Cumartesi, Temmuz 18, 2009

SİZİNLE BİR BAŞKA BAHARA...

Teşbihte hata olmaz! "Dinsizin hakkından îmansız gelir."den başka söz bulamadım söze girebilmek için! Îmansızla dinli o kadar içiçe ki! Kim, kim? Kim, ne? O kadar belirsiz ki!
Bu aymaz milletin hakkından siz gelirsiniz AKPartililer! Allahınızı severseniz durmayın!
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyeleri de dahil bütün hakim ve savcıları da, Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlarını da, eskiden kalma "Bay Bürokrasi" adlı dokunulmaz bütün bürokratları da; Atatürkçü dinsizleri de, Laik imansızları da, milliyetçi milliyetsizleri de, ulusalcı kimliksizleri de, ümmetçi din bezirgânlarını da, sağcıları da, solcuları da velhasıl Türkiye'yi bu günlere getiren, çaresizlikten AKParti'yi çare eden her kesten, otuz yılın hesabını sorun Allah aşkına!
Ülkücüler-Devrimciler diye onlarca yıl kardeş kavgalarını tetikleyip sonra ölümler ve cenazeler üzerinden oy sayan, kan emici sağcı ve solcu zihniyete o yılların hesabını sorun!
Onlar mı devletçi? Onlar mı Cumhuriyetçi? Onlar mı Kemalist, Atatürkçü? Onlar mı milliyetçi?
Onlar mı sosyal demokrat veya demokratik solcu? Yedi sene önce AKParti yokken bunlar ne yaparlardı? Bunların babaları yokken, anaları kimle yatardı?
Cezaevlerinde mektupların, kitapların, günlük ve şiir defterlerinin tamamının üzerine "Görülmüştür" kaşesini ve kocaman imzaları koyan bu demokrat(!)lar değil miydi?
Onların en büyük yalakaları, yancıları; "Türkiye Türklerindir" logosuyla Türk ve Türklük aleyhinde her işe imza atan, Atatürk emânetlerine yapılan ihânetlere alkış vuranlar değiller miydi? Bu zâviyesiz çukurlardan, gazeteci geçinen yalakalardan da otuz yılın hesabını siz sorun! Kendi matbaalarında bastırıp promosyon olarak dağıtılan kitaplı bir kaçı hâriç yazar yok içlerinde! Patronlarından aldıkları maaş haricinde gelirleri de yok ama milyon dolarlık servetleri var! Sorun bu paraların kaynağını! Sorun ki "Bal tutan parmak yalar!" mantığıyla sizinkiler helâl olsun!
Ve İmralı mahkûmuna kalleşçe hükm-i şahsiyet veren, yandan çarklı basın gemisi kaptanının, Cumhuriyet Savcılarının görülmüştür kaşesinden kaçırarak köşesinden İmralı'ya yazdığı dilekçenin de hesabını sorun Allah aşkına!
Yüzme bilmiyorum demokrasi denizine itildim, köpükten medet!
Bebek katili, aciz, korkak; gözleri açılır açılmaz her kesten daha fazla Türkleşen hainden medet umana, dilekçe yazana ne denir? Ne diyebilirim? Ne desem bu kimliksizin canını acıtabilirim?
Bir zanlı yargılanmış ve cezalandırılmışsa onun avukatla ne işi olur? Avukatlarıyla ilişkisi devam etsin diye, avukatlarıyla dört yıldızlı otelinden talimatlar göndersin, hükümetle pazarlık için adamlarını meclise soksun diye olmadık işlerden, olmadık mahkemelere dava mı açar bu İmralı mahkûmu alçak?
Bu zemîni hazırlayan; Farklılıkların farkında olan milliyetçilerden de, yeniden Kürt ve Alevi Açılımı yapan sosyal demokrat ulusalcılardan da, "Netekim Paşa"yı yargılatmak isyenlerden de, yargılanmasını engellemeye çalışan demokratik engellilerden de Allah aşkına bu milletin hesabını siz sorun!
Yıllarca haksızlar, arsızlar, nursuzlar mevkileri işgal etmiş ve demokrat maskesiyle yerlerine öylesine sabitleşmişler ki, onları yerlerinden oynatırsanız sadece siz oynatırsınız?
Allah aşkına durmayın! Yola devam!
Kendiniz bir yerlere takılıp düşmeden veya birbirinize çelme takmadan size kimsenin gücü yetmez!
Yukarda Allah, aşağıda AKParti!
Allahsızın da, Allah'lının da; Kitaplının da, kitapsızın da; dinlinin de imansızın da; dürüstün de haramzâdenin de hem tarifini biliyor, hem de hepsini çok iyi tanıyorsunuz! Tanınmayana güç yetmeyeceğine göre bu renksizlerin, bu kimliksizlerin, bu kişiliksiz "yüce cüceler"in hakkından siz gelirsiniz!
Sizinle hesaplaşmamız da bir başka bahara inşallah, ömrümüz yeterse!...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: