Pazartesi, Temmuz 13, 2009

YÜZME BİLMEYEN CAN KURTARAMAZ!...

Adım, sanım; geçmişim, tarihim, açık kimliğim, büyük Türk Milleti; sözüm sana! Çünkü dünya Haçlı Birliğinin linç etmeğe çalıştığı sensin! Haçlı'nın yüzlerce yılın birikmiş kîniyle intikâma soyunduğu, hedefe koyduğu sensin! Sözüm sana!
Artık sabrını denemiyorlar! Artık kucağında oturup sakalını yolarak seni tahrik etmiyorlar!
Artık canımızla, gururumuzla oynuyorlar! Artık Eeceli gelen it gibi cami duvarına siyiyorlar da ortada cami duvarına siyen iti itlâf edecek erk yok!...
Diyarbakır'da başka devletmiş gibi toplantı yapılıyor! PeKaKa vekilleri, artık silâhlı mücadele döneminin geçtiğinden ve siyâsi çözümlerden bahsediyorlar! Son yerel seçimlerden sonra sınır da çizmişlerdi! Adını MAZLUM-DER koyan, bölücülüğe demokratlık diyen bir hain grup, ilk öğretim okullarımızda yapılan Öğrenci Andı'nın kaldırılmasını isteyen, edepsizce hazırlanmış afişler asıyor ve aynı gün aynı Diyarbakır'da trafik kontrolündeki polislerimize kahpece saldırılıyor! Bir polisimiz şehit, bir diğeri ağır yaralı! Ve bu polislerimiz Diyarbakır'daki vatandaşlarımızın trafik terörüne kurban gitmelerine mani olmak için nöbetteydiler! Ve bir daha "Vatan sağ olsun." Milletimin, devletimin, hepimizin ve yaslı ailenin başımız sağ olsun.
Cumhurbaşkanı; "İyi şeyler olacak!"müjdesini vermişti! Ulusalcı CeHaPe, yeni Kürt açılımını anlatmıştı! Milliyetçi MeHaPe, Çin'de Cumhurbaşkanının talimatıyla PeKaKa'lı vekille göbek atan vekiline sahip çıkıp teselli ediyor! Bölücüyü, haini, işbirlikçiyi, ABD veya AB ajanlarını; içerde demokratça, dışarda diplomatça şımartan şımartana! Taşlar bağlı, kuduz sokak itleri başıboş!
Atalarının Gürcistan'dan Rize'ye geldiğini ve Gürcü olduğunu açıklayan, Türk yaratılmadığı için Allah'a şükrettiği, Atatürk'ten, Cumhuriyetten hesap sormaya and içen sesli görüntüleri internette dolaşan bir Başbakanımız; "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünden en az bölücüler kadar rahatsız olan ve rahatsızlığını açıklamaktan çekinmeyen bir Cumhurbaşkanımız var!
Başbakan'ın siyâsi yasaklarını -partili arkadaşlarına rağmen- kaldırarak Siirt'ten millet vekili seçilmesini ve Başbakan olmasını sağlayan bir Ana Muhalefetimiz; "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünden rahatsızlığını saklamayan birini Köşk'e çıkarmakta Recep Tayyip Erdoğan'dan daha sabırsız bir "Yavru Muhalefet"imiz var!
Bu kadar gayr-ı millînin bir arada olduğu, iktidarı muhalefetinin demokratlık ve diplomatlık yarışına girdiği; AB ve ABD ile uyumlulukta yarışarak siyaset yapanların Meclis'te olduğu bir demokrasiden de demokrasiyi ve seçim yasalarımızı kullanarak Gâzi Meclis'e giren ve Bahçeli tarafından Gâzi Meclis'in rengini tamamlamakta kullanılan demokrat hainler çıkıyor!
Ve bu kadar denetimsizliğin, bu kadar otoritesizliğin içinde bir de demokrasi uğruna(!) Devletimizin kurucusu ve koruyucusu TSK'nın sivil yargıda yargılanması isteği ile Ordunun otoritesi yok edilmeye çalışılınca; hain de şımarıyor, bölücü de!
Sonuç, artık sabrımızı falan denemiyorlar!
Artık devletimizin varlığı ile oynuyorlar! Bölünmez vatanımız üzerinde açıkça planlar kuruyorlar! İçişleri Bakanlığı'na bağlı yerel yöneticiler, müstakil devletmişçesine davranıyorlar!
PeKaKa'lı leşlerin anısına saygı duruşu gösteren bölücü vekiller ve belediye başkanlarının arasında çaresizce oturarak olayı seyretmeğe mahkûm Kaymakamımızın şahsında devletin acziyle alay ediyorlar!
İçerde bütünlüğümüzü, asayişimizi, can ve mal güvenliğimizi sağlamakta sıkıntılarımız varken bir de utanmadan Uygur Kardeşlerimize yapılan soykırımı malzeme ederek gûya büyük demokrat ve diplomatlarmış gibi iç siyâsete yönelik ucuz polemikler yapıyorlar!
Beyler! Yüzme bilmeyenden can kurtaran olmaz! Kendi ayakta duramayan sarhoş başkası düşmesin diye koluna girerse ikisi de düşer!
Niye bir grup vekilimiz Doğu Türkistan'da değil? Canları çok mu tatlı? Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu özlemeyen bir Türk var mıdır şimdi? Tek başına Karabağ'a, Kerkük'e, Balkanlar'a, Çeçenistan'a kartal gibi yetişen Muhsin Yazıcıoğlu aranmaz mı şimdi?
Siz bu halinizle, kendi vatandaşınızın can ve mal güvenliğini sağlayamazken, dünyanın öbür ucundaki Kardeşlerimize yardım eli uzatamazsınız! Uzatıyor görünseniz de hemen peşine diplomatlaşır komikleşirsiniz!
İç düzeni, asayişi sağlayıncaya kadar bu konuda susun bari! Susun edilen beddualar artmasın !
Millet, içgüdüleriyle gerekeni gerektiği gibi yapar size rağmen...
"BÜYÜK DEVLET OLMAK İÇİN BÜYÜK KAN İSTER"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: