Cuma, Kasım 25, 2011

AÇIK MEKTUP

Sayın Başbakan;
Biliyoruz imam-hatiplisiniz. Kur'an tilâvetinizin de maşallahı var. Rahmetli Anneniz'e ikrâm ederken seven-sevmeyen herkesin yürek tellerini titrettiniz! Allah kabul etsin. İfrât derecesinde sevenleriniz size dokunmayı ibâdetten sayıyorlar! Ûlema değilsiniz belki ama dînî bilgilerinizin olmadığını kimse söyleyemez.
Sevgili Kasımpaşalı'mız; bildiğiniz bir uyarıyı hatırlatmış olalım; En'âm Suresi-108'de Kur'an; "Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyiniz; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler." diye uyarmaz mı?
Siz; büyük bir çoğunluğun sevdiklerine, şu anda oturduğunuz makamı, O'nun kurduğu Devlet ve sisteme borçlu olduğunuz, rahmet ve şükranla anılmayı fazlasıyla hak eden bir Millî Kişi'den, Atatürk'ten intikama heveslenler varken, O'nun İstiklâl Harbi silah arkadaşlarına hakâret ederseniz; onları sevenler de sizin kıymet verdiklerinize hakâret etmezler mi? Bu gereksiz kutuplaşmanın, kime veya toplum düzenine ne yararı olur?
Siz, bir kişiyi tâciz ve tahrîk ederek kamuoyu oluşturmak için "Cambaza bak!" anonsu yaparken Millî vicdânı incittiğinizin farkında mısınız?
Siz, yıllarca süren ve PKK'dan önceki en uzun Kürt isyanlarından birinin elebaşını aklamak adına, Gâzi Meclis'teki 550 mebusun ikbâlini borçlu olduğu Cumhuriyet'le hesaplaşmaya niyetlenirken kaç ölüyü rahatsız ettiğinizin, ettirdiğinizin farkında mısınız?
Sizin milleti cambaza baktırırken yönlendirildiğiniz asıl mes'eleye örtü etmek istediğiniz sûni gündemle dünyalarını değişmiş kişileri seven, kaç milyon kişiyi de tahrîk ettiğinizin farkında mısınız?
İsmet İnönü'yü, Celal Bayar'ı, Adnan Menderes'i, Fevzi Çakmak'ı, Mehmet Âkif'i, ölmüşleri, öldürülmüşleri, idam edilmişleri hatta kaynak gösterdiğiniz Necip Fazıl'ı niye dile düşürdünüz?
Siz, devrin imkânsızlıkları yüzünden yüzlerce yıl civar illeri yağmalayıp Tunceli'nin yol geçmez, kuş konmaz dağlarına saklanarak Osmanlı'ya vergi vermemiş, askerlik yapmamış âsi, şımarık, işbirlikçi feodallerin, Türkiye Cumhuriyeti'ne de baş kaldırarak İngiliz ve Fransızların kucağında semiren bir şâki ve suç ortaklarının idamlarına üzülmüş olabilirsiniz! Adâletin idam ettiği, Kolluk Güçlerinin çatışmada öldürdüğü kişilerden bazılarına ağlayanlar da olabilir! Tarihte de, günümüzde de ve dünyanın her yerinde devlete isyanın bedeli, kelledir!
Unutulmasın ki Türk Devleti'ni kurup Gençliğe emânet edenler; "İktidara sahip olanlar gaflet, dalâlet ve hatta hıyânet içinde olabilirler. Hatta bu iktidâr sahipleri şahsî menfaatlerini müstevlîlerin siyâsi emelleriyle tevhîd edebilirler." diye varislerini uyarmıştır! Her okuyanı elektrik gibi çarpan, kehânetvari bu uyarının, kamu vicdânındaki karşılığının farkında mısınız?
Sayın Kasımpaşalı Başbakan;
Kavlamış, kapanmış yaraları kaşıyıp kanatarak yanlış yaptınız! Size yanlış yaptırdılar! Bir anlık öfkenizle kamu vicdânını bir kere daha çok ağır yaraladınız! Meselâ Necip Fazıl'ın bütün hayatını, defalarca tekrarladığı siyâsi dönekliklerini, süflî yaşantısını ve Adnan Menderes devrinde kalemini kiraya vererek örtülü ödenekten kumar borçlarını ödediğini yani dolma kalemliğini bilmelerine rağmen; "Ölüden şeytan da el çeker" öğretisiyle lânetlemeyen ne kadar kişinin, öfkesini kabarttığınızın farkında mısınız?
Haçlı istiyor diye, "geceyarısı yasaları"yla toplam nüfusları bir kaç bin kişi olan azınlık vatandaşa tavizlerinizle milyonlarca Alevî Türkmeni, milyonlarca Şia-Caferî Türk'ü, milyonlarca Türk Milliyetçisini, milyonlarca Atatürk seveni incitişiniz kıyaslanınca hiç te ma'kul görünmüyor!
Sayın Başbakan; sizi, yüzlerce yıl teb'amız olmuş din kardeşlerimizin, akrabalarımızın üzerine pohpohlayarak yönlendirenler, sizin sonunuzu da size yaptırdıkları bu tahrîklerle hazırlıyorlar, dikkatli olun!
Karşınızda her zaman sizin oluşturduğunuz gündemi takip eden, beceriksiz siyâsiler olmaz! Millî duruşlu bir millet evlâdı çıkar; sizin de, size akıldânelik eden dolma kalemlerin de, sizin sâyenizde Cumhuriyetten intikama heveslenen hainlerin torunlarının da hesaplarınızı bozar!
Mazisine ve suçlu da olsa geçmişine sâdık sâdece kendinizi görürseniz, AB ve ABD desteği ile he-man (hi-men) tavrına devam ederseniz, karşınıza sizin üslûbunuzda bir millet evlâdı mutlaka çıkar! Bu milletin Millî karakterli Kasımpaşalıları da vardır ve nöbettedirler vesselâm...
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

6 yorum:

Adsız dedi ki...

mektubu beğendim ancak bu dersim olayı iyice irdelenip bilinmeliki halk kimin yanında durması gerektiğini bilsin orada muhtemel kurunun yanında yaşta yandı ancak isyan affedilmez suçsuz masumlar orada öldürüldüyse mutlakki mekanları cennettir ancak bu devlete baş kaldırıp onun askeriğne silah tutanda o kadar cehennemliktir..

cilgin turk ergenekon dedi ki...

yureyine saglik gonlumuzu okumuscasina kaleme almissiniz tsk

Adsız dedi ki...

yakında Apo'dan da özür diler yattığı yıllar için tazminat öder, sonra da gönlünü almak için meclise sokarsak şaşırmayınız.

Adsız dedi ki...

YA DAHA NE DENİLEBİLİR Kİ HALA O KARSISINA DEĞİLDE KARSILARINA ÇIKACAK O VATAN EVLADINI BİR AN ÖNCE GÖREMEK İSTİYORUM SAYGILARIMLA ŞENOL ŞAHİNOĞLU

Hüdai Uzun dedi ki...

Kaleminize sağlık.Doğru söze ne denilebilirki.

Türkmenoğlu dedi ki...

Sayın Mustafa Aslan
Yazınız güzel ve doğru,1-Evinizde duvarın önüne geçin bu yazdığınız yazıyı tekrar okuyun,yazı duvara etki yaparsa ki yapmaz,Mektubu yazdığınız"Kasımpaşalı da" o duvardan zerre kadar farkı yoktur.
Değişmez,anlamaz,dinlemez birisi var karşınızda felsefede çok güzel bir tanımlama var;Değişmeyen ya delidir,yada ölü.
Son olarak Allah'ın Lanetlediğine ben "dua"edemem edersem o bedduadır