Perşembe, Temmuz 23, 2009

BİR BELÂLI BAŞTAN GAYRI...

"Parsel parsel eylediler dünyayı
Bir belâlı baştan gayrı nem kaldı?"(Mahzuni şerif)
Bölün ağalar! Dağıtın diplomat demokratlar!
Sizler bölüp parçalayıp dağıtırken bütün duygularımız, bütün isyanlarımız türkülerle söylenmiş gününden önce nasılsa ve gene bir söyleyen çıkar elbet!
Hadi! "Durmak yok, yola devam!" Tam sırası! Ne yapacaksanız yapın! Demokrat maskeli, Laik Cumhuriyet hasımları, Yüz yirmi 4.'üncü Murat'ın padişahlığını ilan ettiler Atatürkçülere, laiklere, cumhuriyetçilere ve askere rağmen!
Bizim gibi öldürücü virüs tiryâkileri de uyutmuşlar dost bildiklerimiz! Sevdiklerimiz, sevdiklerini zanettiklerimiz ne usta oyuncularmış! Ne ustaca rol yaparlarmış ki ne kimse, ne de ben anlayamamışız tiryâkiliğimizle onlara verdiğimiz öldürücü zararımızı!
Her kes ve her şeyin lehinde veya aleyhinde konuşmak, yazmak serbest! Cumhurbaşkanının, Başbakan'ın, Genel Kurmay Başkanı'nın, yargının-yargıçların, polisin, jandarmanın, hukukun-hukuk kararlarının lehinde veya aleyhinde konuşmak-yazmak, mahkeme yasağına rağmen "ETÖ" demek serbest! Demokrat bir ülkeyiz ve hepimiz içerde demokrat, dışarda diplomatız ya! Hayatî iki konu hakkında yazmak-konuşmak olmaz! Birinin lehinde, diğerinin aleyhinde konuşmak-yazmak yasak!
Sigara aleyhinde yazabildiğiniz kadar yazın! Serbest hatta alkış! Hatta yıllarca tiryakilikten sonra ölüm korkusuyla terk ederek ölümsüzce konuşurken sigara hakkında bir şey bulamıyorsanız; alkolün, kumarın, esrarın, eroinin, yalancılığın, dolandırıcılığın, rüşvetin, irtikabın velhasıl yıkıcı-bölücü bütün olgu ve oluşumların suçunu da yükleyin garibim dumana!
21.yy.'ın Yüz yirmi 4.'üncü Murat'ı; laik-sosyal-hukuk devletinde yasaksız günler onuruna yüzyılın demokratik yasağını getirdi! Vurun abalıya! Yağ çekin Yüz yirmi 4.'üncü Murat'a!
Bu kadar yalakaca demokratlık ve diplomatlığınızla erkekseniz bir de PeKaKa aleyhinde konuşsanıza! Erkekseniz bir de binlerce yıllık yaşına rağmen bir mahkûma mahkûm edilen Türkiye Cumhuriyeti'ne cezaevinden 15 Ağustos'ta kafa tutacağını bildiren, 41.000 insanımızın katili câni aleyhinde bir şey söylesenize! Zor! Yemedi değil mi?
Çünkü onun silâhı var ve kurşun adres sormaz! Ama sigara garibimin sadece dumanı var! Üfler veya elinizle yelpazeleyerek evlere tıkabilirsiniz değil mi? Sizi korkak demokrat-diplomat yalakalar siziiii!...
Kırk yıldır tiryâkiyim ve yıllardır kendimi yavaş yavaş zehirleyerek öldürememişim! Ama hayatında ağzına sigara ve alkol sürmemiş, gitarist halkçı teröristler, on binlerce kişi öldürmüş! İmralı mahkûmu, kırk bir bin insanımızın katili ama duman kadar tehlikeli olmamış ve cezaevinde bile yasaklanamamış! Bu arada seksen yıllık Laik-Cumhuriyet hasımları, Muhteşem Türk Atatürk'ün sigarasını atlamış nasılsa, hayret!
Gece yarısı, demokratik diplomat bir mahâretle Genel Kurmay Başkanını yansız sivil yargı(!)da yargılatacak kararı alabilen, demokrasiyi araç kullanan imanlı demokrat maskeliler; İstanbul'da konsolosluk basan, polis öldüren teröristlere yasak koyamadı! Kapkaç yasaklanamadı! Hırsızlık yasaklanamadı! Uyuşturucu, beyaz kadın ticâreti, silâh ticâreti, önce PeKaKa'lı sonra itirafçı, sonra yeniden PeKaKa'lı muhbirlerin yalan ihbarları yasaklanamadı! Hatta ödüllendirildi!
Çünkü onların, o cânilerin, o îmansızların dumanları yok!
Onlar anında öldürür ama sigara, kırk senede yavaş yavaş öldüremez!
Ve 21.yy.'ın Yüz yirmi 4.'üncü Murat'ı; asıl yasaklaması gerekenlere Haçlı AB izin vermediği için yasalara saygıyı devlete saygı, devlete sadakati îman gereği sayan tiryâkilere; "Demokrat Türkiye"de yasak koydu!
Bir zamanlar Karaoğlan'daydı umut! Karaoğlan öldü gitti Allah rahmet eylesin. Umutları; sosyal demokratlık veya demokratik solculuk maskesiyle, halklara özgürlük, hakların eşitliği sosyalist söylemleriyle, dumansız silahla can alan, 15 Ağustos'ta cezaevinden yol haritası bildirecek "kanlı katil oğlan"a miras bıraktı galiba!
Türkiye nüfûsunun üçte ikisi sigara tiryâkisi, diğer üçte biri de AKePe'li! Karaoğlan'ın demokratik solcuları AKePe'de bakan! En beyefendi siyâsi İnönü'nün sosyalistleri ise DTP'li! Hangisinin azı karar, çoğu zarar?
"Bir yaralı döşten gayrı ne'm kaldı?"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: