Cuma, Ekim 03, 2008

YÜZLEŞELİM Mİ?...

Keşke edebime gücüm yetse!... Ben de Dengir'ce küfredebilsem keşke!...
O kadar açık, o kadar pervasızca canımızı incitiyor, o kadar saygısızca mukaddeslerimize saldırıyorlar ki! Ve bu saldırılarını, insafsızca yapıp –saklanılabilecek en emin yerler olan- Din’in arkasına, Atatürk'ün arkasına öylesine saklıyorlar ki!...
Aklımızın neresinde eksiklik veya fanatizmimizin neresinde fazlalık var diye meraktayım!...
Milletimi seviyorum, Milletçiyim…
Milletimi muassır medeniyetler seviyesine getirmek hatta muassır medeniyeti geçirmek gibi bir hayalim var, idealistim, ülkücüyüm...
Ve ben, başarmış bir milletim. Çağ açıp çağ kapatırken medeniyetin neresindeydim?...
Kostantinapolis’te güllerle karşılanırken; fethettiğim Bizans’ta herkesi inancıyla baş başa bırakacak kadar hoş görülü, bağışlayıcı, kendimden eminken, medeniyetin neresindeydim?...
Yüzlerce yıl; dinleri adına, dinimizden dolayı muhatap olduğumuz kıyımlara, tazyiklere, kahpeliklere rağmen fethettiğimiz yerlerde; her inanç sahibini kendi inancını yaşamakta serbest bırakırken medeniyetin neresindeydim?...
Bir yandan bakıldığında tarifi buysa, bu kadar medenî olmama rağmen; defalarca bir araya gelerek Haçlı adıyla saldıranlara karşı kazandığım kesin zaferlere rağmen kıyım yapmadıysam, asimile etmeğe tenezzül etmediysem, medeniyetin neresindeydim?...
Veya şimdi medeniyetin neresindeyim?...
Kiliseler açılmasına göz yumarsam mı medeniyim?!...
Havralar açılmasına izin verirsem mi medeniyim?!...
Misyonerlerin, Siyonistlerin yaptıklarını görmezden gelerek evime kapanırsam, görmezden gelirsem hatta yardımcı olursam mı medeniyim?!...
Dinler arası diyalog adıyla dinimle kavgaya tutuşursam, Ilımlı İslam diye ABD'nin icat ettiği yeni dine girersem mi medeniyim?!...
Allah Hükümleri’ne göre davranırsam, Türk’üm dersem çağ dışı;-medeniyeti engelleyenler olmalarına rağmen- medenilikten bahseden işbirlikçilere göz yumarsam mı çağdaşım, medeniyim?!...
Olmaz olsun buysa medenilik!...
Keşke zamana birazcık gücüm yetse!... 600 yıl geriye dönebilsem!... Fethettiğim Bizans’ta taş üstünde taş, boynunda haç gördüğüm kimsenin omuzunda baş bırakmasam!... Adil olacağım diye kendime zulmedeceğime; ABD’nin-Haçlı'nın Irak’ta uyguladıklarının yüzde birini uygulasam; demokrat maskeli insan hakları havarilerinden kendime ücretli cazgırlar tutsam, adlarına da "taraf" desem!...
Acaba , bu yaşadıklarımızı dünya yaşar mıydı?...
Dinimizin arkasına saklanarak dinimizi tahkîr edenler; Milliyetçilik maskesiyle Türk’ten başka her kesin şövenizm-ırkçılık-bölücülük yapmasına izin verip devletimi küçük düşürenler; AB-D emriyle Kemalizm’i bahane ederek Muhteşem Türk Atatürk’ümüze saldıranlar, türeyebilir miydi diye sorguluyorum…
Altı kere gidip yedi kere gelenle olmadı! Karaoğlan'la olmadı!...
Yetersiz görüp -iki kere- bütün partileri sandığa gömerek kurduğumuz Deprem Çadırlarıyla olmadı!...
Mücahid Erbakan ve Bacı'ya verdiğimiz yetkiyle olmadı!...
Bütün farklı görüşlere eşit oylar vererek kurdurduğumuz koalisyonlarla olmadı!...
Milli Görüş Gömleğini çıkarıp; terk etmeyi, dönmeyi Gelişme diye dayatarak takıyyeyi siyasi literatürümüze sokanlarla da olmuyor!...
Devletim zora düştü, milletim dara düştü!...
Tarihimizle ve kendimizle yüzleşmemiz gerek...
Aklıma; - inadına inadına- kalan tek yoldan başkası gelmiyor!…Denenmemiş, yapılan her ankette en güvenilir siyasi olarak çıkmış biri var mı? Var!...
Kim mi? Söyleriz inşallah... Aslında her yerde, sohbetlerimizde söylüyoruz da; yazarak, erkenden, art niyetli dillere düşürmeyelim istiyorum...
"TÜRK'ÜM. BU AD HER ÜNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: