Pazartesi, Kasım 14, 2011

ZÛLM İLE ÂBÂD OLANUN...

Herşeyin bir ilki varmış! Bir dolma kaleme katkı da benim ilklerimden sayılsın lütfen!
Basının meşhûr, değişen-gelişen, yanan-dönen-yolum fenerlerinden, dolma kalemlerden Nazlı ILICAK, Hammurabi Yasaları'ndan bahs'etmiş! Alkış! Keşke biz yapabilseydik. Doğruyu kim yaparsa doğru olduğuna göre bu doğru paylaşıma katkı ve destek gerek. Hammurabi Yasaları'ndan alıntıyı, aynen aktaralım:
"229. madde: Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
230. madde: Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
231. madde: Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse, inşaatçı, evin sahibine köle için ödeme yapar.
232. madde:
Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.
233. madde: Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir."
Dincilerin, Siyâsallaştırılmış Ilımlı İslâmcıların, Haçlı Müslümanların, Cemaatlerin ve Dolma Kalemleri'nin sığındığı İslâm öncesi ve islâmdışı yasalardan rahatsız olmama rağmen; meselâ AB zorlamasıyla kaldırılan îdam gibi, bu yasalar güncellenerek uygulansa; yanlış yapanın yaptığı, yanına kâr kalmasa fena mı olur?
Bir de doğru zamanda, doğru bir hatırlatma yapan ILICAK'ın yazısına ilhâma bakalım: "Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, depremle ilgili Hammurabi Kanunu'nu bana yolladı." dedikten sonra Hammurabi Kanunu'nu okurlarıyla paylaşmış!
Devlet Yönetimi'ne milletin görevlendirdiği AKP'nin kurmaylarından olduğu için Kabine'de olan bir Bakan'ın, güncelleyerek uygulamak kudretinde olduğu, binlerce yıl önce uygulanmış yasaları, bir yandaş dolma kaleme göndermekteki mantığı, Allah aşkına anlayan var mı?
Mesela bu bilgileri, -aynı Bakan- bir basın toplantısıyla paylaşsaydı, seven-sevmeyen herkesin aynı anda haberimiz olsaydı ve bu tarihi yasaların güncellenerek uygulanmasına destek verseydik, daha etkili olmaz mıydı?
Deprem Âfeti'ne uğramış, canın yongası malıyla berâber canlar kaybetmiş, yaslı-yaralı Vanlılar'a, Devlet ve millet yardımını hızlı ve âdil dağıttığına inanmadıkları için Vali aleyhinde yapılan tezahürata biber gazıyla, copla cevap veren ceberrut polisin faturasının kesildiği tek adam olan Başbakan'a hatırlatsaydı, daha sâdıkane olmaz mıydı?
"Cemaatler Kontenjanı"ndan kabinede olduğu söylenen birinin bu bilgiyi; "Asker vesâyeti, H. Özkök Genelkurmay Başkanı olduğunda biter." haber-yargısını duyuran bir "Dolma Kalem"e sunmasındaki amaç, Pensilvanya'lı Büyük'ten olur almak düşüncesi olabilir mi?
"Asker vesâyeti" kehâneti harfiyyen tutan, Pensilvanyalı Dinci Holding Patronu'nun, Hammurabi Yasaları'nın uygulanmasında bir sakınca olup olmadığı konusunda kanaatlerine başvurulmak istendiğini düşünsem, çok mu komplocu olur?
Seçimlerdeki "porno kaset" furyasında; "AKP'li kasetleri servise başlanırsa Hurrem dizisi olur!" uyarısıyla kaset furyasının bıçakla kesilir gibi bitmesindeki hikmeti kabullenerek; "Hadi! Hadi! Hemen şimdi!" hevesiyle beklemeye geçsem, çok mu ayıp olur?
Siyâsette esen toplumsal rüzgâr ve desteğin, sörf dalgasına benzetildiğini; karşıdan geldiğinde üzerine çıkılarak yüzülebileceğini, arkadan gelirse boğabileceğini, aniden çekilirse sörfçüyü taşa-kayaya çarpacağını da hatırlatsam; canımı çok acıtan Tayyip Erdoğan'ı uyararak ona iyilik, millete kötülük yapmış olur muyum?
"Boyum uzun olduğu için!" göze batmıştım! Sivri Kurşun Kalemim'le yandaş birilerinin pembe dünya balonlarını patlatmayı düşlesem, yasak mı? Düşünmek biliyorum yasak ta ya düşlemek?... "Zûlm ile âbâd olanun, âhiri berbâd olur." vesselâm...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: