Pazartesi, Ocak 07, 2013

TÜRK MİLLETİ SUSSUN ÖYLE Mİ? YOK YA!...

10. Olağan MHP Kongresi'nden sonra susmaya karar vermiştim!
"Taş bitti, inşaat paydos!" demiştim! Meşrû zaman ve zemînde, kongre sath-ı maili ve kongre salonunda; Mevcut Genel Başkan'a muhalifler ve adaylarla birlikte boyumuzun ölçüsünü aldığımızı şahsen kabul etmiştim! 
Sadece 48 Delege Oyu ile adaylığını tescilleyip bütün ülkücü ve Türk milliyetçisi gönüllere hitâbederek samîmi gönüllerde müthiş bir iltifât gören ve âcizâne destek verdiğim MHP Genel Başkanı Adayı Ülküdaşımızın varlığından kaynaklı tesellim ile susmaya karar vermiştim!
Daha önce MHP'nin Diyarbakır Mitingi öncesi; AKP ile müşterek bir organizasyon sonucu olduğuna inandığım bir uygulamayla göz altına alındığımda; soran habercilere; "Yazarımız değil! Bir kaç yazısı yayınlanmış olabilir." diye korkarak benden bir anda vazgeçen ve sevgi fanusumu çatlatan, daha sonra; MHP Kongresi sürecinde ben de Patron ve Gazete Yönetiminin açıkça desteklediği Genel Başkan adayına destek vermeyerek onların saygı fanuslarını çatlatıp ödeşince artık alışkın olunan davranışları göstermemizin mümkün olmayacağını düşünerek Yeniçağ Gazetesi'ndeki köşemi de kapatıp susmaya karar vermiştim!
Siyaset özürlülerimiz ve ferâsetsizlerimiz yüzünden Devlet'in ve Milletin başına on yıldır belâ edilen AKP ile mücadele varken; sadece Devlet Bahçeli muhalifliği ile boy göstermenin hem akıl işi olmadığına, hem de kurnazca işin kolayına kaçmak olduğuna inanarak ta susmayı tercih etmiştim!
Biliyoruz ki bizim konuşacağımız olan bir televizyonumuz yok!
Türkçe yazarak seslenebileceğimiz; AKP ile, Haçlı Müslümanlar ile, Ilımlı İslamcılar ve Dinler Arası Diyalogcularla, Allah ile aldatanlar ile, Haçlı'dan korktukları için işbirliğine girmeyi maharet bilen korkak kurnazlar ile ve onlardan korkan iki kere korkaklarla gönlümce çekişebileceğim ve bu doğrultuda yazabileceğim bir yer buluncaya kadar susmaya karar vermiştim!
Adını da "Kendime Firâr!" koymuştum bu ne kadar süreceğini benim de bilmediğim suskunluğumun!
Bu karara varalı ve bu kararımı açıklayalı fazla bir zaman olmadı!
Fazla bir zaman olmadı ama bu kısacık zaman içinde; Oslo Görüşmelerini; "İspatlamayan şerefsizdir!" diye çemkiren sonra; "AKParti olarak biz değil, Devletin kurumları görüştü ve gerekirse şeytanla da görüşür." diye dönen fırldak ve "Biz teröristle örgütle pazarlık yapacak namussuz ahlâksızlardan değiliz!" diyen "şeyini şey ettiğimin şeyleri"nden AKP Kurmaylarınca İmralı'daki bebek katili ve 40 bin kişinin -ki bunun otuz bini kürtlerdir- katili kanlı alçakla fiilen görüşmeler başlatıldı!
Yetmedi, bölücülüğün siyasallaşmış yeminsiz yalancılarından ikisi de Kandil'i temsilen İmralı canisi ile görüştürüldü!
Yandaş basında manşetler ve "dolma kalemler"in tahsisli köşeleri, gençliğinde namazlı-niyazlı olduğu iddia edilen bir kahpenin propogandası ve onun insan haklarını, terörün bitirilmesinde vereceği katkıları anlatma yarışına girdiler! 
Askerliğini bitirmiş, terhis olmuş, sivil, ellerinde çakı bıçağı bile olmayan 33 Türk ana-baba evlâdını, otobüsten indirip kurşuna dizen kahpe evlâdı kahpeler ve onların siyasallaştırılmış dokunulmaz murdar hain ağızlıları; "AKP, on PeKeKe'liyi katledince eline ne geçti?" diye yüksek sesle sorgulamaya başladılar!
Devrin dolma kalemleri ve Karen Fogg çocuklarının "Muhtar bile olamaz!" dedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasal yasaklarını neden kaldırttığını hâlâ merak etmeme rağmen; bana göre sadece Türk olduğu için bir komplo ile linç edilen Deniz Baykal'ın yerine, önceden hazırlanıldığı artık belli olan Gandi Kemal'in; "Geçmişteki bütün hatalarına rağmen ikinci bir kredi veriyoruz!" açıklamasıyla canım çok acıdı! 
Bu ikinci krediyse demek ki daha önceden verilmiş bir kredileri de varmış ve biz onu da atlamışız!
Zaten; "Gerekirse bu uğurda kan dökeriz! Can veririz! Akıllı olun! Ne mozaiği ulan?" diyeTürkçe kükreyen Millî Ses Alparslan Türkeş'in halefinin; "Gel Hasip! Gel Meclis'in rengini tamamlayalım!" şeklinde "farklılıkların farkındalıkla" mozaikçiliğe heveslenmesi yetmez gibi; "Şu sıralar çatlar dağılırsa kaos olur! Herkese rağmen millî meselelerde desteğimiz devam edecektir." diyen; bu da yetmez gibi; "Anayasa çalışmalarının önü kapanırsa Türkiye kaybeder!" diye bölücü anayasaya desteğe devam eden bir MHP Genel Başkanının olduğu yerde daha fazla susamadım! Susmak, suskun kalmak mümkün mü?
Nereden, nasıl ve kaç kişiye sesleneceğimi hâlâ bilmiyorum!
Gazeteden ayrıldığım için yersiz-yurtsuzum! Kalıcı yazılarla yani kitaplarla tarihe karşı görevimi yapmak ve gelecek nesillere birinci elden bilgiler bırakabilmek düşüncelerimle yazmaya devam kararındayım! 
Allah'ın izniyle ve dostların destekleriyle nasibimiz kadar rızkımızı inşallah temin ederiz! Rızkımızdan dolayı bir endişemiz olmadığı için de pervâsızım!
Bu arada irtibata geçeceğim Yerel Gazetelerden, Anadolu'nun değişik yerlerinden de seslenmeyi deneyeceğim! Oldum olası, Yerel Basın'ın milliliğinden hiç şüphem olmadı zaten!
Eğer hiç bir yer bulamazsam; sanal-ağdan uzaktan kumandalı siyaset mektebi açtıklarını duyuran siyasilerimizle aynı yöntemle ben de sadece sanalağdan seslenmeğe devam edeceğim!
Şimdilik bir internet sitesine yazı gönderiyorum. Onlar da sağ olsunlar Devlet Bahçeli'ye dokunan yazılarımı yayınlamıyorlar!
Bu seslenişim, aynı zamanda bütün millî internet sitelerine de selenişim sayılsın!
Akıl ve vicdanlarına hürriyetini verebilmiş; particilik ve adamcılık taassûbundan kurtulabilmiş, gerçekten millî duruşlu sitelerin tamamıyla buluşmaya hazırım!
Elbette bir cesûr millet evlâdı Türk te bugünlerde meydanlara inerek Türk Milletini meseleleriyle yüzleştirecek ferâseti ve siyasi cesâreti gösterir!
Yoksa on yıl önce; "Yetmiş yaşımda da olsam, apo alçağının, bırakıldığı gün cezaevinin kapısı önünde ben kafasına sıkarım!" diye kükreyen efsâne bir Türk Milliyetçisinin ve bu düşüncedeki sayısız Türk evlâdının; tevekkül ve kurt sabrıyla bekleyen Türklerin arasında ben de pusumdayım!
"Tendürek'te, Kop'ta, Palandöken'de
Kurtların payı var gelip geçende!
Ki alırlar vermek istemesen de!" diyen ve diğer yazar ve şairlerimizin hamâsetleri; son yüzyılın Son Başbuğları Muhteşem Türk Atatürk ve Müthiş Türk Alparslan Türkeş'in çizdikleri siyâsi yörüngede devam edeceğimi, bir kişi de olsam bu kararda olduğumu, bilvesîle beyan ederim!
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KO-RU-MAAAZ vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: