Çarşamba, Nisan 18, 2012

BİR SEVDÂ İLE VEDÂLAŞMA ...

"Hoş geldin!" diye karşılamayı, "Hoş geldin!" diye karşılanmayı, kucaklaşmayı, hasret gidermeyi çok seviyorum... Vedâlaşmayı ise hiç sevmiyorum!
Biliyorum ki her sıcak karşılanmanın sonunda, zamanı geldiğinde vedâlaşma söz konusu! Bu yüzden her coşkulu kucaklaşmada yüreğimin bir yanı; o, günü geldiğinde yaşanacak olan vedâlaşmadan dolayı, hep buruktur!
Bu yazım, bir vedâlaşma olacak!
Varlığı ile müftehîr olduğum, tanıştığımız güne hep şükr'ettiğim bir Dostum'a, verdiğim sözü tutamamış olmamın üzüntüsü, en az vedâm kadar yüreğimi burkuyor! Hatta pervâsız Türk gönlümü, çok incitiyor!
Prof. Dr. Ümit Özdağ'nın kurduğu veya kurdurduğu www.haberiniz.com Sitesi'ne, kurulduğu günden birkaç gün sonra dahil oldum.
Hür akıllı Türk Milliyetçileri ile bir arada Türk Milliyetçiliği yapabileceğimiz bir haber sitesinde, birbirinden kaliteli ve kalifiye Türklerle bir arada olacaktım. Onlarla refîklik onurunu, doyasıya yaşamanın tarifsiz keyfini yaşadım!
Bu özel ve güzel sitede yazı yazmama vesîle olan Gönüldaşım Osman ÇELİK'ten ve başta Behçet Kemal GÜRSOY olmak kaydıyla gece geç vakitlerde telefonlarıma, belki kaprislerime tahammül eden site yöneticilerinden Tanrı'm râzı olsun.
Mustafa Aslan nâmlı, aklı kesti keseli Türk milliyetçisi ve Millet Fedâiliği'ne hevesli hür akıllı, âdil vicdânlı, sadece sözlük anlamıyla Kuva-y-ı Seyyâre, yani seyyar kuvvet olmaya hevesli bir Türk'ün; doyasıya Türk Miliyetçiliği yapabileceği bir yerde saf tutması, kaçınılmazdı.
Ne zamandır sitedeyim diye bilmek için baktığımda, arşive göre ilk yazım; "Karşıdan Karşıya Serçe Uçurdum..." başlığıyla 08 Nisan 2010'da yayımlanmış. Demek ki tam iki yıldır www.haberiniz.com safındaymışım.
Kaç yazım yayımlanmış sayamadım! Önemli de değil! Ömrümü hasrettiğim, bütün varlığımı uğruna gözüm kapalı fedâya hazır olduğum Türk Milleti ve Türk Milliyetçiliği uğrunda, site vasıtâsıyla birşeylere vesîle olabilmiş, harekete müspet manada bir katkı sağlayabilmişsem, elbette bahtiyârım...
Herkesin bildiği bir gerçek var ki hiç bir misâfirlik sonsuz değildir. Her gelişin, mutlaka bir gidişi olacaktır.
Bugün o gidişin, o vedâlaşmanın vakti!
Elbette; "Her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır." gerçeğini bilirim!
Yaşını-başını almış, kendi gibi yani müstâkil düşünmeye başlamış ve düşündüklerini kamuoyu ile paylaşacak müktesebâta sahip herkesin, elbette bir mücâdele şekli, bir mücâhede tarzı olmalıdır, olacaktır. Çok hazzetmememe rağmen, son günlerin popüler bir tarzı olan; "Mes'elelere konjonkturel bakma" ilm-i siyâsetine de mecbûren saygılıyım!
Bu saygım, aynı zamanda kendime de olan saygımdandır!
Ne zaman oldu?
Niye oldu?
Hiç merak etmeden ve sorup sorgulamadan; site yönetiminin "konjonkturel bakış"larından kaynaklı, onların günübirlik siyâsetlerine uymayan düşüncelerimin, yayınlanmaması üzerine, bu vedâyı yapıp yapmama konusunda kendimle çok çekiştim!
Çünkü Behçet Kemal Gürsoy Kandaşım'a verilmiş bir sözüm vardı! Sözümün esîri olarak O'nu incitmektense aylarca pervâsız Türk gönlümün incinmesine tahammülü seçtim!
Demek ki her barajın bir kapasitesi ve suyu bend etme tahammülü gibi, sabrında bir tahammül sınırı varmış! Ömrümün sonuna kadar Behçet Kemal Gürsoy ve site yöneticilerini sevmekte kararlıyım! Ama onların da müsâadeleriyle kuva-y-ı seyyâreliğimi, yani seyyar kuvvetliğimi, yani disipline edilmez karakterimle tek başıma, Türk Milleti sevdâmla millet fedâiliğine devam etmek arzumla vedâlaşacağım!
Biliyorum ki; Cumhuriyet ve demokrasi adlı ithâl sistemi Türk Milleti'ne hediye eden Muhteşem Türk Atatürk'le ve Cumhuriyet'le hesaplaşmaya başlayan, "Demokrasi, amaç değil araçtır." demekten hiç imtinâ etmeyen İleri Demokrat AKP'lilerin, Türk Milliyetçileriyle de hesaplaşmak için, çok şiddetle bir saldırıya hazırlandıklarını hissediyorum!
Dünyada bir benzeri olmayan ve sistem diye dayatılan bu sistemsizlik içinden, bir çâre çıkabileceğine inanmıyorum! Dahası; güya Birinci 12 Eylül'cüler ve 28 Şubat'çılarla hesaplaşma gösterilerini, 1982 Anayasası ile yapıyormuş gibi yapan AKP ve muhalefet partileriyle Türk Milleti'nin demokratik bir kurtuluşa ermesi mümkün değil! 1982 Anayası'nın getirdiği Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, Dokunulmazlıklar Yasaları değiştirilmeden, bir hesaplaşma ve çâre mümkün mü?
Ömrümün 45 yılını propogandisti olarak yaşadığım, mensûbiyetiyle iftihâr ettiğim, herşeye ve herkese rağmen hâlâ Türk Milliyetçiliğinin tek adresi ve markası olmuş MHP'nin mevcût Genel Başkanı'nın; "Şu sıralar çatlar ve dağılırsa kaos olur!" yaklaşımına, itirâz edemeyeceksem, samîmi uyarılarımı yapamayacaksam, çâresizliğe kendimi mahkûm etmenin bir mantığı olabilir mi?
Kim, kimden yana olursa olsun!
Kim, kime siyâseten destek veriyor veya yandaşlık ediyorsa etsin, mes'elem değil!
Mevcût MHP Genel Başkanı Beyfendi tarafından sevilmediğimi biliyor ve kendilerini sevmediğimi ifâdeden hiç çekinmedim, çekinmiyorum! Lâkin Genel Başkan'a olan sevgilerini bildiğim ve "Ülkücüyüm" diyen herkesi, ölümüne sevdiğimi de onurla haykırıyorum!
Onlar beni, sevmeseler de olur!
Türk'üm ve DNA'mın fonksiyonları gereği Türk Milliyetçisiyim!
Türk Milleti'ndenim ve millî aklım gereği; "Ne mutlu Türk'üm diyene." diyenleri gözbebeğim sayacak kadar Türk Milletçisiyim!
1944 Tabutluklarını mumla aratacak şiddetle Türk Milliyetçiliğine karşı bir taarrûzu bekliyorum! Ne çıkarsa bahtıma tevekkülü ile Yalnız Kurt edamla, tek kişilik dünyâma ve sîne-i millete çekiliyorum!
Tek başıma da kalsam susarsam, namertim!
Tanrım'a teslîmiyetim, Türk Milliyetçiliği ve Türk Milletçiliği fikriyâtımla Tûran Yolu'nda, Kur'ân kılavuzluğunda seferime devam etmek üzere, www.haberiniz.com'a vedâ ediyorum! Bu vedâlaşmamdan sonra, anılan sitedeki âtıl köşemin kapatılmasını istirhâm ediyorum.
Hakkım varsa düşünmeden helâl ederek ve sürç-i lisânımla incittiklerim varsa Allah rızası için helâllik dileyerek hepsini, Allah'a emânet ediyorum...
TÜRK, TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ vesselâm!...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: