Bütün Türk Dünyasına hayırlı seneler. Tanrı'm hiç bir Türk'e 2013'te, 2012'yi aratmasın. Altını çizerek, özellikle Türk Dünyasının yeni yılını tebrik ediyorum!
Tam yeri gelmişken şahsen beni çok inciten bir uygulamaya da sesli olarak, haykırarak itiraz etmek istiyorum: Benim bir Müslüman olarak vizesiz Hac'ca gidemediğim Mekke'nin 1382.nci fetih yıldönümünden bana ne? Mekke kiminse fethini o kutlasın, bana ne?
Recep Tayyip'in "dindâr gençlik" dediği birileri tarafından alternatif yılbaşı kutlamaları olarak Mekke'nin 1382.nci Fetih yıldönümü kutlandı! Mübârek olsun! Ama eğer Mekke 1382 senedir, benim de kutlamamı gerektirecek şekilde Müslümanlar tarafından feth'edildiyse ben niye vizesiz Hac'ca gidemiyorum? Ben mi Müslüman değilim, Mekke mi Müslümanların elinde değil? Kaç yıldır müracaatım olmasına rağmen Hac'ca gidemedim ve benim ülkemde Mekke'nin 1382. nci Fetih Yılı kutlanıyor! Lâ havle...
Haçlı; bir haftada Noel Günü ve Yılbaşı diye iki bayram yaparken, İslam Âlemine ne oluyor? Bu da başka bir canımı acıtan soru! Dahası İslam âlemi, bayram edebiliyor mu? Bayram etmeğe yüzü ve hakkı var mı? Etmeli mi? İçindeki haliyle bayram etmeğe utanmaz mı?
Fazla eski değil; hatırlar mısınız Oğul Bush yedi sene önce; Irak'a saldırı hareketini "Haçlı Seferi" diye adlandırarak girmişti Irak'a!...
Biz de naklen yayınlarda seyretmiştik!...
ABD ile beraber Irak'a girip girmeme adını verdiğimiz gereksiz iç çekişmelerimizle de tezkere olaylarını, çekip uzatmıştık!
Biz;
"ABD veya AB bizsiz hiç bir şey yapamaz!" hayal ve terâneleriyle
tezkere müzakereleri, münakaşaları yaparken Haçlı, Irak'ı işgal
ediyordu. Biz seyretmeyi bile akıl edemiyorduk!...
Bir Saddam vardı
ortada; daha bir kaç yıl öncesi İran'a karşı Haçlı'nın, Batı'nın,
ABD'nin en muteber adamı olarak yıllarca İran'la savaşan biriyken birden bire Haçlı'nın düşman ilan ettiği
bir Saddam!
Saddam; nerede ne zaman, ne yaptıysa patronu ABD'nin
menfaatlerine dokunmuştu! Bu yüzden suçluydu ve dünyanın tek hâkimi ABD tarafından
cezalandırılmalıydı! Keçi suyu bulandırmıştı!
Irak işgal edildi!
Irak yönetimi ve coğrafyası, bizim
kırmızı çizgilerimizin ihlali pahasına değiştirildi! Saddam'ın oğulları-sülalesinin erkekleri,
katledildi! Saddam, ilk gününden beri bilindiğine çok inandığım bir sığınaktan rezîl
edilerek yakalandı! Sonra, göstermelik şovmen
mahkemeler kuruldu.
Saddam duruşmalarda, Arap Milliyetçiliğinin verdiği cesâretle
işgalcilere kafa tutunca mahkemeler görüntüden kaldırıldı veya
görüntüler makaslandı!...
Sonra işgalcilerin bu şovmen göstermelik mahkemesinden Saddam'a idam kararı çıktı! Buraya
kadar kendimizi zorlarsak belki normaldir diyebiliriz!
Asıl gösteri
bundan sonra başladı. Saddam'ı İslam Alemi'nin iki mukaddes bayramından
biri olan Kurban Bayramının birinci günü sabahı -kurşuna dizilmek istemesine rağmen-
astılar!
Hem İslam'ın Kurban Bayramı'na hakaret edildi hem de Hristiyan dünyasına bir yılbaşı yortusu hediyesi verdiler!...
Hristiyanlığı gevşemeye yüz tutmuş avrupa ülkelerinden, bu idama tepkiler gelirken bizden ma'lesef tık yoktu!
Dahası buldukları ilk fırsatta, teskerede katkıları olduğunu iddia ederek Türk Subaylarının ve onların şahsında Devletimizin başına çuval geçirip bizi de cezalandırdılar! "Büyük devletler özür dilemez! Notayı müzik notası mı zannediyorsunuz?" diye geçiştirdik başımıza geçirilen utanç çuvalını!
O gün, bugündür bir şeyi çok merak ederim: Saddam'ı Haçlı, neden kahramanlaştırdı?
Yedi yıldır bendeki cevap bulamadığım sorulardan biri bu! Irak yönetimini değiştirmek için
desem, zaten ülke işgallerindeydi ve istediklerini istedikleri gibi
yapabiliyorlardı. Irak'ı emâneten birilerine bırakarak Irak'tan çıkmayı
hesaplıyorlardı desem; bize pas vermiyorlardı! İran'a ise bu emanetçiliği
asla vermezlerdi! Başımıza çuval geçirmişlerdi, sebebin AKP ve AKP'nin politikaları değil, bu politikaları engellemek isteyen Türk Subaylar olduğunu da bir kaç yıl sonra açıklayacaklardı!
Sonra sırasıyla Arap Baharı adlı operasyonlarla Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'ni adım adım gerçekleştirdiler. Projenin tamamında Ortadoğu'da 22 ülkenin sınırları değiştirilecek ve Türkiye de bu ülkeler arasında! Ama; "Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında/ Ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında!" aymazlığıyla böbürlenip duruyoruz!
Saddam; geçmişinde ABD destekli zamanlarında yaptığı zalimane uygulamalardan sonra, Haçlı emperyalizmine ciddi manada kafa tutmayı başarmış ve bu uğurda dar
ağacına çıkmış, dar ağacında gösterdiği savaşçı tavırlarıyla da kahramanlaşan bir Saddam oldu!
30 Aralık 2006 günü yılbaşından bir gün önce, Kurban Bayramı'nın birinci günü Saddam'ı astılar! O günden beri Saddam'a rahmet okuyorum.
148
şiinin ölüm emrini verdiği için; hâlâ Lozan Andlaşmasını tanımayan tek ülke ve en büyük müttefikimiz, işgalci Haçlı ABD tarafından idama mahkûm edilen ve idamını bütün
dünyaya izlettirdikleri Saddam'ın karşılığı olarak bizde, 40.000 kişinin
katili bir cani var!
Ve Saddam'ı asan, astıran güç, bize paketleyip teslim ettiği 40.000 kişinin katili
için "İnsan Hakları" dayatmasıyla karşımızda!
On yıldır, hükümetimizin başında da hem "BOP Eş Başkanı", hem de "Medeniyetler Arası İttifakın Eş Başkanı" olduğunu kendisi söyleyen; "Bizim de Bop Eş Başkanı olarak bölgede görevlerimiz var!" diyen bir Başbakan var!
Bu işgalci ve istediğini yaptırabilen, en büyük müttefik(!)imiz emperyalist güce, bu kadar boyun eğmiş bir yönetimle hâlâ bağımsız mıyız?
Haçlı'nın öncü şövalyeliğine
soyunmuş ABD ve İngiltere'nin Ortadoğu'da sıraya kimi aldıklarını, bekleyerek ve sırası gelene müdahele edildiği zaman mı öğreneceğiz?
Ve bunun adına da; II.Cumhuriyetçilerin, Yeni Osmanlıcıların, İstiklal mahkemeleriyle hesaplaşmaya oturmuş vatan haini idamlıkların torunlarının, Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Yurtta sulh, cihanda sulh.." sözünü
yanlış yorumlayarak maske edindikleri içerde demokrasi, dışarda diplomasi korkaklığıyla "Etkili Dış Politika" diyecekler, biz de seyredeceğiz!
Bu kadar kişiliksiz, politikasız bir ülkeyi, kim ne kadar ciddiye
alacak diye merak edip sorunca da "Huzûr ve istikrârı" bozmakla suçlanacağız!
Dinimize küfreden bari
Müslüman olsa!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selam, sevgi, dua...
Tokkalı Mustafa ASLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder