Cumartesi, Nisan 21, 2012

ASKERE AVUKAT YOK!...

"Ey îman edenler! Siz, kendinizi düzeltmeye bakın. Siz doğru yolda oldukça sapmış olan, size zarâr veremez. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size neler yapıyor olduğunuzu haber verecektir." (Maide-105)
Meâl'de âyetin altına; " Kays, Hz. Ebubekir'in kendilerine şunu söylediğini nakletmiştir; "Siz bu âyeti okuyorsunuz ve yanlış tevil ediyorsunuz. Ben Allah Resûlü'nün şöyle dediğini duydum: İnsanlar zâlimi görüp de tutarak mani olmazlarsa Allah'ın onlara kendi katından umûmi azap göndermesi yakındır." diye bir açıklama koymuşlar!
"Şunların hiçbirine eğilme, uyma: Çok yemîn eden, bayağı-alçak, ... Kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı..." (Kalem-10-13)
Prof. Dr. Y. Nuri Öztürk'e göre: "Kur'ânsal anlamda soyu bozukluk, harâm lokmayla beslenmiş ve zûlme bulaşmış olmayı ifâde eder. Bütün zûlüm çocuklarının soyu bozuktur. Kur'an'ın tek düşmanı vardır, zulüm. Ve Kur'an, tek düşman tanıtmaktadır, zâlim... Zâlime hoşgörü, mazlûmlara ve hakka zûlümdür."(Cevap Veriyorum, cilt. 2, s. 251)
Demek ki gerçek takva ehli, kindârlıkla dindârlığı birlikte ifâdeden, söylemekten çekinmeyen ve Allah adı arkasına saklanan zâlimlere ortaklıktan, destekten vazgeçmek zorundadır!
"Musa şöyle dedi: ... İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin?" (A'raf-155)
"İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: Allah'ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı toluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: Rabbimize karşı bir mazeret olsun diye ve bir de korunup sakınırlar ümidiyle." (A'raf-164)
Zâlimden, zûlümden ve mazlûmdan bahsetmeye çalışıyoruz!
Allah ile aldatanlar'ın, Haçlı Müslümanlar'ın, zâlimliklerine Allah adını, Peygamber adını, Arabist Emevizmi dîn etmeye çalışanlardan bahisle uyarı yapmaya çalışıyoruz!
Şimdi gel de, Mehmet Âkif'in Süleyman Nazif'e dediği; "Kînim, dînimdir'i keşke ben söyleseydim çünkü senin kînin de dînin gibi zayıftır!" sözünü, bu Allah ile aldatanlar'a söyleme!
Yapılanlar ve yapılacaklarda intikâm düşüncesi olmadığını söyleyen BOP Eş Başkanı Başbakan'ın önderliğindeki mazlûm-mağdur yönetimin yaptığı bir yönetmelik değişikliğiyle; "Millete ve devlete karşı suçlar, kaçakçılık, rüşvet, ihtilas, irtikap, zimmet, hırsızlık, dolandırıcılık, ihalelere fesat karıştırmak gibi yüz kızartıcı suçlar ve takibi şikayete bağlı suçlardan sanık olan asker kişilerin avukatlık ücreti ödenmez." hükmü, yürürlüğe girdi!
Bre kindâr dindârlar!
Be Allah adını, intikâmlarına, zûlümlerine örtü eden zâlimler! 40.000 kişinin katili alçağa neden bu adâlet(!)i uygulamadınız? O alçak da Millete ve Devlete karşı suçlar işlememiş miydi? Tahsisli ada-ofis'inden hâlâ bu suçları işlemeğe devâm etmiyor mu? Dâvâsı bitmiş, cezâsı kesinleşmiş olduğu halde neden hâlâ emrinde ve kuryeliğini yapan avukatları var?
Irza tasallût eden, yaşlı kadınlara tecâvüzden sonra öldürüp soyan sapıklar; otobüste suçsuz günahsız öğrenci kızı diri diri yakan psikopatlar, sokakları yangın yerine çeviren âdîler; doktorları hunhârca katledip ambülanslara ve ilk yardım ekibi sağlıkçılara, hemşirelere saldıranlar Millete ve Devlete karşı suç işlemediler mi, işlemiyorlar mı?
Heeeey! Sapanlar, saptıranlar! Sapkın ve kendine zûlmedenler!
"Zûl ile âbâd olanın âhiri berbâd olur!" duymadınız mı? Duymaz mısınız?
Îdamı kaldırarak gerçek zalimi ipten kurtarıp şimdi Millî Vicdân Kahramanları'nı da NATO Generallari arasına katıp kurunun oduna yaşı da yakacaksınız ve biz buna sessiz kalıp zûlmünüze ortak olacağız öyle mi?
Susarsam nâmertim vesselâm!
"İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin" Allahım?
"BEN BİR TÜRK'ÜM. DÎNİM, CİNSİM ULUDUR"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: