Cumartesi, Kasım 26, 2011

KUTU AÇILMIŞ, PİS KOKU YAYILMIŞMIŞ!...

Gâvur kaşığıyla Müslüman dışkısı yemeğe çalışan, işte böyle ağzına-yüzüne bulaştırır! Kardeş Batılı ya! Entel ya kardeşlerimiz! Batıcı ya, ileri demokrat, insan hakları savunucusu, gâvurun yobazları!
Yeni bir yürüyüşe heveslenip kendi yürüyüşünü kaybederek zıplaya zıplaya kalan ürkek, lekeli serçeler kılavuzluğunda, nereye gidilebilir ki? Uçarken yalpalayan, kaçarken sendeleyen, yürürken zıplayan, öterken cik'leyen serçenin kılavuzluğu, insanı en yakın gübreliğe götürür ki olan budur!
BOP Eş Başkanı, Dünya Lideri, "dokunmanın ibâdetten sayıldığı" Kutsanmış Adam, Kasımpaşalı Başbakanımız'ın akıldânelerinden olan "Karen Fogg Çocuğu", son olan-oldurulan mezar deşiciliği, yara kaşıyıcılığı karşısında hükmünü vermiş!
Neymiş? "Başbakan pandora kutusunu açtı. Böylece geçmişimizle yüzleşme süreci de başlamış oldu"ymuş! Gâvur kaşığıyla müslüman dışkısı yemeye niyetlenen entel, ağzına-yüzüne bulaştırmış! Türk ferâseti, yüzlerce yıldır; "Açma kutuyu, söyletme kötüyü" diye tefsîr etmiş Karen Fogg Çocuğu'nun açılmasına sevindiği kutuyu!
Bize; "Yanlıştan örnek olmaz" diye öğrettiler. Bize; "Teşbîhte hata olmaz" diye öğrettiler. Bu ahlakî kültürle küfr'etmediğimiz, iftira atmadığımız, ayıpları-kusurları yüze vurmadığımız için, rencîde olmamak düşüncesiyle rencîde etmediğimiz için, sözümüzün etkisi fazla olmuyor galiba!
Karen Fogg Çocuğu'nun sevindiği, Başbakan'ın açtığı, bu Pandora'nın Kutusu'nun ne olduğuyla başlayalım isterseniz.
Kadim komşu(!)muz Yunan mitolojisine göre; Baş Tanrı Zeus, tanrılar ateşini Olimpos dağı'ndan çalan Promethaus ve suç ortağı erkekleri cezalandırmak için, bütün kötülükleri içinde barındıran bir kötü yaratmaya karar verir. Erkekleri cezalandıracak ve içinde bütün kötülükleri barındıran bu yaratığın adı kadın'dır! Haberci tanrı Hermes, bu kadına "Bütün tanrıların armağanı" demek olan Pandora adını verir.
Baş tanrı Zeus, Pandora'ya can verdikten sonra erkekleri cezalandırma işine başlar. Pandora'nın eline içi kötü ve kötülüklerle dolu kapalı bir kutu vererek Promethaus'un kardeşi Epimethaus'a gönderir. Epimathaus, aklı başına geç gelen, salak biridir. Promethaus, kardeşini Zeus'tan gelen hediyeyi kabul etmemesi konusunda uyarır ama nafile!
Epimathaus, erkeklerin başına belâ diye yaratılmış bütün kötülüklerin kaynağı Pandora'nın cazibesine dayanamayarak onunla evlenir. O zamana kadar erkekler, yalanı, kötülüğü, hastalığı, sıkıntıyı bilmemektedir! Yeryüzüne bütün kötülükler, Pandora ve elindeki bu kutu ile gönderilmiştir. Bulunan tek çâre, bu kutuyu açmamaktır.
Güzelliği kadar aptal da olan Pandora, merakına yenik düşerek kutuyu açar ve ne kadar kötülük, kıskançlık, yalan, iftira, hastalık, delilik, yaşlılık, ahlâksızlık varsa yeryüzüne dağılır! Gördükleri karşısında korkan aptal ve güzel Pandora, son bir hamleyle kutuyu kapatır ama kutuda kalan, sadece bütün olumsuzluklar karşısında insanı avutacak olan Umut'tur!
Gâvur kaşığı ile müslüman dışkısı yemeğe niyetlenen Karen Fogg Çocuğu; çok sevdiği, takdîr ettiği Başbakan'ı, kötülükleri dünyaya yayan Pandora etmiş ve son anda kutuyu kapattırarak milletin umudunu, kutuya hapsettirmiş! Yabancıdan yol soran, elbette kaybolur!
Aslında, Edip eyleyen, Görüp gözeten, Ol Güzel Çalap'ın hikmetiyle Karen Fogg Çocuğu, kendisi ve ürkek serçelerin yaptıklarını, tam olduğu gibi anlatmış ama; "Umutsuzluk îmansızlıktır. Allah var, ne gâm var?" tevekkülünü bilmediği için, deşerek kokuttukları kurumuş hatâ necâsetlerinin kurumamış yerlerini ağzına yüzüne bulaştırmış!
Cansız ekranlardan bile hissedilen pis kokular, sadece bu yüzdendir! Umarım ve dilerim ki Müslümanlığı ile siyâset yaptığını hiç saklamayan BOP Eş Başkanı Başbakan, bu ürkek serçelerin kılavuzluğuna son vererek "Kutuyu açtırmaz, kötüyü söyletmez" vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: