Çarşamba, Mart 18, 2009

BİR AKLIMIZ KALDI!...

Atatürk Sistemi, can çekişiyor!
Meclis'te çoğunluk olan, bir "demokrasi padişahı"nı izliyoruz! İtirâza hakkımız yok, bu padişâhı, biz seçtik! Demokrasiyi araç edinen, istediğini demokrasi trenine alan, istemediğini atan bu demokrasi padişahı makinistin raylarını biz temizledik!
Devletin bütün kurumlarıyla kavgalılardı! Kavgalarını, demokrasi aracıyla yapıyorlardı!
Köşk'le kavgalılardı. Bahçeli sâyesinde Köşk'e çıktılar, kavga bitti!
Çiftçiyle kavgalılardı; "Gözünüzü toprak doyursun!", "Ananı da al git!" diyorlardı! Şimdi miting süresince, göz altına aldırıyorlar!
Sendikalarla kavgalılardı; "Siyaseti siz belirleyemezsiniz!" diyorlardı! Şimdi en muhalif sendikacı, suçunu bilmeden, seçimlere kadar göz altında!
Memura; "Beğenmeyen istifa etsin!" diyorlardı! Seçim üstü on binlerce yandaş memur alacaklarını duyuruyorlar!
Şehit Aileleriyle kavgalılardı! Şehîde "Kelle", katil başına "Sayın" diyorlardı! Şimdi, "Sizin gibi hayvanlar yaşasın diye onlar şehîd oldular!" diyorlar!
Basın ve medya ile kavgalılardı! Şimdi medya ve basınları var! Kendilerinden olmayan gazeteciyi hapsediyor, gazeteleri yasaklıyorlar!
Yargı ile kavgalılardı! Hâlâ kavga var ve intikam peşindeler!...
YÖK ile kavgalılardı! YÖK onlardan!
Solcularla kavgalılardı! Solcu bakan var! Sağcılarla kavgalılardı! Sağcı bakan var! Ülkücülerle kavgalılardı! Ülkücü bakan var!
Türk Milliyetçileri ile, AB ve ABD adındaki medeniyetler sevmiyor diye kan davaları var!
Anayasa Mahkemesi ile, Yargıtay’la kavgalılar! YARSAV'la düşmanlar! Barolar Birliği ile kavgalılar!...
Barışık oldukları var mı? Var!... AB ile barışık, hem de karışıklar! Yıllarca her kesi, "Batı Garsonu" diye suçlamışlardı! Şimdi şef garsonlar!
Her kesimden kavga ederek oy almış, oy uğruna bütün değerleri reddetmişlerdi! Seçildikten sonra; misyonerlerle barıştılar, artık diyalogcular!
Davos'ta Peres'e fırça atıp, İsrail'le dost oldular! BOP Eş Başkanlığı'ndan Medeniyetler Arası İttifak'ın Eş Başkanlığı'na terfî ettiler!
Azerbaycan'ı küstürüp, Ermenistan'la barıştılar! Kıbrıs'tan vaz geçtiler! Kerkük-Telafer Allah'a emânet!
Şehit Aileleri ile kavga edip; PKK’lı leşlerine tören yapan federeci'lerle barıştılar!...
Başbakan değil bir Hükümdâr seçmişiz! Millet hizmetinde bir kabine değil, "Dediğim dedik, çaldığım düdük." diyen bir konsül seçmişiz!
Gelirin eşit dağılımını sağlayacaklardı! Kabine mensûpları ve yandaşlar arasında, Allah için eşit paylaşım var! Hârun'ca gelip Kârun'laştılar!
Başörtüsünü halledeceklerdi! Bahçeli sâyesinde, baş örtüsü hâla gizli gündem örtüsü!
Rektörlerden başörtüsüne esas duruş alacaklardı! Anayasa değişikliğinden sonraya ertelendi!
Yargı bağımsızlığını sağlayacaklardı! Partilerini kapatmayan yargı, bağımsız!
Kanı durduracaklardı! PKK'nın katlederek topluca gömdüklerini; itirafçılar(!)ın gösterecekleri yerlerde bulabilirlerse, resmî görevlilerin, Ordu'nun üzerine yıkacaklar!
Milletin hâdimi olacaklardı, hâkimi oldular! Kavgalı oldukları makamları doldurarak oy aldıkları her kesimden, "Kinci İkinci Cumhuriyetçiler"in intikâmı yolda!...
Hadi millet! 29 Mart'ta, hiç "Türk'üm" dememiş intikamcılara, bu son yetkiyi de verelimde aklımızı başımızdan alsınlar!
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: