Cuma, Ekim 17, 2008

ORDU MİLLET ...

Bir şeyler yapılıyor, hem de tekrâren!...
Yapılanlar yeni değil! Senaryoya yabancı değiliz!
Oyuncular mı değiştirildi, senaryoda tâdilât mı var veya farkında olmadan yeni konu mankenlerimiz mi var?!...
Yıllardır Anayasa'ya saldırılırdı! Her hükümet olana, dün söyledikleri unutularak-unutturularak Anayasa'yı savunduğu için saldırılırdı!
Sağcı vardı, solcu vardı!
Ülkücü vardı, Devrimci vardı!
Komunisti vardı, faşisti vardı!
Sosyal demokrat-Demokratik solcular vardı, liberaller, kapitalistler vardı!
Ümmetçiler vardı, anti-laikler vardı; laikler vardı, cumhuriyetçiler vardı!...
Cemaatçiler, tekkeciler, zaviyeciler vardı; Atatürkçüler, Kemalistler vardı!
Ve bu var olanların renkleri belliydi, safları belliydi, tarafları, adresleri belliydi!...
Belli bir süre; at iziyle it izinin birbirine karıştırılmasına zemin hazırlanıldı! Hangi adresin kimin ikâmetgâhı olduğu karışmaya, karıştırılmaya başlandı!
En liboşları, en solcu adreslerde; en solcuları en gerici diye tarif ettikleri, mürteci diye tarif ettikleri adreslerde görmeğe başladık, şaşırarak!
En milliyetçiler, Meclis'te bölücülerin siyasal uzantılarıyla demokratlık adına tokalaştılar! Milliyetçilik; ulusalcılık maskesiyle arzı endam eden solculara, Atatürk ve mukaddesler sahipsizliğe terk edildi!...
En Milliyetçi tarifli parti; emekli Paşalarla kavga etti!
En solcu parti, Genel Kurmay Başkanlığı ile kavgaya tutuştu!
Devrimci, orduya saldırdı!
Ümmetçi orduya saldırdı!
Sosyal demokratlar, halkçılar, ezilenler, komunistler, kapitalistler, AB'ciler, ABD'ciler, aklınıza gelen millî olmayan unsurların tamamı, orduya saldırdı!
2. Cumhuriyetçiler, Atatürk ve Cumhuriyet Kazanımlarından rahatsız olanlar, orduya saldırdı! Ordunun da her şeyi var; topu, tüfeği, askeri var ama partisi yok! Siyasi bir kurum değil!
Finans kaynağı belli olmayan, tirajı binlerle sayılan bir gazete; çarşaf çarşaf uyduruk haberlerle orduya saldırıyor! Çok okunan, çok seyredilen basın ve medya da bu uyduruk haberlerin duyulmasına bedava katkı veriyor!...
Bir şeyler oluyor!...
Devletimizi kuran, devletimizin korunma ve kollanması Anayasal hak olarak kendisine verilen Ordumuza karşı, bir linç harekâtı var!...
Basından saklanmayan, haftalık mutat görüşmelerle basın yoluyla milleti haberdar edeceğini açıklayan ve uygulamaya koyan çok şeffaf bir Genel Kurmay Başkanı ve kadrosunun sabrıyla oynanıyor!...
Ordu; siyâsete ya müdaheleye, ya da siyâsetin içine çekilmeğe çalışılıyor! Ordu'nun siyâsete karışmasının bedelini, Balkanları kaybederek ödediğimizi, Muhteşem Türk Atatürk'en öğrenerek biliyoruz!
Ordunun, siyâsete müdahelesinin nelere mal olduğunu da bizzat yaşayarak bilenlerdeniz!...
Her iki halde de Ordu yıpranır, Ordu'nun millet nazarındaki güvenilirliği zedelenir biliyoruz. Bu tehlikenin Genel Kurmay Başkanlığımız'ın da farkında olduğunu hissediyoruz! Ordumuz irtifa kaybederse de Devlet tehlikeye girer!
Devlet olmanın, Devlet kalmanın tek bedeli olan canı; Çanakkale'de 253.000 kişi olarak ödeyen bir millete, devletin bekası için şart olan can bedelinin artık verilmemesi iknâ edilmeğe çalışılıyor!
Milletliğimiz; halklar, halklara eşitlik, halkların kardeşliği, halkların özgürlüğü, alt-üst kimlik, mozaik, çiçek bahçesi gibi sûni tanımlarla hedef alınıyor!
Millet olarak devam etmek, milletliğin olmazsa olmazı devletliliğe devam etmek, edebilmek için güçlü bir orduya ihtiyaç olduğu açık ken; el birliği ile, ağız birliği ile Ordumuz'a saldırı var!...
Yeni bir şeyler oluyor veya oldurulmaya çalışılıyor!
Olanların farkındayız, millet olarak seyrediyoruz ama burnumuzdan soluyarak haberiniz ola!...
Ne devletimizi, ne cumhuriyetimizi, ne milletliğimizi, ne de olmazsa olmazımız Ordumuzu, siyâset oyunlarınıza alet ettirmeyiz, sizlere karşı yalnız da bırakmayız haberiniz ola!...
Ordu, millettendir; millet, ordudan...
"BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU, KATILMAYAN KAÇAKTIR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: