Pazar, Kasım 27, 2011

MHP'DE KONGRE'SEL FISILTILAR!...

Son seçimlerden beri MHP lehinde veya aleyhinde bir şey yazmadım, söylemedim!
MHP Genel Başkanı'nı 51 Vekiliyle, Meclis'te çözülecek mes'elelerle başbaşa bırakmayı tercih ettim. Zaten başka da olamazdı. Ne sözümüzün dinlenirliği, ne de MHP Genel Merkezi'nin samîmi teklîf ve tenkîtleri dinlemeye tahammülleri hiç olmadı!
Ayrıca küresel güçler, AKP'den başka ve Meclisteki diğer partilerin kendi iç cadı kazanları ile uğraştırılmaları varken asıl gündemle uğraşmalarına asla râzı değiller!
Küresel güçün merkezi ABD ile AKP'nin ilişkileri apaçık. Yeni CeHaPe'nin Genel Başkanı'nın, şâibeli kurultaydan hemen sonra dört Gen. Bşk. Yrd.'nı ABD'ye göndermesi, Kürt Açılımı, Vicdâni Ret ve Cumhuriyet'le-Atatürk'le hesaplaşmaya hevesli AKP ve BDP-KCK ile benzer duruşları mânidar! BDP'nin; "Devlet ve MİT gerekirse şeytanla da görüşür." Hükümet itirafıyla kuvvetlenen AKP ve Kuzey Irak üzerinden ABD ile ile ilintileri de göz önünde!
Geriye MHP kaldı!
MHP Genel Başkanı'nın ABD Büyük Elçisi'ne ve Pensilvanyalı Diyalogcu Cemaat A.Ş.'nin ceosu Gülen'in temsilcisine ısrarla randevu vermemesi, dahası -hem de- seçim sath-ı mâilinde Gülen Cemaati'ni te'vil götürmez şekilde karşısına almış olması, akıllarda! Şahsen onayladığım tavırlar!
Ayrıca MHP vekillerinden biri 21.yy. Maltası Silivri'de sürgün! AKP'den ihrâç edilecekken istifa edip bağımsız kalan ve seçimlerde MHP'ye katılan bir vekil de Kesin İhraç İsteği ile Displin Kurulu'na sevk edilmiş durumda.
Yani aktif olarak MHP'nin Mecliste 50 vekili var. Bir de MHP Yedek Kulübesi'nde sürekli ısındırılarak bekletildiği söylenen bir istanbul Bağımsız Milletvekili!...
Son günlerde sanalağ haber sitelerinden birinde, Kesin İhraç isteği ile displine sevk edilmiş; "İçimizde pimi çekilmiş bomba" tarifli Antalya Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Ziya İrbeç'in, Paris'te bir toplantı sonrası MHP Genel Başkan adaylığını açıkladığı duyuruldu! Tekzîp ve yalanlama yok!
Elbette her yiğidin gönlünde bir aslan yatar! Bir partiden milletvekilliği şartlarına hâiz birinin, genel başkan adayı olmasından doğal ne olabilirki?
Lâkin öyle değil! MHP Parti Tüzüğü'nün 69. Maddesi'nde; "Genel başkan adayı olabilmek için; milletvekili olabilme şartlarına sahip bulunmak, aday olacağı büyük kongreden en az bir önceki olağan kongre tarihi itibariyle parti üyesi olmak ve bu sürede başka partilerin üyesi, aday adayı ya da adayı olmamış olmak, partili üyelerin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Tüzüğün 11’inci maddesine aykırı davranmamış olmak, ... gerekmektedir." diye çok açık ve anlaşılır bir âmir madde var. Bu maddeye göre bakıldığında; MHP'nin son 2009 Kurultayı'nda İrbeç, başka bir partiden AKP'den milletvekili. MHP'ye üyeliği ise 2011 yılında yapılmış. Yani Tüzüğün 69. Maddesine göre İrbeç'in aday olabilmesi hukuken mümkün değil! 11. Madde'ye görede uyumsuz, disipline sevk edilmiş zaten!
Şahsen yetkili olmayan hiç ama hiç kimseyle MHP mes'elesi konuşmadım, konuşmam ama Kongre sürecinin başladığı, yani Ülkücülerin Türk Milleti, Türk Devleti ve partisinin geleceği hakkında konuşabilecekleri meşrû zaman ve zemînde, bir milletvekilinin ihraç edilmesi düşüncesini ve o milletvekilinin de aday olması mümkün değilken hem de Paris'ten adaylığını açıklamasını; alttan, üstten, sağdan, soldan, önden, arkadan, her yönden şüpheyle karşılarım!
Hem kongre sürecinde vekil ihraç etmek isteyen yönetimi, hem tüzüğe göre aday olması mümkün olmayan birinin adaylık açıklamasını Paris'ten yapmasını, anlamakta sıkıntım var!
Gelişmelere göre ve kişilere değil Türk Milliyetçiliğinin siyâseten hâlâ tek adres ve markası MHP'ye bir yararı olacağına inanırsam; AKP'li ve çok sıkı Tayyipçi olduğu dönemlerde Sayın İrbeç'le Ankara'da aktif bir siyâsi büroda yaptığımız saatler süren, hamâsî ve vicdânıma emânet konuşmalardan da hatırlatmalar yapabileceğimi önceden haber veririm!
Hiç ama hiç kimsenin Ülkücü Harekete ve Türk Milliyetçilerine sıradanmışça davranmasına, dayanamam ve davranana sessiz kalamam! Çünkü partili ile ülkücünün çok net bir farkı vardır; Onlar MHP'li, ülkücü MHP'dir vesselâm!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

1 yorum:

mahmutemin dedi ki...

Menfaat ve koltuk -tabure- kapma yarışı bizi hiç mi hiç ilgilendirmedi bugüne kadar. Gerçi olağan karsılarım bu tip kavgaları, hatta gerekli de bulurum. Bizim konumuz olmadığı için üzerinde de durmam. Şunu ısrarla söylerim:

Kurultaylar dişe diş, göze göz kavga meclisleridir. Kavgasız, gürültüsüz kurultaylardan bir fayda ummam. Lakin kurultay sonlanıp karar verildikten sonra da kavgayı devam ettirenleri asla affetmem.

Bir de; bizim kurultayımız, bilmem kaç yılda bir araya gelinip koltukların dağıtıldığı toplantılar değil, DEVAMLI KURULTAYLAR olmalıdır. Her an bir şan alanın, şanının yüceltildiği ve O’ndan ilhamla yeni, yepyeni sistemlerin hayata geçirileceği RAHMET toplantıları olmalıdır.

Saygılarımla
Mahmut EMİN