Cuma, Haziran 08, 2012

KARAKOÇ'LA HELÂLLEŞME...

"İnna lillahi ve inna ileyhi râciûn" Allah rahmet eylesin!
Lambada titreyen alevi üşütecek kadar mâhir söz ustası Abdurrahim Karakoç'a da fânî dünyadan el çektirilerek ahrete alınmış! "Yatan değil, vâdesi yeten" demiş atalarımız!
Biz de hasta haberini aldığımızda:
"KARAKOÇ'A
Bir yürek seferin son durağında,
Binmek için vasıtâyı bekliyor!
Gözleri yollarda, söz dudağında
Gözleri titriyor, sözler tekliyor,
Söylenmemiş sözler, cüz'ü bekliyor!...

Bağban gülü budar, bülbül kesemez!
Yele kızan kızgın sümbül esemez!
Yağmur seven rutûbete küsemez!
Küsülen, yatakta selâm bekliyor,
Bekleten küsen de, kelâm bekliyor!

Hiçbir rüzgâr, kafasınca esemez.
Hiçbir bağban bir canlıyı kesemez.
Seven, -zordur- sevdiğine küsemez!
Hasta heves ile fecri bekliyor,
Son nefes, beden de emri bekliyor...

Biz de kızdık! Biz de yazdık yazınca,
Her dosta üzüldük yoldan azınca,
Bir iz üstündeyiz keskinden ince!
Bir yolcu Sırat'ta sıra bekliyor,
Berzâh Âlemi'ne kurra bekliyor!... Diye seslenmiştik yüreğimizle...
Şimdi helâlleşmek zamanı!
İkinci 12 Eylül Referandumu sürecinde "HAYIR" diyenleri; "Allah (c.c.) ruhları yarattığında Bezm-i Elest meydanında sorar: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Mü’minler, "beli" (evet) rabbimizsiniz" cevabını verirler... Münkîrler, yani inkârcı şeytan ve şeytanın çırakları "HAYIR" diye bağırırlar... Hadi arayın da bulun bu "Hayır" cevabının içinde hayırı... Cin olmadan adam çarpmaya kalkışanın halini gördünüz mü?"diye yazarak münkîrlikle suçlamıştı!
Ben de; "Dolma Kalemler"in amigoluklarına alıştık! ... Bunların yazdıklarının, söylediklerinin vuvuzela ses kirliliğinden öte bir yaptırımları yok biliyoruz da A. Karakoç'un; sanki müşrîkleri dîne dâvet ediyormuşçasına, sanki Trabzon'da ibâdete açılacak manastıra gelenleri İslâm'a dâvet ediyormuşçasına, sanki vahşi Ermenilerin karargâhı Akdamar Kilisesi'nin açılışına gelen Ermenileri İslâm'a dâvet ediyormuşçasına, âyetlerle referanduma dâvetini ve yapmak istediğini anlayamadım!" demiş ve ilâveten; "Karakoç Üstâd; 12 Eylül'de 'Ben sizin rabbiniz değil miyim?' diye soracak olan, (hâşâ) Allah yerine koyduğunuz sorucu kim ve bu soruya cevâben "HAYIR" diyecek münkîrler kim? Şahsen 12 Eylül'ü, 12 Eylül'de aklamak isteyenlerin isteklerine, çok yürekten ve ihlâsla 'HAYIR' diyeceğim! Bana münkîr derken kendi îmanınızı tehlikeye soktuğunuzun farkında mısınız? Yoksa siz de mi dünya kazancı uğruna 'Cin olmadan şeytanlık'a tâlipsiniz? 12 Eylül'de îman mı oylayacağız?" diye sormuştum!
Sorumu cevaplayamadan gittiler! Allah rahmet eylesin!
Şahsen hakkımı helâl ettim! Artık cevap beklemiyorum! İnşallah incinmiş bütün sevenleri de haklarını helâl ederler vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: