Pazartesi, Temmuz 20, 2009

AT İZİ İLE İT İZİNİ KARIŞTIRMAK...

O kadar ünsüz ünlüler gördüm ki sesi duyulmamış!
O kadar dünsüzler gördüm ki bugün fark edilmemiş!
O kadar yüce târifli cüceler gördüm ki soyadıyla müsemma, eskimeyen millet vekili sıfatlı Osman Sevimli'nin yazmadan Türkiye'ye yaydığı "yücelerin cüceliği" gerçeğinden habersiz!
Yaygın/renkli/uzaktan kumandalı basınımızda, en popüler meslek ve en geçerli malzeme, haklarını teslim etmeliyiz ki mankenler! Memeliler de var bunların içinde, memesizler de! Fiilen moda mankenleri de var konu mankenleri de!
Renkli/uzaktan kumandalı/işbirlikçileri başkalarının parasıyla istihdam eden/dolma kalemlerin mürekkeplerini bile ithal ederek batıcılıklarını ispatlayan basınımızda, konu mankenleri çok profesyonelce kullanılır. Bu haklarını teslîm etmeliyim!
Sevgili Sebahattin Önkibar; 25 yıllık meslek tecrübesiyle gazetecileri tasnif etmişler ve bendenizi de "milliyetçi gazeteciler" den saymışlar. Şerefle kabul eder, bu tarife teşekkür ederim ama ufacık bir ilâve ile: Ben, "Türk Milliyetçisi"yim. Öylesine ki bilerek bilmeyerek renkli/uzaktan kumandalı/işbirlikçi basınımıza konu mankenliğine hevesli tavırları, kim yaparsa yapsın itiraz edecek kadar Türk Milliyetçisiyim. Hür akıllı, "Kuvva-y-ı seyyâre"liğini ilân etmiş bir süvariyim. Mesela; varlığıyla müftehîr olduğum, varlığıyla hep ümitvar olduğum bir ehîl Türk Milliyetçisi'nin; "Kimse Anadolu’da saf bir ırkın yaşadığı iddiasında değildir." sözüne itirâz edecek kadar Türk Milliyetçisiyim!
Alt-üst kimlik organizesi konu mankenleri; çıkartıldıkları podyumlarda, tarif edilen şekilde yürüyebilirler! Sokaklarda manken yürüyüşüyle dolaşan tek bir kadın görülmemesine, o yürüyüşle sokakta görülecek kadına verilecek isim çok bilinmesine rağmen podyumdaki arkadan gelen adımı, öndeki ayağın önüne koymacasına kırıtarak yürüyüşün adı, manken yürüyüşüdür. Güzeldir, değildir bilmem! Asla mankenliği küçümsemem, asla mankene çirkin diyecek kadar da salaklaşmam! Ama o yürüyüşle sokakta yürünmeyeceğini bilirim!
Ben, Türk Milliyetçisiyim. "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyenleri, baş tacım, göz bebeğim sayar muhafaza ederim. Alt-üst kimlik vehmeden konu mankenlerine, onlara podyum ayarlayan, onları istediği gibi kıvırtarak yürüten sponsorlara karşı ise Türkçe karşı koyarım.
Dedesinin, babasının suçundan dolayı oğulu yargılamayacak kadar âdilim ama "Sıçandan doğan dağarcık keser." gerçeğini unutmayacak kadar da çarıklı erkân-ı harptenim!
"İte vurma sinsidir, bu itte o itin cinsidir."
"Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini sevdiğim cinsine çeker."
"Asıl azmaz, bal kokmaz. Kokarsa yağ kokar çünkü aslı ayrandır."
"Aslında olan tırnağında belli eder." gibi sayısız millî uyarılarımız varken ve bütün sıkıntımızın, bu uyarıları devlet yönetiminden uzaklaştırıp demokratlaştığımızı zannetmemiz olduğunu bilecek kadar Türk Milliyetçisiyim!
Kim, kendisini ne hissederse odur derler ama her çakal hayalinde kendisini kurt zanneder! Kimseyi aslından dolayı suçlamayacak kadar, "Yaratılanı Yaratandan ötürü" sevecek kadar sevdâ eriyim ama hırsızı kolcu yapmayacak kadar da tecrûbeli, teamüllü, devletli bir milletim.
"Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl", "Ben Türk'üm. Dînim cinsim uludur.", "Türk'üm. Bu ad, her ûnvandan üstündür." diye övünmek hakkımı kullanacak kadar Türk Milliyetçisiyim.
"Kimse Anadolu’da saf bir ırkın yaşadığı iddiasında değildir." iddiasına; kimden kasıt, kimdir diye merakla bakarım! Burada kastedilen, "alt-üst kimlik" vehmedenlerse itirazım olmaz! Ama ben ve benim gibi Türk Milliyetçileri ise sahibini, bu sözünü bir daha irdelemeğe dâvet ederim.
Renkli/yabancı paralarla dolma kalemler istihdam eden/uzaktan kumandalı/gayr-ı millî basının mankenlerini podyumda seyredebilirim ama konu mankenlerini sadece izleyemem!
"Necip Türk Milletine ve nesl-i âtiye tavsiyem şudur ki, sînesinde yetiştirerek başına geçireceği kişilerin kanındaki ve vicdânındaki cevher-i asliyeyi tahlîl etmekten bir an ferâgat etmesin." millî öğüdünü, asla ve kat'a unutmam...
At iziyle it izinin birbirine karışabileceği tek etkinliğin sürek avı olduğunu ve çok usta, sabırlı bir sürek avcısı olduğumu, hiç unutmam. Çünkü ben Türk'üm, Türk Milliyetçisiyim...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: