Cuma, Kasım 18, 2011

YALANDAN KİM ÖLMÜŞ?

Gerçek can acıtıyor! Yalancının kıvrak zekasının hızına da doğrunun aklı, ayak uyduramıyor!
Ortalık yalan ve yanlış gündemlerle toz-duman!
"Paranın dini olmaz!" gerçeğini, Müslüman Başbakan'dan öğrendik!
Vatanın sınırlarının olmadığını, "Mü'minin, seccadesini serdiği yer vatandır." diyen Müslüman cemaatlerden öğrendik!
Entelliğin, "Vatanı bir çift kadın memesine satmak" olduğunu, dünün marksisti, bugünün değişen-gelişen liberali, ileri demokrat, AKP vuvuzelası, "dolma kalem"lerden öğrendik!
"Devlet malı deniz, yemeyen domuz." bid'atının doğrusunu, devlet malını "Babalar gibi satarım." diyen Müslüman Kemal Abi'den öğrendik!
"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar." öğretisinin güncel ve teknolojik versiyonu; "Yalancının ampülü söndürülünceye kadar yanar." gerçeğini, Müslüman AKP'den öğrendik!
Milletin can acıtan gerçektense duymak istediği yalana itibar ettiğini de üç seçimdir AKP'ye gösterdiği itibâr ve ihtiramdan öğrendik!
Mürâilerin yalan ve yanlışlarını, doğru tavırla doğru adreslerde sunarak başarmalarına şaşırarak biz doğrularımızı, yanlış tavır ve yöntemlerle yanlış yerlerde bağırarak kıymetsizleştirdik! Atatürkçü geçinen laikçiler, sarhoşken cami müdâvimlerine iğrençleştiler; güya dindâr milliyetçilik yapmaya çalışan acemiler de meyhanelerde âyetlerle sohbet deneyip sarhoşlar içinde acayipleştiler!
Olmadı ki olmadı! Bu gidişle de biraz zor olacak!
Yine de ısrarla kaç kişiye duyurup kaç kişinin dikkatini çekersek başarıdan sayarak gördüğümüz bir tuhaflığı dikkatlere sunmaya çalışalım.
Tarih; 9 Eylül 2011
Yandaş basın ve medya; "dokunmanın ibâdetten" sayıldığı, Dünya Lideri BOP Eş Başkanı, Başbakan'ın El Cezire Televizyonu'na verdiği beyanatı; "Başbakan Erdoğan, İsrail'e mesajı Arap dünyası üzerinden verdi. Türk Donanması, Doğu Akdeniz'de yardım gemilerine eşlik edecek, dedi." diye duyurdu! Başbakan'ın; "Gazze'ye yardımlar Mavi Marmara'daki gibi bir daha saldırıya uğramayacak! Bundan sonra askeri gemilerimiz gerek Aksaz'dan, gerek iskenderun, Mersin bütün buralardan bu denizlerde, bu sularda görülecekler, bulunacaklar." dediğini de hepimiz duyduk.
Aynı gün, ABD Dışişleri bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland; Amerikan vatandaşlarının bu faaliyetin içerisine girmemeleri yönünde uyarılarını tekrarladıklarını belirterek; "Filoya Türk savaş gemilerinin eşlik edebileceği yönündeki bazı haberlere dair bir kaygı vardı. Türk Hükümeti tarafından bize, böyle bir durumun söz konusu olmadığı kesin bir dille izah edildi. Bunun çok kötü bir fikir olduğu düşüncemizi açıkça dile getirdik. Onlar da bize, böyle bir durumun söz konusu olmadığı yönünde güvence verdi." açıklamasını yaptı!
Ve aynı gün İsrail Başbakanı Netenyahu; "Donanma, İsrail savunma kuvvetlerinin iki uzun kolundan biridir ve bu kol çok güçlüdür. En uzun ve güçlü kol ise hava kuvvetleridir." diyerek aba altından sopasını gösterdi!
Sonuç; 4 kasım 2011'de yani BOP Eş Başkanı, Dünya Lideri başbakan'ın İsrail'i tehdîtinden bir ay sonra, Türkiye'den hareket eden ve Gazze'ye uluslararası yardım taşıyan iki tekne, uluslararası sularda İsrail savaş gemilerinin müdahelesine uğradı, aktivistler tutuklandı!
Bu onur kırıcı olaylar olurken Müslüman Başbakanımız, içimizdeki teröristleri bitiremeden, hatta insan hakları ve ileri demokrasi uğruna Meclis'e zorla davet ederek yemin ettirdikleri PKK'nın siyasallaşmışlarını hizaya sokamamışken, Suriye'deki karışıklıklara insâni-demokratik-bombalı müdâheleye hevesleniyor!
Kelin dermanı olsa başına sürter de yalandan da kim ölmüş ki canım?
"Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır." vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: