Pazartesi, Mart 23, 2009

BALGAT'TAN, MİLLET GÖRÜLMÜYOR MU?

Bahçeli ve ekibinin; muhalif olan il yönetimlerini feshederek ülkücü yürekleri incittiği günlerdi. Ki o seçim sonunda, suçlu olarak kendisini açıklamış ve istifa ederek partiyi olağanüstü kongreye götüreceğini ve aday olmayacağını açıklamıştı. Bu alkışlanan erdemli davranışı ile de milleti yerlerine çakılmış, başarısız genel başkanlardan kurtarmıştı! Sonra ne olduysa olmuş ve "Devletin başına Devlet" geçsin diye, Ülkücü Hareket'in ilk yalancı genel başkanı olmuştu!
O günlerdi. Erzurum'da, dostlarımızla hemhâl olduğumuz bir andı. Geçtiğimiz günlerde Hakk'ka yürüyen sevgili Selâmi TÜRKMEN'de sohbetteydi. Yalancı genel başkan ve ekibinden şikâyetler ve ne yapılacağı konuşuluyordu. "Kardeşim! Parti, dîn değil! Eğer parti dîn olsaydı, 12 Eylül'de Kenen Evren bütün Türkiye'yi dînsiz bırakmış olmaz mıydı? Ocağımız devâm ettiği sürece, hiç bir endişemiz olamaz. Ocaklardan ehil ülkücüler yetiştirerek yanlışlıkları düzeltiriz. Her şeye hatta Bahçeli'ye rağmen, inadına MHP!" sözleriyle bizi partimizden soğutmayan Selâmi, D.B. ve ekibinin feshettiği Erzurum İl yönetimindeydi! Böyle deli sevdalı bir yüreği, partisine hasret öldürdü Bahçeli!...
Daha ne sevdâlı delilerimizi, teşkilâtlarına hasret bıraktığını; hem hasret çekenler, hem hasret bırakanlar, hem de hasretlilerin hasretini bilenler bilirler ama takîyyeyi siyasi literatürümüze sokan Tayyip ERDOĞAN'ın en birinci yardımcısı, milliyetçi takîyyeci, kürsülerden "ruh ikizliği"ni kabul edip W.Bush'la ruh ikizi olmamakla takîyye yapar!
CHP ve İsmet Paşa'yı Baykal'dan fazla savunur! Pek haksız da sayılmaz! Millî Şef; 1944'te Türk Milliyetçilerini tabutluklarda insanlık dışı işkencelere tâbi tutarken Bahçeli ailesi CHP'li idi ve devrin, "ortanın sağı"ndaki iktidârı ile kanlı bıçaklı idiler!
Allah, bu adamı, Ülkücüleri incitsin diye yaratmış! O, ruh ikizliğini şükrederek kabullenirken, ruh ikizi; "Memleketi kurda kuşa teslim etmem!" diye 1944'ten kalan kînin devamıyla ülkücülere saldırır! Bu kadar açık incitmelerden sonra da "ruh ikizi"; MHP'ye diye iftira ettikleri Devlet Bahçeli muhaliflerini, insafsızca ve edep dışı üslûplarla "hain" ilan eder!
Allah aşkına bir kere bile aynaya bakmaz mı? Siyâsetin çâre üreten merkezlikten, renksizlik adındaki çâresizliğe dönüştürülmesinde birinci sorumlu olarak, bir kere bile olsun vicdânen rahatsız olmaz mı?
Bu kadar katı bir kindârın yanında, yakınında duran; kırk yıllık ülküdaşlarının sadece ülkücü oldukları için partiden uzaklaştırıldıklarını seyreden arkadaşlarımızdan niye bir itiraz olmaz? Ülkücülüğün kırk yıllık semeresinin tam merkezine, çekirdeğine yerleşmiş bu kurtçuğu, nasıl fark etmezler? Yoksa Balgat'taki o muhteşem binada, özel iknâ odaları mı var?
Şu anda Bahçeli'ye yakın ve kırk yıldır tanıdığımız, tanıştığımız arkadaşlarımıza -özellikle ülküdaşlarım demiyorum- Allah rızası için sorarım: Hanginizi, hangi meselenizde, hatta hangi seçiminizde yalnız bıraktık? Şimdi siz neden ülküdaşlarımıza reva görülen bu işkencelere seyircilik ediyorsunuz?
"Kırk günlük çalışmayla kırk belediye" sloganı ne oldu? Başbakan altmışı bulan miting yapmışken, Bahçeli'nin miting sayısı kaç? Yapılan mitinglerde Üç Hilal sevdasıyla meydanları dolduran insanların suratlarındaki memnûniyetsizliği de görmezler mi?
Ankara'da kişiliğinden kaynaklı bir rüzgârla yelkenleri şişirmiş olan Mansur YAVAŞ'ın tanıtılması gerekirken; tek hilâl içindeki kendi posteri ve ülkücüleri inciten; "Bir hilal uğruna kırk yıl" sloganıyla, yapılmak istenen ne?
Üç koyunu güdememekle suçlanan D.B.'ye bir tane danışmanı; "Râinâ demeyin, unzurnâ deyin." Ayetini hatırlatmaz mı? Gûya verilen cevaplarla, Recep tayyip Erdoğan tasdîk edilirken, kazanma şansı olan ülküdaşlarımızın engellendiği fark edilmiyor mu?
Balgat Cenahı'na ülkücülere ve Türk Milliyetçilerine dolayısıyla Türk Milleti'ne işkence etme hakkını ve görevini kim verdi?
Yoksa Balgat'tan, o muhteşem binadan bakıldığında millet görülmüyor mu?
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: