Pazartesi, Eylül 05, 2011

EY BAŞBAKAN! EVİMİZDE VURULDUK!

On evde daha şivân koptu! İki şehît, üçü ağır sekiz yaralımız var! Evimizde saldırıyorlar! Bahçemizde top oynarken eşiyle birlikte polisimiz kurşunlanıyor! Evimizde canımızdan emîn değiliz! "Evimizin Evi" tarifli Vatanımızda güvende değiliz! Hiç kimseye ne sitem edecek, ne de lânet okuyacağım! Sadece bir kişiye sesleneceğim!
Sayın Recep Tayyip Erdoğan!
Sayın Başbakan; Berâber yürümedik bu yollarda ama şimdi berâber ve kesinlikle sizden çok daha fazla canımız yanıyor! Fertlerine çok düşkün bir aile reisi olarak, evlât sevgisi bilen bir baba olarak, yakınlarına-yandaşlarına vefâsını kimsenin inkâr edemeyeceği vefâlı biri olarak, cesâretini hiç sorgulamadığım Kasımpaşalı tavrınızın samîmiyetine inanarak size sesleniyorum!
"Berâber yürüdük biz bu yollarda" diye sizinle gök kubbeyi inleten iki kişiden birilerinin de aynı duygularla ve -benden fazla olarak- size olan aşırı güvenleriyle aynı dilden seslendiklerini biliyorum!
"Bugün saat 21.40 sıralarında Ovacık yolu üzerinde kapalı halı sahada maç yapan on iki polis ve bunların korumalarını sağlayan üç polis arkadaşımıza saldırı oldu. Dört veya beş kişi olduğunu düşündüğümüz teröristler saldırıyı gerçekleştirdi. Bu saldırı neticesinde bir komiser ve eşi olmak üzere iki şehidimiz, üçü ağır sekiz yaralımız var. Bir yaralımız Elazığ'a gönderildi. Saldırıyı gerçekleştiren teröristlerden birisi halı saha çevresinde ölü olarak ele geçirildi. Saldırıya karşı hazır haldeyiz. Teröristler, gündüz sivil kıyafetlerle ilimize sızmış olabilirler."(mynet.com) Açıklama resmî. Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen'den!
Sayın Erdoğan; Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır kabûlüm! Kim, kimin desteği ile yaptığınızı söylerse söylesin biliyorum ki şimdiye kadar kimsenin yapamayacağı zannedilen işleri yaptınız! Bu kimsenin yapamayacağı zannedilen işleri yaparken şahsen çok rahatsız oldum! Hâlâ aynı rahatsızlıktayım ama başımız sıkıştığında, canımız yandığında, iki komşumdan birinin size oy verdiğini bildiğim Milletim adına, sizden başka şikâyet adresimiz de yok biliyorum!
Kendi adıma; etimi lîme lîme etseler, sizden veya herhangi bir beşerden yardım dilersem Allah(c.c.) kulluğundan silsin beni! Ama milletim adına, ateş düşmüş on Türk evi adına, tehlikeye soktuğunuz "Evimizin Evi" Vatanın düştüğü tehlîke adına, size yöneldim!
"Teröristler, gündüz sivil kıyafetlerle ilimize sızmış olabilirler."miş! Nerede? Tunceli'de, Türkiye'de! Yâni cep telefonu, sâbit telefon, internet kullanan her kesin dinlendiği, izlendiği endişesindeki "Teknik Takip" rekortmeni demokratik bir ülkede!
Sayın Erdoğan; artık bizi dinlemeyin demiyorum! Çünkü yeni bir üslûp geliştirdik ülke olarak! En azından "Güç bende artııık" diyenlere karşı gıyaplarında olsa bile nasıl hitap edileceğini biliyoruz! Dinlesinler, dinlediklerini Başbakanlığa bağlı MİT Müsteşarına, İçişleri Bakanı'na bağlı Emniyet genel Müdürü'ne onlar vasıtasıyla da size iletsinler! Ama artık Allah aşkına PKK'yı da dinlesinler! Artık "gündüz sivil kıyafetlerle ilimize sızmış" teröristleri de izlesinler!
Kandil'e bir günde atılan mühimmâtın bedeliyle gergin bölgelerimizde "Teknik Takip" noktaları kursunlar! Bu kahpeleri artık nokta tespitle bulsunlar! Bu kahpeleri artık evlerinde, inlerinde, köylerinde, her nerede iseler orada vursunlar! Çünkü onlar bizi artık evimizde vuruyorlar!
Sayın Erdoğan! Gözler ve vücût dili yalan söyleyemez! Bakışlarınıza, vücût dilinize bakarak çok öfkeli olmama rağmen aklımın bir yanı, size güvenmemi istiyor! Tekrâren Teknik Takipçiler, ısrarla bizi dinlemeğe devam etsinler! Üç yıldır gözaltında olan bir madalyalı Kahramanın, gözaltına alınmadan evvel telefonda bana söylediklerini kaydedeceklerine, Allah aşkına artık bu kahpeleri izlesinler!
Bulunduğum ilde bir hareket olursa sokaklarda olacağım! "Şehitler ölmez, Vatan bölünmez" diye bende bağıracağım! "Hepimiz biriz, birlikteyiz, Türk Milletiyiz" diye şahsi bir slogan da atacağım! "Türk'üm. Bu ad, her ûnvandan üstündür." diye tarihe haykıran Ziya Gökalp ağzıyla da bağıracağım! Bedeli varsa ve neyse ödemeğe hazırım!...
Sözlerim sadece size sayın Erdoğan! "İnadına Tayyip" diyen iki kişiden birilerinin içindeki "Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Türkiye halklarına Türk Milleti denir. Ne mutlu Türk'üm diyene." diyenlerin hatırına bu âsâyişsizliği bitirin! Siz isterseniz bitirirsiniz, bitirmezseniz ömrüm boyu, sadece sizi suçlayacağım! Her iki dünyada da sizden dâvâcı olacağım!
Kutadgu Bilig'den öğrenerek; "Dostunu dost, düşmanını düşman bellerim ama can ve mal güvenliğimizi sağlarsan." dedikten sonra, Şehitlerimize rahmet, aileleri ve milletimize başsağlığı, metânet, yöneticilerimize de millî ferâset diliyorum!
DEVLETİNE SAHİP ÇIKAMAYAN MİLLETİN, VARLIĞI SORGULANIR!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: