Perşembe, Şubat 11, 2010

HAR, KURDU DÂVET İÇİN ZÂR ETTİ!

Dar alanda paslaşmalarda yön değiştiren toplar, istenmeyen işlere vesîle oldu!.. Senaryo dışı bir sahne oluştu! Dar alanda penaltı yaptırmaya uğraşan kurnaz topçunun topu, yan hâkemin türban maskesine çarptı!
"Bıldır öldü boz eşek, gelin şimdi ağlaşak!" hesabı, üç sene önce olmuş veya olduğu söylenmiş, unutulmuş-unutturulmuş, hatta o dönemin AKP kurmaylarından A.Latif Şener tarafından tamâmen yalanlanan bir olay, az önce olmuşçasına gündeme taşındı, kavlamaya yüz tutmuş "türban" yarası bir daha kaşındı!
Mesele bayattı, ateş sönmeğe yüz tutmuştu, milletin aklı sadece aşında-işindeyken dikkat çekmeyebilirdi ve kuvvetli nefeslerin desteğine ihtiyaç vardı! Taraflı gazeteciliğin mümtaz döneği, neresinden bakılırsa başka görülen birbir suratlı, renksiz demokrasi fedaisi, ortaya atıldı hemen!
"Diyalogcular"ın, "Ilımlı İslâm"cıların, "Kelime-i Tevhid'de müştereği yakalamış" îman tacirleri, "Medeniyetler Arası İttifak"ın îmansız "taraf"ının en Altan'ı ortaya atıldı! Tahkîr edildiğini iddiayla tahrike başladı!
Kimin elinin kimin cebinde olduğunun, kimin parmağının kimin kör gözünde olduğunun anlaşılamadığı kavram kargaşasında, bir düzen bozucu, bir fikir fâhişesi, alınıp-satılmayı maharet sayan bir ucuz meta, vatanı kadın memesine değiştiren bir entel, ensest ilişkileri hoş gören bir demokrat sapık, birden bire eşekleşerek nâraya başladı!
Eşeğin kurda hasım olduğunu, duymaktan öte gözümle gördüğüm bir olaydan bilirim. Enikken alıp büyüttüğüm ve bir kaç ayda Annem'in kırktan fazla tavuğunu yiyen kurdumu tenha yerlerde gezdirirken bir ağacın gölgesine oturmuş ve kurdumu da dolaşsın diye bırakmıştım. Yakınımızda otlayan bir eşek vardı. Kurdumu gören eşek, hayretli bakışlarım arasında anırarak, çılgınca kurduma saldırmıştı. İçgüdüsel olarak sağa sola zıplayıp kendini korumaya çalışan kurdum, eşekten bir tekme yedi! Olan da tekmeyle birlikte oldu! Eşeğe tek dalış yaptı kurdum ve tek hamlede eşeğin takım-taklavatını kopardı! Eşek yan gelip inleyerek yerde tepinirken ben de ağzında eşeğin kanlı takım-taklavatıyla kaçan kurdumun peşindeydim... Hayatında ilk defa eşek görmüş bir kurda karşı eşekliğini göstermiş ve kendini geberttirmişti eşek!
Îman tacirlerinin îmansız taraf'ından Ahmet Altan, gûya Devlet Bahçeli'ye ve Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'a cevap verirken eşeğin kurduma saldırdığı seviyede, tepinerek sesler çıkarıyor! Aylardır MHP ve Devlet Bahçeli ile ilgilenmeyen benim bile duyacağım tarzda, har-ı demokratça zâr ediyor!
"Biz iyi bir avız. Silahsızız, savunmasızız, korunmasızız." diyor avcı ortağı kalleş keklik edâlı!...
Fikir dönekliğinden, karakter değişiminden, taraflı tarafından, yeniden dönmek görevi veya doluyu tarlasına çağırmak veya kurda bulaşan eşeklik görevi verilmiş belli! Eşekçe buğday tarlasına girip harap etmesi ve tarla sahibi tarafından yakalanarak kulağının, kuyruğunun kesilmesi düşünülmüş belli de günümüzde Harnâme'yi bunlar için yeniden yazacak Şeyhî kim olacak onu düşünmemişler!
Sanatın siyâsete, siyâsetin sahneye, serçenin kargalığa, deri gerdirmeyi meslek edinmiş kocamış karganmışların açılımcılığa soyundurulduğu günümüzde; döneklerin, fikir fâhişelerinin, kurda yem olmak isteyen eşekliğe terfisinden doğal ne olabilirdi ki?
"Bir hakikattır bu, şaşmaz, bildiğin üslûba sok
Hâlimiz merkeple kurdun aynı, asla farkı yok.
Bekleşirken gökte yüz binlerce ervâh intikam;
Yerde kalmış na'şa benzer kavm için durmak haram!
Kahraman ecdâdınızdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa; istikbâlinizden korkulur, pek korkulur!" (Safahat-Beşinci Kitap'tan- Mehmet Akif)
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: