Pazar, Mayıs 29, 2011

BOZKURTLARIN 12 HAZİRAN SEFERİ...

Cemaatten bir kişinin abdestinin bozulması, sadece onun namazını bozar ama imamın abdestini bozmasıyla bütün cemaatin namazı şüpheli hale gelir!
Atalar; "Hırsız evden olursa öküz bacadan çıkar" demişler! Başına kendini en güçlü zannettiği zamanda bir musîbet, bir belâ gelen kişinin; karanlıkta saklanan düşmanı aramadan önce yakın çevresini dikkatle gözden geçirmesi gerekir! Çünkü tarih öğretmiştir ki devletler, ordular, teşkilatlat panikle dağılır. Paniğin başladığı yerde asayişi temin etmek zordur. Bu yüzden beşinci kol faaliyetleri, casusluk, ajanlık hep olmuş, güçlü devlet ve milletler tarafından istihbâratçıları özenle korunmuştur. Egemen her devletin istihbârat teşkilatının oluşu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde de istihbârat teşkilatının "Millî" diye adlandırılması bu öneminden mülhemdir.
İstihbârat teşkilatı millî olmayan, yani milliyetçilik duygusuyla milletine-devletine bağlı olmayan devletlerin istihbâratı zayıftır hatta yok mesâbesindedir! Yanlış bilgilendirmelerle yanlış kararlara sebep olurlar. Otuz yıldır müttefik(!)lere karşı bizde olduğu gibi!
Yaşadığımız günlerde, Türk Tarihi'nde önemli olayların beşiği Mayıs Ayı'nda, peşpeşe önemli günler hatırlıyoruz.
19 Mayıs'ta; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne doğru bir kutlu sefere çıkışı, "Yedi Düvel"e karşı başlatılan millî direnişin başlangıç kutlamalarını, Cumhurbaşkan'sız, Başbakan'sız -güya- kutladık!
27 Mayıs'ta; kimilerinin sorguladığı, kimilerinin -güya savunurken- doğruları unutturmaya çalıştığı, demokratlık rolü yaptığı bir karambol izledik!
29 Mayıs'ta da 558 yıl önce Haçlı'nın yüreğini sökerek fethettiğimiz Kostantin Opol'un İstanbul'laştırılmasının coşkusunu ve bunu kullanarak "Yeni Osmanlıcılık" adıyla Cumhûriyetle hesaplaşmaları seyredeceğiz! Çünkü hırsız içerden ve millet olarak emânetlere sahiplenmezsek öküz bacadan çıkacak!
Günü yaşayan, rahatsa yarından endişe duymamak aymazlığına düşmüş, çoğunluk gibi görünen gayr-ı millî; din(!)ci, Allah(!)çı işbirlikçi kafaların, Cumhuriyet'le hesaba oturmuş kindârların inkârcılıklarını, nankörlüklerini seyredeceğiz!
Tarihi bilmeyenler belki mazurdur ama bilerek susanların rüyalarına Fatih girecek, Akşemseddin girecek, Ulubatlı Hasan girecek! Bilmelerine rağmen eyyâmcılık yapanların, yanlışlara karşı susanların, doğruların ve millî kahramanların unutturulmasına göz yumanların rüyalarına, Atatürk ve silah arkadaşları girecek! Toprağı sıksan fışkıracak olan şühedâ girecek! ABD Başkonsolosluğunu tankla basarak işbirlikçi generaller ve maaşlarını CIA'den alan MİT mensuplarının emeklilik ikramiyelerini gasp eden Kudretli Albay Alparslan Türkeş girecek!
Rüyalarını anlatacaklar mı veya nasıl anlatacaklar bilinmez ama tarihle dolu ve hainlerin güya hesaplaşacakları günler yaşayacak ve bu atmosferde seçimlere biraz daha yaklaşacağız!
19 Mayıs 1919'da, Gök Gözlü Bozkurt'u "Sîne-i Millet"e doğru yolculuğa mecbûr eden sebeplerin aynısını, hatta daha fazlasını yaşıyoruz! İşbirlikçilerle, Haçlı Müslümalar'la, gün kotarıcı kurnaz eyyâmcılarla, millete ve geçmişe ihânet eden gayr-ı millîlerle 12 Haziran'da hesaplaşacağız!
Gayr-ı milli bütün odakların güçbirliği ederek saldırdıkları yer, kurum, teşkilat, parti hangisi ise, millîliği net olduğu için hedef seçilmiştir! Türk münevverlerin bu millî kuruluşa MHP'ye sahiplenmeleri, bu nedenle millî görevdir. "12 Haziran İstiklâl Seçimleri"nden sonra evden olan hırsızları tesbît ederek cezalandırmak farzdır ama bu hesabı 12 Haziran sonrasına ertelemek millî akıl gereğidir!
Bu arada kaset saldırısına uğrayan, kendilerini güç yetmez zannetmek gafletine düşenlere de; karanlıktaki düşmanın varlığını bilerek önce yakınlarını gözden geçirmelerini, mesela birkaç kişinin ortak kullandığı söylenen garsoniyerde çanak sorular soran kadının üzerinde dikkatle durmalarını, o kadını ilk getiren kişiyi hatırlamalarını ve bu tuzağı kuranları bulmalarını öneririm! Yeniden camiada selâma ihtiyâç duyuyorlarsa bu tuzağı ve hazırlayanları bulup-çıkarmak ve onlarla bildikleri yoldan hesaplaşmak nâmus borçlarıdır derim vesselâm...
KAYAYA KAFA ATMAK, CİNNET HALİDİR...
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: