Cumartesi, Temmuz 04, 2009

UĞRULUK DEDİĞİN BİR EKMEK...

"Derleeer, Derleeer!" diye; 'Balgat Serası'nın Doğallıklarını Değiştirdiği Klonlu Çiçekler' in, -suçmuş gibi- 31 Aralık 2005 tarihine kadar yazdığım yazılarımı yayınlamaları üzerine teşekkür etmiştim!
Çünkü; "Başbuğ'lu MHP'ye ömrümü hîbe etmiştim helâl olsun! Helâl olsun! Helâl olsun ama Bahçeli'li MHP'ye ne yapmışsam bu cihanda da, ahrette de harâm olsun!" diye yaptığım sitemlerimde, neyi, hangi emeklerimi harâm ettiğimi söylememe edebim mâni idi!
Bir de empati yaparak, bu taraftarların davranışlarını ma'zûr görürüm! Çünkü bilirim ki D.B. olmasa bu zevâtın esâmisi okunmaz! Çünkü bilirim ki D.B. olmasa ve Hazîne'den alınan trilyonlardan destek verilmezse, tirajı 3000 olmayan bir taraftar bildirileri mâhiyetli gazeteden maaş alamazlar! Ekmekleri uğruna taraftarlık yaptıklarını düşünerek hak veririm!
Çünkü bu, demokratlaştırılan ve diplomatlaştırılan memlekette; değişmek, gelişmek, dönmek, çok para yapar! Kocaman "Şeyh-ül Muharrîrin" ünvanlı, 68 Kuşağı'ndan da eski, "Çakar almazlar"dan çok daha târihî "DolmaKalemler", milyon dolarla transferler yaşarken Balgat Serası Klonlu Çiçekleri'nin aç kalmalarına Ülkücü gönlüm râzı olmaz!
Yalnız; karın tokluğuna akıllarını, kalemlerini, vicdanlarını kiraya veren bu çiçeklere kısa sorularım olacak. Gerçi Başbuğumuz; " Zira kurt, karın doyurmak için köpekliğe râzı olmaz." buyurmuşlardı ama Başbuğumuz'un Bozkurtları ile Balgat Serası'nın Kurtçukları, çok ama çok farklı yaratıklar! Kâinatın en şanslı omurgasızı olan kurtçuklar, meyvelerin tam göbeğinde yuvalanırlar ve bulundukları meyveyi içen içten yiyerek çürütürler Balgat Serası Kurtçukları gibi... Bizlerse: "Tendürek'te, Kop'ta, Palandöken'de/ Kurtların payı var gelip geçende/ Ki alırlar vermek istemesen de!" târifiyle ve Bozkurtça günümüzü bekleriz! Bir yanda Kurtlar, diğer yanda Kurtçuklar... Söyleniş olarak her ikisine de "kurt" denir ama Kurt ile Kurtçuk arasındaki farkı, söyleyenler de bilir dinleyenler de, hatta gözleyenler de!...
Bu Balgat Serası Kurtçukları'ndan bir ricam var. Yeniçağ Gazetesi Yöneticileri'nden her hangi birine, benim Gazeteden kaç para aldığımı ve bu parayı alabilmek için nasıl müracaat ettiğimi sorsun öğrensinler. Sonra da Devlet Hazinesi'nin seçimlerde kullanılsın diye verdiği trilyonlardan, yalaka taraftar kurtçuklara kaç para verildiğini ve niye verildiğini de erkekçe açıklasınlar! Yanlış anlaşılmasın "Şeyh-ül Muharririn" ünvanlı Dolma Kalemler milyon dolarlarla transferler yaşarken bizim Kurtçukların aldıkları parayı fazla buluyor falan değilim! Sadece Dolma Kalemler, sermâyedarlardan pazarlıkla işlerinin karşılığını alıyorlarken bizim Kurtçukların aldıkları paranın kaynağını sorguluyorum! Hazine yardımından maaşları ödenen kişilerin taraftarlık yaptıkları yere oy olarak bir katkıları varsa elbette aldıkları gene helâl olsun!
Neyse soruma döneyim. Bendenizin 31 Aralık 2005 tarihine kadar yazdığım, samîmi duygularımdan Balgat Serası Klonlayıcısı sayesinde vaz geçişimi suç sayan Kurtçuklara; " Koray AYDIN'ın Yüce Divan'daki yargılanmasının son karar gününde bizzat vardım. Nasıl berat ettiğini, karar sonrası Ülkü Ocakları Genel Merkezi mensuplarının, mahkeme karşısında pankartlarla, nasıl müsbet sloganlar attığını da bizzat gördüm! Balgat Serası Klonlayıcısı'nın da Meclis'te Koray AYDIN'la ilgili söyledikleri, zabıtlarla tarihe geçti! O zaman hakkında methiyeler dizilen Koray AYDIN, Genel Başkanlığa aday olunca o güzel özelliklerini kayıp mı etti? Balgat Serası Klonlayıcısı'ndan habersiz geğirmediklerini bildiğimiz çiçeklere, bu devlet sırrı ihâle bilgileri şimdi verilerek sordurulunca; Meclis zabıtlarında bulunan methiyelerin söyleyeni D.B.'nin şimdiki yüzde yüz ters târif ve davranışlarının adı ne olur?" diye sormalıyım!...
Ben, D.B.'ye muhalifim ama Dâvamın, Teşkilatlarımın ve Ülküdaşlarımın ölesiye arkasındayım! D.B. ve taraftarları?... Genel Başkanlık'tan inince gene "Ülkücüyüm." diyecekler mi?
Yoksa Balgat Serası'nda, Anadolu'da söylenen; " Uğruluk (hırsızlık) dediğin bir ekmek; or..puluk dediğin bir öpmek!..." tekerlemesine mi uyulur?
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: