Pazartesi, Eylül 05, 2011

YABANCI DİLLİ MİLLÎ YABANCILAR!...

Siyâset stadyumu veya arena tıklım-tıklım! Şeref trübününde, liyâkate göre değil iltimasçısının gücüne göre protokol düzenini alt-üst etmişlerin karambolü!
Dostlar bağışlasın! "Protokol" ve "karambol"ün sözlük anlamlarını bildiğimi zannediyorum! Sözlük anlamlarıyla kullanıldığı anlam arasındaki farkı görerek, dilimizi harâb etmekten korktuğum için, "Kim, nasıl anlarsa..." diye düşünerek kullandım!
Siyâset stadyumuna, arenaya dönelim!
Milletimle konuşmak, halleşmek, anlaşmak istiyorum ama zorlama veya sipariş kavramlarla herc ü merc edilmiş kavramlar kargaşasında, hangi dille konuşacağımı bilemiyorum!
Stadyum diyeceğim, arena diyeceğim, kulvar diyeceğim, statü-satatüko diyeceğim, şeref diyeceğim, trübün diyeceğim, alkışlayan amigoları söyleyeceğim!
Okuma zahmetine katlananlardan bâzıları; "Ooo! Neler yazmış!" diye hayret edecekler ama kim, neye, niye hayret ettiğini, anlatamayacak!
Protokolü alt-üst etmişlerin şeref trübününden seyirciliğinde, stadyumda karakter taklitçilerinin müthîş çalım rolleri var! Golü atan mı, yoksa asisti yapan mı daha önemli diye kocaman kocaman adamlar, maçtan sonra kocaman kocaman televizyon kanallarında günlerce tartışıyorlar!
"Millî Takım" denen asıl karambolhanede ise işler tam panayırlık! Millî Takım'ın başındaki koç/antrenör/teknik direktör millî değil yabancı! Millî Takım'ın elemanlerı içinde vatandaşlığa geçmiş millî yabancılar var! Böyle olunca da 90 dakikalık maçın 96. dakikasında "Ulusal Onur"umuzu kurtaran bir yerli çocuğun sözleri, yabancılara yabancıca geliyor! Çocuk, yorgun-argın ulusal onuru kurtarmışlığın şövalyeliği heyecanıyla bir şeyler geveliyor saçını-başını yolarak ve yabancı dilleri Türkçe olan anladığını zanneden yabancılar yanlış anlıyorlar!
Eeee! Bir de yabancı koçların yabancı taktikleriyle yabancılara attığı gollerle "Şaban"lığa terfî etmiş, müthîş siyâsetçileri de hatırlayınca gel de 96. dakikada "Ulusal Onur"umuzu kurtaran golün sahibi olarak yabancıca konuşarak entelliğe heveslenme bakalım!
Öyle bir karmaşa, öyle bir panayır yeri hengâmesi ki bu karambolde aradığını görebilmek için "İki cihanda lekeli"leri bile bilen rehber Serçe'lere ihtiyâç var!
Kimse asıl mesleğini icrâ etmiyor! Artistler, Dünyayı Kurtaran Adam'lar! Artistler, rollerindeki kişilikleriyle arz-ı endâm ediyorlar! Sesi güzellerin sanki akılları da güzelmiş gibi havadan kazandıklarıyla havalı hercâi işler yapıyorlar; aralarındaki hercâi davranışlar yüzünden kafadan yediği keleş kurşunuyla ölmeyerek destanlaşıyorlar!
Bu hengâmede, bu panayır kalabalığında asıl adam gibi adamlar, kocaman profesör ünvanlı gerçekten âkil adamlar kayboluyorlar!
Siyâset Stadyumunda şeref trübündeki koç rolü yapanlar, kurşun asker sıfatlı atanmış delegelerle Genel Başkanlıklarını yasalara göre meşrûlaştıranlar, Lider'lik rolüne soyununca veya oynadıkları roldeki karakter olduğunu zannedince arenadaki kalabalığın aklı, karışmasın ne yapsın?
Siyâset Stadyumunda, sahnesinde, kulvarında, sath-ı mailinde yaptıkları rolün etkisiyle kendilerine de rol yapanların vatmanlığında; Binmişiz bir alâmete, gidiyoruz kıyâmete!
Bütün dünyada toplam nüfusları on milyon olan, iki bin yıllık ezilmişliğin intikamına soyunmuş Yahûdilerin, ABD'deki lobi gücü unutturularak "ABD ile müttefik" rol tarifiyle; "One minute!" diyoruz, asla yaptıramayacağımız yaptırımlar sıralıyoruz!
Bu arada her gün üçer-beşer şehît! Her gün evimizin içinde kurşunlanmalarımız ve havadan milyarlarca lira tutarlı bombaları Kandil'e yağdırmamız veee Diyarbakır'da konuşlandırılan Füze Kalkanı ve Müttefikimiz ABD'nin Kandil çevresinde devriye gezen askerleri!
Siyâset sahnesinde rol yapan koçlar, siyâset stadyumunda rol yapan oyunculara istedikleri replikleri okutup tekrar ettirerek milletin aklını karıştırıyorlar!
Biliyoruz ki aklı karıştırılan Türk Milleti, birden esrimişçe öfkeyle saldırıya geçerse ne rol yapan koç, ne rol yapan asist, ne de şeref trübünlerinde karambol yaratan liyâkatsizler kalmazlar!
Ey kendini yukarda zanneden, rollerinin etkisindeki kimliksizler! Vallahi millet, tekrâr oyunlardan, benzer dizi ve dizi kahramanlarından bıktı! Dizilerdeki "millî kahraman"lara söylettirilen yabancı replikler artık milletin midesini bulandırıyor!
Milletin canı tarifsiz yanıyor ve hepinizin canını yakacaklar! Demedi demeyin vesselâm...
YOLCU YOLUYLA YOL YOLCUSUYLA GÜZELDİR.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: