Pazartesi, Kasım 14, 2011

TÜRK ÖLÜR, TÜRKLÜK YAŞAR...

Sevgi güzel bir şey! Sevdâ bambaşka! Düş güzel bir şey, hayâl güzel şey! Adı taklitçi zavallılarca ideal edilen mefkûre, güzelden de güzel, güzel ötesi muhteşem bir şey!
Sevgi, paylaşıldıkça çoğalır; sevdâ paylaşılırsa dile düşer, kıymetsizleşir, ne kadar çok bilinirse o kadar çok yok olur!

Düş, güzel bir şey, bir kişilik. Paylaşılmaya niyetlenilse bile bir kişilik! Genellikle inanılmayan ama anlatana saygı olsun diye dinlenen, herkesin algısınca yorumlanan; bir kişilik, bir günlük veya bir anlık bir güzellik!

Hayâl paylaşıldıkça büyüyen, büyüdükçe güzelleşen, savunan sayısı çoğaldıkça yapılması mümkün olan insanlığın geleceği!
Hayâl dünyâsı zengin bir kişi tarafından bir kişilik kurulan, paylaşıldıkça her ân bir yerine yeni hayâller eklenerek beslenen; kişiden aileye, aileden sülâleye, sülâden kabileye, kabileden halka, halktan millete mal olan, sahibi çoğaldıkça millîleşen, gerçekleştirildikçe millî haz veren, nerdeyse mucizenin de mucizesi bir olgu!

Bir kişilik hayâlle başlayan, paylaşıldıkça kabullerle büyüyen ve toplumun her ferdinin bir yerinden destek verdiği
mefkûre; eşref-i mahlûkat insanın düşünce zirvesi! "Gök çadırım, Gün bayrağım!" inancındaki bir kişinin, bu büyük hayâlinin binlerce yıldır bir milletin hayâli olabilmesini, bir millet tarafından binlerce yıldır üzerine hergün bir başka hayâlin inşâ'sını anlamak mümkün de, korkağın sığ aklına anlatabilmek mümkün mü?
Semâvî kitapların tamamında, insanlığın; bir ilke, ilk yaratılana, bir erkek-bir kadından oluşan bir çifte dayandırıldığı bilinir! O bilinen bilgiden hareketle de insanlığın adı,
"Ademoğlu"dur!
Eşref-i mahlûkat âdemoğlu çoğaldıkça hayâlleri büyüyüp mefkûreleştikçe insanî dalgalanmalar, bu dalgalanmalara insanî karşı koymalar ve baskın hayâlle kaçkın hayâlin çatışmasıyla da savaş oluşur! Öldüren de, ölen de insandır, âdemoğludur ve ölen de, öldüren de mefkûresi-ideali uğrunda bedeldir!
Cesûr da, korka ta insandandır! Cesûr savaşçıdır! Cesûrun hayâline dur-durak olmaz!
Cesûrun milletine sağlamaya çalıştığı kalıcı barışın tek yolu, savaştır! Savaş, ne kadar büyük olur, ne kadar kanlı ve karşı tarafı yok edici olursa sağlayacağı barış, o kadar kalıcıdır!

Cesûr da sever, korkak ta! Cesûr; sevdâsı, hayâli, mefkûresi-ideali yaşasın diye hevesle ölüp öldürebilirken; korkak, sevgisini yaşatabilmek için yaşamayı, yaşayabilmek için saklanmayı tercîh eder!

Korkaklar sağ kalır! Korkaklar, sağ kaldıktan sonra hayâl kurabilir! Ama korkağın hem kendisi, hem düşüncesi, hem hayâli, hem de sevgisi galip bir cesûrun tutsağıdır! Galip cesûrun verdiği izin kadardır korkağın hayâlinin ve kendisinin ömrü!

Rahmetli Durmuş Hocaoğlu, fakîre hitâben yazdığı 29.06.2010 Salı günlü Açık Mektubunda; "Artık
'geleceğin tarihine yazılmış mektuplar' kaleme alacağım. Kürre-i arzın neresinde, hangi îklim(ler)de, hangi zaman diliminde, hangi kavimden, hangi dilden, hangi dinden olduğunu bilmediğim, yüzünü hiç görmeyeceğim, hiç göremeyeceğim dürüst insanlara hitap eden mektuplar olacak bunlar ve yazdıklarımı bir bunlar okuyacak ve bir de kavuşmaklığıma az birşey kalan Rabbim." demişlerdi.
Bir insanoğlunun düşü, hayâli, mefkûresi, zamana bu kadar mı hükm'eder? Hür aklı ve vicdânıyla başbaşalığı başarmış bir insanoğlu; kendi öldükten sonra bile hayâlinin-mefkûresinin yaşamasına, yaşatılmasına uğraşacakların varolacağından bu kadar mı emîn olabilir?

Lisânımı ve rengimi değişik yaratmasını, yerleri ve gökleri yaratması gibi delillerinden gösteren Rabbim'in yaratarak adını koyduğu, Miraç'tan "Allah'ın süvârileri" sıfatını Resûl'ün getirdiği Türk Milletinin mensûbu olarak, şükr'ederek, Türk'çe hayâller kursam, bir daha "Gök çadırım, Gün bayrağım" desem, bana dur diyecek kudrette hayal mi var? Hayâle güç mü yeter? "Allah, hakimlerin en güzel hüküm vereni değil midir?" (Tîn-8)

"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."

Selâm, sevgi, dua...

Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: