Cuma, Temmuz 10, 2009

BİZ BÖYLE DEĞİLDİK!...

Türk Milleti; Allah'ını seversen dinle!
Türk Budun; Tanrı aşkına kulak ver!
Udaçı erti Türk Budun, ÖKÜN!
1944'te bize sığınmış ve ilk demokrat siyâsimiz Millî Şef tarafından Sovyetler Birliği'ne teslîm edilişinde Boraltan Köprüsü'nden geçer geçmez kurşuna dizilen kardeşlerimizin, Rus kurşunlarını yerken attığı, "Ölen biz olalım! Yaşasın Türkiye!" nârâsını ve o diplomatik yüz karanı unuttun mu Türk Budun?
"Bizim burada İstanbul'u korumak için öldüğümüzün farkında değil misiniz?" diye Bosna-Hersek'te ki soy kırımda, Meclis Başkanımız M.Kalemli'ye tercümanlık eden Bosnalı Türk Kızımızın savaş nârâsını da mı unuttun Milletim?
Dağlık Karabağ'da, Türk Bayrağı ile şehit olurken "Yaşasın Türk Milleti! Yaşasın Türkiye!" diye nâralayan şehitleri de mi unuttun?
"Bir millet, iki devlet." târifini dünyanın ve hristiyan Haçlı'nın gözüne sokan Azerbaycanlı Kardeşlerimizin feryâtlarını artık duymuyor musun?
Kıbrıs'ta bütün Haçlı'ya direnerek destanlar yazan, Türk kimliğinden başka hiç bir kimliği önemsemeyen ve Türkçe yaşayıp Türkçe ölmekten aslâ çekinmeyen Kıbrıslı Kardeşlerimizin feryâtları da mı artık seni ilgilendirmiyor?
Kerkük'teki, Telafer'deki Türkmen Kardeşlerimizin tekbîrlerle can verişine de bigâne misin?
Türk Milleti; Allahını seversen dinle!
Türk Budun Tanrı aşkına kulak ver!
Canı alınanlar öz kardeşlerimiz! Hedef alınan Türk Kimliğimiz! Korkulan onbinlerce yıldır dünya nizâmına her türlü katkıyı vermiş olan Türk Milletliğimiz!
Yüzlerce yıldır Türk olmayan dindaşından da arkadan, kalleşçe darbeler yemedin mi?
Türk ve dindaşın olmayan Haçlı ile yüzlerce kere, Allah rızası için boğaz boğaza savaşan sen değil misin?
Sadece "Çanakkale geçilmez!" tezin için yediyüz binden fazla Haçlı'yı toprağa ve denize gömerken verdiğin 253.000 şehit atandan da mı utanmıyorsun artık? En son Çanakkale'de toprağa gömdüğün 700.000 Haçlı'nın çocukları, intikamdan vaz mı geçti zannediyorsun?
"Su uyur, düşman uyumaz!" atalar öğüdünü unuttun mu?
"Ayıdan post, düşmandan dost olmaz!" atalar öğüdünü de mi unuttun?
İçerde demokrasi, dışarda diplomasi denilen acziyet gereği, düşmanlara müttefik sıfatla dost denildiğini, uyutulduğunu, arkadan lokal anestezi ile hançerlendiğini ve ve anestezinin etkisinden sonra canının yandığını onlarca yıldır anlayamadın mı daha?
Balkanlarda ölenler, öldürülenler Türk!
Kafkaslar'da ölenler, öldürülenler Türk!
Afganistan'da ölenler, öldürülenler Türk!
Irak'ın kuzeyinde ölenler, öldürülenler Türk!
İran'da ölenler, öldürülenler Türk!
Doğu Türkistan'da ölenler, öldürülenler Türk!
Tek müstâkil dünya devleti Türkiye'de -hem de sınırlarımızın içinde- ölenler, öldürülenler Türk!
Bütün bunlar sana bir şey söylemiyor mu?
Bittin mi Türk Milleti!
Öldün mü tarih yapan, destan yapan, ölen ama asla yenilmeyen Türk Milleti!
Bu sözlerim; aslâ, ama aslâ hiç bir siyâsiye değil! Onlar; içerde demokratlık, dışarda diplomatlık maskesiyle acziyeti kabûllenmiş, günübirlik yaşamayı, eyyâmcılığı, dönmeyi, dönekliği akıllılık bellemiş, bütün olayları günlük yaşayarak oya tahvîl etmeye çalışan demokrat kurnazlar!
Onlarca yıldır, "Bağımsızlık karakterimdir." tarifli Muhteşem Türk Atatürkümüz'den, silâh ve mesâi arkadaşlarından, şühedâmızdan Batı'nın, Haçlı'nın, Türk'ten yara almış bütün düşmanların intikam almalarına yardımcı olmuş yerli işbirlikçilerimiz de gûya demokrat! "Gaflet, dalâlet ve hatta hıyânet" içinde olanlar da onlardan!
Sözüm sana Türk Milleti!
Seslenişim sana Türk Budun!
Doğu Türkistan'da Uygur Gardaşlarımıza soy kırım var, görmüyor musun? Canının bir yeri acımıyor mu Türk Milleti?
Allahını seversen dinle! Tanrı aşkına kulak ver Türk Budun!
"Ben ne diyem o vefasız dağlara
Öz gardaşı dönek olan ağlar a!"
"UDAÇI ERTİ TÜRK BUDUN, ÖKÜN!"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: