöbetçilerin ve bölgeye gelenlerin birbirini tanımaları amacıyla kullanılacak sır şifre değil midir parola ve işâreti?
Niye çıkarıldığı, kimlerce çıkarıldığı, hazîneden nasıl finans edildiği bilinen, bilmem kaçıncı kol bir gazete, ele geçirdiği parola ve işâreti yayınlamasa ve bir yerlere servis etseydi, dünyanın en güçlü ordularından olmasıyla övündüğümüz ve görev sırrı olan parola ve işâretini saklayamayan Ordumuz'un, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunun farkında olan var mı?
Hâlâ sabrın sınırı aşılmadı mı? Kendini koruyamaz hâle getirilmiş bir orduyu, kim ne kadar ciddîye alır? Kendini koruyamayan ordunun vesâyetine kim, gülmez? Yapılmak istenen buydu ve başarılıyor farkında mısınız Sayın İlker Paşa'm?
Sınır karakol baskınlarını hazmedememiştik! Sınır karakollarımızı çeliklerle destekleyerek mermiye, rokete dayanıklı hâle getirmekle utanmamız gerekirken övünebiliriz de bu rezâleti kim, nasıl açıklayacak? Erdek Mayın Filo Komutanlığı'na bağlı birimlerin kullanacakları parola ve işâretini öğrenen düşman, yatakhânelere girip toplu katliam yapsaydı kim, kime, neyi, nasıl açıklayacaktı?
Gün batımına yakın veya şafakta gölgesinin uzunluğu ile büyüklük vehmedenlerin halinden farkı var mı bu gevşekliğin?
Karakollarımız korunamayacak! Vatanın göbeğinde, Tokat'ta Mehmetçik korunamayacak, güvenlik güçlerimizin can emniyeti olmayacak; daha fazla demokrasi sloganıyla parçalanmak, halklara ayrıştırılmak istenen milletin can ve mal güvenliği kalmayacak; bunları tam kanıksayacakken bu kere dünyanın en güçlü ve disiplinlisi olmasıyla övündüğümüz Ordumuz'un nâmusu, haysiyeti, can emniyeti, sır şifresi olan parola ve işâreti gazetelere manşet olacak!
Dünyada hiç kimse, vaz geçilmez değildir! Her bürokrat, her memur, her âmir, her meslek mensûbu, işini-görevini en iyi şekilde yapmak zorundadır. Aksi halde hayatta kalamaz! Hele bu görev vatan muhafazası, nâmus borcu askerlik göreviyse... Başaramamak diye mazereti olmayan, gevşekliği asla kabul etmeyen bir kurum, millî nâmusun emânet edildiği ocaktır Ordu! Genel Kurmay Başkanı'nın; "Sabrımız taşarsa açıklarız!" uyarısının hemen ertesinde sesinin servis edilmesi, ani bir operasyonla emekli-muvazzaf paşaların, subayların, yedişer-sekizer göz altına alınmaları ve hemen peşine de parola ve şifrenin deşifre edilmekten öte aleme duyurulması!...
Bir yerler, birilerine mesaj mı veriyor?
Yetkili ama etkili olmadıkları, olamadıkları belli bir yerleri, birileri ikaz mı ediyor? Bu ikazı algılayacak, bu mesajı sür'atle alıp sür'atle müdâhil olması gereken kim?
Bu; haber sitelerine yeni düşen ve seven-sevmeyen bütün milleti inciten, İspanya'da Başbakan'a ayakkabı fırlatılmasına benzemez! Zırhlı gömlek siparişiyle, Başbakan'ın yeterince korunamadığı mesajını veren kurnaz koruma güçlerinin acziyle, Ordu'nun parolasına sahip olamamak beceriksizliği üstüste koyulursa, manzaranın vahâmetine bakar mısınız?
Parola ve şifreyi ele geçirdikten sonra yetkili devlet kurumlarını haberdar etmeyen gazeteye "Tuuuu!" ama parola ve şifresine sahip çıkamayan o yetki verilmiş, beceriksiz subaya da sayısız kere "Tuuuu!", sayısız kere yuh!
Parola: Düşman, işâreti: Hoş geldin!
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

Unknown dedi ki...

'Devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.' (Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK,1923)
Allah Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün talep ettiği gibi hareket eden Sn Mustafa Aslan'dan razı olsun! Her Türk tüm gücü ile devletimizin, milletimizin ve bağımsızlığımızın tarafında olmalıdır.