Pazar, Temmuz 19, 2009

HEPİNİZ UYGUR MUSUNUZ?

Türk Milleti, Allah aşkına uyan!
Miraç Kandili'nde Gök Bayrak'a kan bulaştı! Doğu Türkistan'da, Uygur Kardeşlerimize dünyanın gözü önünde soykırım var! 196 kardeşimiz kurşuna dizildi! Yüzlerce uygur kayıp! Çinli, katliam yapıyor pervâsızca!
Özürcüler, el-etek öpücüler, yalakalar, Dolma Kalemler, işbirlikçi halkçılar neredesiniz? Bütün entelliğinizle "Halklara özgürlük" dolmasıyla emperyalist Haçlı'ya diplomatça yalakalık mı yapıyorsunuz? Bu gün de hepiniz Uygur musunuz?
Çinliler, yüzlerce yıl sonra intikama soyundular! Türk'ün öfkesini, farkını, Çin Seddi'ni niye yaptıklarını unuttukları belli! Haksız da sayılmazlar! Farklı davranmadan fark, fark edilmez elbette!
A.B.D.'ne benzer bir mantık ve adla Avrupa Birleşik Devletleri olan Haçlı'dan medet umarak farklılık olmaz! AB'nin tavsiyelerini yasalaştırarak ta farklılık olmaz! Olsa olsa kölelik, teslîmiyetçilik olur ki bu da Türk'ün karakterine uymaz!
Uygur Kardeşlerimize yapılanları sadece diplomatik tavır ve söylemlerle geçiştiremeyiz!
"Monşerler"in diplomat üslûplarına uymasa da Uygurlar'a yapılanlara tek ses getiren tepkiyi, "Adeta soykırım." diyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi! Dış işleri Bakanlığı diplomatlaşmaya çalıştıysa da "Hükümetin başı benim!" diye sözünün arkasında da durdu. Yürekten yaralı-yaslı-öfkeli bir Türk olarak bu tavra teşekkür ederim!
Susulacak zamanlarda çatal sesiyle bağırarak ortalığı tozutan ama konuşulacak zamanlarda susup bütün Türk Milliyetçilerine saç-baş yolduran "MeHaPe" Çiçek Bahçesi Seracısı ise sinekten yağ çıkarma peşinde!
Milyonlarca Ülkücüyü meydanlara indirerek, gök kubbeyi patlatmasına mani ne var? Başbakan Yardımcısı da değil! Yaptıkları veya söyleyecekleri diplomasiye uymasa da olur! Başbakan; "Soy kırım" derken Köşk yolunu açarken verdiği desteği şimdi vermesi gerekirken; Erzurum'da attığı ipe benzer zamanlama ve uyumsuzlukla deterjan gönderdi AKP'ye! Uygur Kardeşimize soykırım yapan, AKP değil ki, Komünist Çin! Çinlilere liyâkat nişanı ve altın kaplamalı silah veren de AKP değil! Doğu Türkistan'da Uygurca eğitimin yasaklanması da AKP hükümeti zamanında olmadı!Doğu Türkistan'da Uygur Kardeşlerimize, Kerkük ve Telafer'de Türkmen Kardeşlerimize, Balkanlar'da Boşnak Kardeşlerimize, Dağlık Karabağ'da Azerî Kardeşlerimize, Yavru Vatan'da Kıbrıslı Kardeşlerimize yapılanlara seyirci kalınarak, diplomatlıkla hiç kimseye hele Avrupa Birleşik Devletlerine yaranamayız! Onların bizi de sıraya koyduklarını anlamak için daha ne yapmaları lâzım?
Yaptığı son açılımlarla ulusalcılığa, ulus devletçiliğine muhalif işler yapan Deniz Baykal ve partisinin Uygurlara yapılanları neden meydanlara taşımadığı da büyük bir meraktır! Saadet Partisi'nden başka miting hakkı olan parti yok mu memlekette?
Düşmandan yardım ve merhâmeti aptal veya aciz bekler! En iyi müdafaanın taarruz olduğunu da dünyaya biz öğretmedik mi? Sadece diplomasiyle düştüğümüz aczin, millete izahı mümkün müdür?
Şimdi; iktidarı muhalefeti, sivil toplum örgütleri, sağcılar-solcular, ülkücüler-devrimciler el birliği, tavır birliği ile kardeşlerimize yapılan zulme itiraz zamanı! Akan kardeş kanlarını iç siyâsete malzeme ederek basite indirgemek, milleti öfkelendirir sadece!
Kardeşinin yardımına gitmeyenin, ihtiyacı olduğunda yanında kimse olmaz! Bir şey yapamayanların da yapanlara köstek olmamaları lâzım!...
Gün; birlikte, Müslüman Türkçe ve kimlikli-kişilikli bir dünya devleti gibi davranma günüdür! Bu zor günler geçirildikten sonra iç hesaplaşmamıza kaldığımız yerden devam ederiz! Bundan başka hiç bir mantık ta milletten tasvip görmez!
196 kardeşimiz kurşuna dizilmişken diplomatlık olmaz vesselam!...
Miraç Kandilimiz mübârek olsun, aklımızı başımıza toplamamıza vesîle olsun inşallah.
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: