Salı, Temmuz 20, 2010

MÜ'MÎN-MÜNKÎR OYLAMASI MI?...

"İnsaf dînin yarısıdır." demiş atalarımız. Kur'an-ı Kerim'den ve din ulularından öğrendiğimiz kadarıyla dînimiz, güzel ahlâk ve Peygamber(s.a.v.)'imizin gönderiliş nedeni de "Güzel ahlâkı tamamlamak" değil midir? Peygamber(s.a.v.)'imizin ve dînimizin mü'mine yasaklarının başında yalan gelmez mi? Yalancı, kandırıcı, aldatıcı, güzel ahlâklı olabilir mi?
12 Eylül'ü, 12 Eylül'de aklarken ABD'nin "Bizim çocuklar"ını da aklayıp günümüz ABD ve AB çocuklarını da ömür boyu dokunulmaz edecek yasaları Anayasa'laştırmak için sandık başına gideceğiz!
Sandığın adı frenkçesi ile referandum, günümüz Türkçesi ile halk oylaması ama gerçekte yapılan; gelmiş geçmiş en donanımlı bir misyonerin, "Haçlı Müslümanlar" tarafından çarşafla, türbanla, tesettürle islâmi giysilerle tebdîl-i kıyâfetle içimize salınması!
AKP'liler ve yandaşları, bu oylamayı AKP'nin millet nezdindeki güven oylaması şekline soktular! Muhalefet partileri de AKP ak dediği için kara diyen bir mantıkla, işi kolaylaştıracaklarına zorlaştırıyorlar!
Millî Görüş'ün kaynağı SP; Mücâhîd Erbakan'la bile ters düşmeyi göze alarak, eski millî görüşçü arkadaşlarına destek kararındalar!
BBP'nin; "AKP ve SP ile aynı saftayız." açıklamasını ne Alperenler, ne Muhsin Yazıcıoğlu severler, ne mütedeyyin müslümanlar, ne de genel başkanlarına kızgın Ülkücüler anlayabilmiş değiller! Fısıltılarla seçim ittifakları, millet vekilliği pazarlıkları v.s. bir şeyler söyleniyor, şahsen birinci ağızdan duymadan kaale almam ama "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz." tecrübesini de atlayamıyorum.
"Dolma Kalemler"in amigoluklarına alıştık! Yandaşların, candaşların, yoldaşların tavırlarını da kanıksadık! Bunların yazdıklarının, söylediklerinin vuvuzela ses kirliliğinden öte bir yaptırımları yok biliyoruz da Abdurrahim Karakoç'un; sanki müşrîkleri dîne dâvet ediyormuşçasına, sanki Trabzon'da ibâdete açılacak manastıra gelenleri İslâm'a dâvet ediyormuşçasına, sanki vahşi Ermenilerin karargahı Akdamar Kilisesi'nin açılışına gelen Ermenileri İslâm'a dâvet ediyormuşçasına, Kur'an-ı Kerîm'den âyet alıntılayarak referanduma dâvetini ve yapmak istediğini anlayamadım!
Üstâd(!); "Allah (c.c.) ruhları yarattığında Bezm-i Elest meydanında sorar: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Mü’minler, "beli" (evet) rabbimizsiniz" cevabını verirler... Münkîrler, yani inkârcı şeytan ve şeytanın çırakları "HAYIR" diye bağırırlar... Hadi arayın da bulun bu "Hayır" cevabının içinde hayırı... Cin olmadan adam çarpmaya kalkışanın halini gördünüz mü?" demişler!Doğrusu halk dilinde buna; "Cin olmadan şeytanlık" derler! Âvam denilen millet ise bu karara; "Aldatan sizi Allah ile aldatmasın!" (Lokman-33, Fâtır-5, Hadîd-14) İlâhî uyarılarıyla vardı!Abdurrahim Karakoç'a göre; AKP'nin kendisini aklamak için hazırladığı yasalara "HAYIR" demek, Bezm-i Elest meydânında Allah'ın sorusuna "HAYIR" demekle eşdeğer!... Lâ havle!...
Merâkımdan soracağım; "Karakoç Üstâd; 12 Eylül'de "Ben sizin rabbiniz değil miyim?" diye soracak olan, (hâşâ) Allah yerine koyduğunuz sorucu kim ve bu soruya cevâben "HAYIR" diyecek münkîrler kim?
Şahsen 12 Eylül'ü, 12 Eylül'de aklamak isteyenlerin isteklerine, çok yürekten ve ihlâsla "HAYIR" diyeceğim! Bana münkîr derken kendi îmanınızı tehlikeye soktuğunuzun farkında mısınız? Yoksa siz de mi dünya kazancı uğruna "cin olmadan şeytanlık"a mı tâlipsiniz! 12 Eylül'de îman mı oylayacağız?
"VE TEVEKKEL A'LALLAH" (Vekîl olarak Allah yeter. Ahzâp-3)
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: