Perşembe, Nisan 05, 2012

KEŞKE'LER OLMASAYDI KEŞKE!

İçim kan ağlayarak, yüreğim burkularak öğrendim!
Öğrenmeseydim keşke!
Sebepten Allah sorsun, son günlerde çok "Keşke!" demeğe başladım! "Keşke"nin şeytan sözü, vesvese başlangıcı olduğunu bile bile, ne çok "Keşke!" demeğe başladım, ne çok "Keşke!" diyenleri itiraz etmeden dinlemeğe başladım!
Keşke; bu kadar kendini kaybetmiş kişi, "Ülkücüyüm." demese keşke!
Keşke; "Ülkücüyüm." diyen bu kadar kendini bulamamış kişiye kızarak aynı üslûpla mukabele eden, öfkeden kendini kaybetmeye müsait kişiler olmasa keşke!
Keşke; artık gittikçe siyâsî ahkâm sahnelerine dönüşen, riyakârların kurnazlık yarıştırdığı, mezarbaşı resimleri çektirme kuyruklarının oluştuğu kabir ziyâretleri yapılmasa keşke!
Keşke; güya sevgisinde birleştikleri bir kişinin kabri ziyâretinde, ölümün kimleri toprak ettiğinin ibretle seyredilmesi gerekirken, hiç ölüm yokmuş gibi kabir başında birbirine saldıran; "Ülkücüyüm." diyenler olmasaydı keşke!
"Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz." (Enbiya-35) emrinin en belirgin ispâtı kabir başında, ölümüne güya üzüldükleri kişi için aynı adreste buluşanların, birbirine saldırıları olmasaydı keşke!
"Size, kabir ziyâretini yasaklamıştım; ama artık kabirleri ziyâret edebilirsiniz. Çünkü bu ziyâret size ölüm sonrasını hatırlatır." Hâdis'ini hatırlayınca artık kabrin bile ölüm ve sonrasını hatırlatmaya yetmediğini görerek korktum! Korkmasaydım, bu nâ-hôş hadiselerle bizi korkutmasalardı keşke!...
Bir kaç gün önce, ebediyyete yolculadığımız Dâvâ Aysbergleri'nden Sevgili İlhâmi Bölük'ün musalla taşındaki aziz na'şı başında, cenâze cemâatini, kaç eski il başkanı varsa o kadar gruba bölmüş olan sessiz parçalanıştan rahatsız olmuş ve sessizce ifâde etmiştim! İtirâzımı daha yüksek, hatta en yüksek sesle haykırarak etseymişim keşke!
O zaman yüksek sesle itiraz etseydik belki Başbuğ Türkeş'in Kabri başında, güya kabir ziyâreti yapan ve güya Türkeş sever gruplar, birbirine saldırmaz, birlerinin kafalarını gözlerini kırmaz aracılık etmek isteyen kadınlar da aracının nasibi dayaktan pay almazlardı! Keşke!...
Ahmet Çepni gönüldaşımız, 4 Nisan Günü'nü; "Hemen ardından hesaplaşmalar başlandı. ... Koca koca adamlar eski ve yeni hesapları için yumruklaştılar. Orada, Başbuğumun kutlu kabrinde. Üç y....k birini yumrukladı! Zorla ayırırken “Sen benim genel başkanıma nasıl söz söylersin” yalakalanmalarını duyduk. Evet birkaç zübük bir araya gelip kendini güçlü sayınca bir kişiyi yumrukladılar. Gitmeye doğruldular ama bitmedi. Yumruklanan gidip kendi arkadaşlarını buldu. Bu sefer onlar saldırdı. Az önce kahramanlık edenleri dövdüler hem de yanlarındaki kadınları dahi yumruklayarak." şeklinde anlatan satırlarını keşke yazmasaydı ve ben de okumasaydım keşke!
Ben, gidemedim! Çok istiyordum, gidemedim!
Niye gidemediğimi, samîmi sırdaşlarım biliyorlar ve umarım; "Lütfen orada ayaklarınızı kuvvetle yere vurun! Sebebini soranlara, Mustafa Aslan'ın gönlü burada ayaklarınızın turâbı, ezin onu! Ezin ki sizin ayaklarınıza, yolunuza toprak olmanın huzûruyla sakinleyebilsin dersiniz!" ricamı yerine getirmişlerdir.
Türk'ü seven, Türk Birliği hayâliyle bütün sıkıntılara direnme kudreti bulan Türk Gönlümü, Başbuğ'un Kabri başında birbirine saldıranların ayakları altına atmasaydım keşke!
Bedenen gidemediğim için kendimi cezalandırıp eve hapsettiğim ve Bengütürk tv'den naklen izlediğim "Töresiz Tören"i izlemeseydim keşke! Sağlığında dünyaya sığmayan Türk Bilgesi Başbuğ'un mütevazı kabirlerine ısrarla "Anıt Mezar" diyen, MHP Genel Bşk.'nın alelacele yazıldığı belli bir metinden okuduğu ve sık sık kesilen zoraki konuşmasını ve kesintiler arasında güya zaman dolduran sunucuyu dinleme işkencesine kendimi tabi tutmasaydım keşke!
Aaaah! Keşke! Keşke! Keşke!...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: