Çarşamba, Ekim 15, 2008

DEVLETİ YAŞAT Kİ...

Dünü bilmeyenlerin, bu günden yarına hazırlıkları, körlerin fili tariflerinden de tutarsız olur!...
Dün söylediklerini bu gün inkâr edenlerin, yarın da bu gün söylediklerini inkâr edeceklerini söylemek kehânet değildir! Cumhurbaşkanlığı Makamı'nda, demokrasi sâyesinde oturan Zât'ın, dün söylediklerini unutulmuş zannederek bir yerlere "marjinal" demesi de, bu bilinenlerdendir...
"İşi ayinesidir kişinin lafa bakılmaz." Yapılanlar, yapılacakların elbette kefîlidir!...
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran halklara Türk Milleti denir." tarifini unutarak, unutturmak isteyerek, inkâr ederek, yıllarca marjinal tarifiyle kalmasına sebep olan söylemlerini terk ettiğini/değiştiğini/geliştiğini/gömlek değiştirdiğini söyleyerek başbakanlığa kadar yükselebilen Zât ta; "alt-üst kimlik" sözleriyle yeniden marjinal tarifini özlediğini, kendisini ve yandaşlarını marjinal tarifinden kurtaran demokrasiyi hâlâ nasıl araç olarak kullanmakta olduğunu, bir daha belli etti!...
Bunlar bilinenlerdi! Ne milleti, ne de bizi şaşırtmamıştı ama; "Demokrasiden ve hukuktan asla vazgeçmeyeceğiz. Teröristler askerimizi ve polisimizi düşman olarak görüyor. Ama biz onları suçlu olarak görüyoruz. Çünkü hukuk ve demokrasi bunu gerektiriyor." şeklindeki, demokrasi havariliğine soyunuşuyla, gözlerim fal taşı gibi açıldı!...
Demokrasiyi; 2. Cumhuriyetçiliklerine, Atatürk kazanım ve emânetlerine hasımlıkta araç olarak kullandıklarını yıllarca saklamadan söyleyebilen biri, şimdi demokrasiden vaz geçememekten bahsediyor!...
Hem de ne zaman, bir haftada, topluca katledilen otuza yakın şehidimiz varken! Bunlardan bahsedenlere de; "Kan üzerinden siyâset yapmak" suçlamasıyla saldırarak! Muhalefetin birine; "Seçimlere kadar cevap vermeyeceğim." diğerine; "Muhatap almıyorum." diyerek, diklenmeden dik durarak, kaçarak!...
Yandaş Basın ve medya da, Şeyh Edebali'nin; "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." öğüdünü ısrarla tekrarlamakta bu ara! İnsandan kasıt, terörist! Suçludan kasıt, terörist! Demokrasinin insan haklarını koruması gerekenlerden kasıt; bölücü/hain/kürtçü/AB-D'ci/BOP'çu/yerli işbirlikçi/Karen Fogg çocuğu/terörist taşeronlar!...
Tam burada, bu uygulamaya cevâben; "Düşmanı yaşat ki devlet yaşamasın!" dersek, yanlış mı yaparız? Demokrasi inkârcısı mı oluruz?!!!...
Çok tekrarladığımız, görünen o ki çok tekrarlayacağımız, Yusuf Has Hacib'in Kutatdgu Bilig'de yaklaşık bin yıl önceden miras bıraktığı bir öğretisini, bir daha hatırlayıp hatırlatalım:
"Hakan, milletten, tebaasından isteklerini duyurur. Üç maddelik ve çok haklı isteklerdir. I-Yasalarıma uyun. II- Vergilerinizi ödeyin. III- Dostumu dost, düşmanımı düşman belleyin.
İlk divanda, ilk meşverette millet, Hakan'a cevaplarını verir: I- Yasalarına uyarız, ama ADİL OLURSA... II- Vergilerimizi öderiz ama GÜMÜŞÜN AYARINI DÜŞÜRMEZSEN... III- Dostunu dost, düşmanını düşman belleriz ama, CAN VE MAL GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLARSAN..."
Hakan makamında demokrasi sâyesinde oturmayı başarmış Başbakan'a; bu öğretiyi çok dikkat ederek, çok çözümleyerek/özümseyerek okumasını ve peşine; "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." öğretisindeki insanı, tanımasını acilen hatırlatır, öneririz!...
"Asker millet" tarifli Türk Milleti'ni, Ordusu ile çekişen bir hâle getirebilmek için sarf edilen art niyetli uğraşlara destek vermekten, verdirmekten uzak durmasının, akıl gereği olduğunu hatırlatırız!...
Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Başbuğ'un; "Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum." söz ve uyarısını da her kesin, gözlerini kapatarak çok dikkatle düşünmelerini tavsiye ederiz...
Eeeee! Taraftarlıkların yarıştığı, bu acayip kedili günlerde bizim taraftarlığımız da böyle devletten yana olacaktır tabi...
"Devleti yaşat ki insanlarını yaşatabilesin, düşmanı kahredebilesin!..."
"TÜRK'ÜN HER ŞEYİ GÜZELDİR VE HER ŞEYDEN GÜZELDİR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: