Çarşamba, Mayıs 11, 2011

KALAN SAĞLAR BİZİMDİR!

Kendini aşmak, zor iş! İnsanın kendini tanıması, tanıdıktan sonra taşıması ve kendine hesap sorması, çok zor iş! Söylerken kolay ama herkesin denediğinde göreceği zor bir iş!...
Kalabalık önünde durmak kolay değil ama pek zor da değil! Herkesin kalabalığa söyleyebileceği sözleri vardır. Asıl söylenmek istenen; herkesin kendiyle başbaşa kaldığında kendine itiraf edeceği gerçekleridir.
Herkes, birilerine bir şey söylerken aklından geçirdiği kişileri, örnek aldığı kişileri söylemekten kaçınır! Çünkü; iyiyi, güzeli, doğruyu herkes kendi yapmak ister!
Ama herkesin; kendine göre bir iyisi, doğrusu, güzeli vardır! Yani herkesin, şuur altında; kirlenmiş, iğfal edilmiş, lekelenmiş güzel, iyi, doğru tarifli sırlar saklıdır! Dikkatle baksak görürüz ki kirleten de, iğfal eden de ve kendimizden utanan da biziz!...
Her münâkaşamızda, birilerinin bizimle anlaşmak istemediğini söyleriz! Aslında anlaşmayan da, anlaşamayan da kendimiziz!...
Eskitmeyi çok sever olduk farkında mıyız? Yaşlıya itibar etmemeyi, mahâretten saydık! Hani; her şeyin yenisi, dostun eskisi makbûldü? Duygularımızın eskitmesine, kişiliğimizin şuur altı çöplüklerimizde saklanmasına nasıl izin veririz? Kaybedenin kendimiz olduğunu görmez miyiz?! Eskittiğimizi zannederken eskidiğimizin farkında değil miyiz?! Kendimizle kör ebe mi oynuyoruz?
Artık bu gereksiz oyalanmalara, son vermek zamanı!
Devlet, millet düşmanlarının, Haçlı'nın yeniden saldırıya geçtiği günümüzde hiç bir kıymetimizi, hiç bir ülküdaşımızı eskitemeyiz! Hasımlarımızın düşünmekten korktuğu şeyleri, kendimize lâyık göremeyiz! Elimizle kendi gözümüzü çıkarmaktan vaz geçmeliyiz! Kafamızı, kendi duvarımıza vurmaktan vaz geçmeliyiz! 'Ben yoksam kıyamet' çilikten, bencillikten vazgeçmeliyiz!...
Ülkücünün Teşkilatçılığına ne oldu? Teşkilata sadâkatine, inancına ne oldu?
Türkiye genelinde hepimiz, hepimizin sayısını bilirdik! Türkiye genelinde hepimiz, hepimizin derdini bilirdik! Türkiye genelinde hepimiz; "Birimiz hepimiz,hepimiz birimiz için." yaşardık! Bu yüzden güçlüydük! Bu yüzden yenilmezdik! Bu yüzden ölür çoğalır, çoğalır ölürdük!...
Sakın kimse; "Bize ne oldu?" diye, yine şuur altına saklanarak gereksiz bir soru sormasın! Herkes, sadece kendine ve yüksek sesle; "Bana ne oldu?" diye sorsun! Herkes, kendine ne olduğunu bildiği anda; merak ettiklerine ne olduğunu da -kesinlikle- anlayacaktır! Soru da bizde, cevap ta!...
Teknolojinin çıldırdığı, medeniyet adıyla zâlimin kudurduğu, Haçlı'nın dirildiği günümüzde, Ülkücüden başka fedakâr düşünce adamı yok; Milliyetçi Hareket'ten başka da fedakârlardan oluşmuş ikinci bir kurum yok!...
Hadi hep beraber, nefsimizle kavgamızdan galip çıkalım! Bir kere daha; "Ülküdaşıma kurban olayım! Benden başka hatalı yok!" deyiverelim. Dünyaya bir daha gelmeyeceğiz! Allah(c.c.)'ın tanışmayı nasip ettiği ülküdaşlarımızla ne yaparsak şimdi yapacağız! Başarmak zorundayız! Başarmak için, barışmak zorundayız! Barışmak için karışmak zorundayız! Adresi tekleştirmek, güçleri birleştirmek, söylemleri harmanlayıp özelleştirmek zorundayız! Bu milletin Ülkücüden başka, "Karşılıksız Seven"i yok!
Atalarımız, "Devlet Olmayı" başarmışlar. Biz de "Devlet kalmayı" başarmak zorundayız! Millet bizim, biz milletiniz! Devlet bizim, biz devletiniz! Bu samîmi sarmaldan çıkamayız! Bu zırhımızı deldiremeyiz!
Ülkücüden korkanlardan; hainden, bölücüden, taşeron figürandan, siyâsi topaçlardan, korkar gibi duramayız! Eşyânın tabiatına ters! Seferden gelir gelmez yeni sefere hazırlanmaya mecbûruz. Çünkü biz, farklıyız. Çünkü biz, "Kutlu Sefer Süvârileri"yiz. Ve Ülkücüler; koca bir imparatorluğu parçalayıp batıran acemi ittihatçılardan, terakkicilerden olamaz!
Ülkücü, rol yapamaz! Türk gibi durmak, Türk tavrı sergilemek, millete sahip çıkmak zorundadır. Ülkücüden başka millî refleks, MHP'den başka MHP yok! Hem şühedânın rûhunu şâd etmek, hem de milletin gönlünü almak ülkücünün işi! Çok mu zor?
KAÇAĞIN-FİRÂRIN GÖZÜ, HEP ARKASINDA OLUR!
Selâm, sevgi, dua... Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: