Çarşamba, Eylül 28, 2011

BANA NE BOP'TAN, EŞ BAŞKANI'NDAN!...

Haçlı taşeronu PKK görevini yapıyormuş, AKP de görevini yapacakmış!
Devlet herkesle, MİT, PKK ile hatta şeytanla da görüşürmüş ama Hükümet görüşmemiş, görüşmezmiş! Hakan Fidan, Başbakanlık Müsteşârı'yken ve Başbakan'ı temsilen görüştüğünü söylerken demek ki Türkiye'de Başbakan başkasıymış!
PKK kudurmuş saldırıyor! Her yerde, sivil-asker-polis-hamile-çocuk demeden katlediyor!
Nerede, ne zaman, bomba patlayacak bilinmiyor! PKK'da, Hükümet edenler de Türk Milleti'nin korktuğunu zannediyor!
İstihbârat Teşkilâtı'nın başka işleri var! Onlar Devlet adına PKK ile görüşmeye devâm edecekler, Başbakan da siyâseten siyâsallaştırılmış ve "asla dokunulamaz"laştırılmış; "Has..tirin! Sana ne lan? Bizden korkun!" diye pervâsızca böğüren yemînsiz, Özerklik ilan etmiş bölücülerle müzâkereye devâm edecekler; çocuklarımız, Mehmetçiklerimiz, polislerimiz, kadın-çocuk-hamile sivillerimiz de şehît olmaya devâm edecekler! Oooh be! İstikrârımız var!
Artık AKP'ye, kurmaylarına, BOP Eş Başkanı'na, Domino Etkisi'ne, Arap Baharı'na, Arap ülkelerinde ABD tarafından kurdurulan hiç bir Adâlet ve Kalkınma Hareketi'ne muhalif tek kelime etmeyeceğim!
Biliyorum ki kaale almıyorlar! Görüyorum ki "Dediğim dedik, çaldığım düdük" kararlılığıyla "Yola devam" ediyorlar! Bizim ölerek vatanlaştırdığımız topraklarımızı "babalar gibi" satıyorlar!
Yandaş Dolma Kalemler, AKP vuvuzelası televizyonlar, bizi dolayısıyla milleti ve milletin söylendiklerini duymazdan geliyorlar! İleri Demokrasi sâyesinde "Özerklik"i, PKK'lılara -Erdoğan'dan habersiz- Devlet'in önerdiğini de yemînsiz dokunulamazlar söylüyorlar ve bütün bunlara rağmen bugün sandık koyulsa % 60 oy alacaklarını söylüyorlar! Buna da inanıyorlar! Tenkit edeni gözaltına aldırıp "tutuklulukla ceza"landırıyorlar!
Ben niye kendilerinden başkasını "Allah yarattı" demeyenlerle hasım olayım ki? Benim işim başka! Benim işim, mensûbu olmaktan iftihâr ettiğim Türk Milleti ile!
Ben Millete sesleneceğim! Ta ki sesimi duyurana kadar! Yetmiş beş milyon nüfuslu bir ülkede haftada bir iki gün, 55.000 - 60.000 kişiye ulaşabilsem de Milletime sesleneceğim!
Birileri gibi "Azîz Milletim" diye kimliksiz bir hayâli ümmete de değil, Türk Milleti'ne sesleneceğim! Haçlı dünyanın hâlâ gözlerini kapattıklarında karabasanı olduğundan asla endişem olmayan "Allah'ın askerleri" sıfatlı Müslüman Türk Milletine sesleneceğim!
Türk Milleti!
Allah(c.c.); "Ey iman sahipleri! Kendi dışınızdakilerden bir kimseyi sırdaş edinmeyin. Sizi sarpa sardırıp perişan etmekten çekinmezler. Size sıkıntı verecek şeyi pek severler. Ağızlarından nefret ve öfke taşmaktadır. Göğüslerinin saklamakta olduğu ise daha büyüktür"(Âl-i İmrân-118) diye bizi uyarmıyor mu? Biz îman edenlerden değil miyiz?
Mehmet Âkif; 1920'de Kastamonu Nasrullah Cami'inden Enfâl-46. Âyeti açıklayarak; "Ey Müslümanlar! Birbirinize girmeyiniz. Sonra kalblerinize meskenet, korkaklık, acz, bezginlik çöker de devletiniz, şevketiniz, kudretiniz, kuvvetiniz hepsi elinizden gider." diye seslendiğinde bize de seslenmemiş mi?
Haçlı'nın; Afganistan'da, Karabağ'da, Balkanlar'da, Filistin'de, Irak'ta, Kerkük'te, Telafer'de, Sudan'da, Libya'da, Mısır'da, dünyanın neresinde Müslüman varsa oralarda yaptığı zûlme Allah'ın rızası olabilir mi?
Allah'ın; "Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın." (Tevbe-29) dediği Haçlı askerlerine dua edenlerden, Haçlı ile birlikte müslüman ülkelere asker gönderenlerden Allah râzı olabilir mi?
"Evimizin Evi Vatan" tehlikede görmüyor musun? Devletin, Vatanın olmazsa "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ" tarifli bu Müslüman Türk yurdunda "inleyen" Ezan-ı Muhammedi'nin; Irak'ta, Libya'da, Filistin'de, Balkanlar'da okunandan bir farkı kalır mı?
Gâzi Milletim! Mücâhit Milletim! Şühedâ ahfâdı Milletim! Allah aşkına bana kulak ver! Milletliğimizi; Haçlı'ya, işbirlikçilerine, Haçlı Müslümanlar'a yumrukça çelikleşerek, Türkleşerek gösteremezsek Devletimiz tehlikede! Allah aşkına, Muhammed(s.a.v.) aşkına, Kur'an hakkı için beni duy! Yoksa biz ölmeğe, Haçlı gülmeğe devâm edecek vesselâm!
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: