Çarşamba, Mayıs 18, 2011

KAFA DENEN UZUV, NEYE YARAR?

Kaçanın da kovalayanın da "Allah!" dediği, acayip ve zâlim bir süreçteyiz!
Bu zâlim süreçten, paniklemeyen ve en az kayıpla çıkabilen, başarılı olacaktır!
Tezgâhlanan bu ahlaksız oyunun, MHP Genel Başkanı'nı ve yol arkadaşlarını hedef almadığı, artık çok net!
Eğer hedef Devlet Bahçeli olsaydı, bu işler kongre süreçlerinde yapılmaz mıydı? Bu cevvâl "teknik rötgenci"ler o zaman neredeydiler? Mâdem hedef Bahçeli ve yol arkadaşları idi, bugüne kadar niye susuldu? Bunlar, meşrû zemîninde mutlaka seslendirilecek sorular! Şimdi asla, kat'a zamanı değil ve hiçbir faydası da yok!
Ve biliyoruz ki artık kaset dönemi kesinlikle kapanmıştır! Bir kaç yandaş-yağcı "dolma kalem"in; "Tayyip Bey, bakanlarına dikkat etsin! Onların kasetleri Hurrem Sultan dizileri olur!" ikazından hemen sonra Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kırmızı alarma geçirildi! Artık 24 saat nöbetteler! Mahkeme kararı beklenilmeden re'sen harekete geçtiklerini ve yurt dışından yayınlanan kasetleri anında engellediklerini, engelleyeceklerini açıkladılar! Demek ki istenirse olurmuş, oluyormuş! Eyvahlar olsun! Yazıklar olsun!
MHP'ye dönersek bir gün öncenin muktedîr tek kişisi; aldığı yara üzerine tamâmen savunmaya çekilince galiba öfkelenerek sürç-i lisan etti! Devlet Bahçeli'nin; hem de BTK kırmızı alarma geçirildikten sonra, bütün riski üstlenmesi, böyle bir öfke anı sürç-i lisânı değilse istifa ettirilenlerin, daha fazla ve bilinmeyen başka günahları mı vardı?
Biliniyor ki istifalar ülkücüleri tatmîn etmemişti! Ahlâki düşkünlerin ihraçları, daha ülkücüce, daha MHP'ce olurdu! Lakin dedik ya çok insafsız ve zâlim bir süreç! Kaçan da kovalayan da Allah'ı çağırıyor! Ahlâksızlar, ahlâk zabıtalığına soyunduruldular!
Okyanus Ötesi; çok iyi tanıdığı Türk Milletini tahrîk edici işlerle oyalayarak asıl işlerini perdeliyor! Allah adıyla yalan söyleyenlerin, Haçlı ile birlikte müslümanlara NATO adıyla yaptırım uygulayanların, Allah ve din adıyla vergi kaçıranların, zinâyı yasayla meşrûlaştıranların, İstiklâl Harbi Kahramanlarından, Atatürk ve Cumhuriyetten intikam isteyen tescilli Vatan haini torunlarının, bölücülerin, PKK'nın İmralı'daki elebaşının ortak istekleri perdeleniyor!
Bütün olanlara, herşeye ve herkese rağmen MHP'yi daha fazla oy toplayarak, daha güçlü bir şekilde Gâzi Meclis'e taşımak, her ülkücünün vicdân ve nâmus borcudur!
Yandaş medyanın dolma kalemlerinin, "Yürüyen İman" dedikleri çocuk tacizcisi sapık yandaşlarına; "Biz ısırır ama başkalarına ısırttırmayız!" şeklindeki sahiplenmelerini ve aynı zevâtın şimdi ahlâk zabıtası kesilmelerindeki sebebi sorgulamak gerekmez mi?
Genelevden başka hiçbir kurum, belden aşağı uzuvlarla yönetilmez! Churchill'in muhaliflere verdiği; "Ben İngiltere'yi popomla değil kafamla yönetiyorum." diplomatik cevabı, bilinmez mi?
Ne milletin, ne de ülkücülerin; hiçkimsenin belden aşağı uzuvlarıyla uğraşmak gibi bir merakları yok! Zinânın yasallaştırıldığı bir ülkede; dînen harâm, şeren yasak, kanun nazarında suç sayılan röntgenciliğe bu kadar prim yaptırmak akıl kârı olamaz!
Gayrı safi milli hasılada büyüme rekorları kıran Türkiye, gelişmiş ülkeler sıralamasında Afrika ülkelerinin bile altında! İşsizlikte rekor sahibiyiz! Üniversite mezunu işsiz sayısında yüzlerce yıl kırılması mümkün olmayan bir rekorumuz var! Terör ve anarşiyi demokratikleştirmede rakipsiz bir istikrar örneğiyiz!
Madem ki hırsızın bekçi, röntgencinin ahlâk zabıtası, iffetsizin nâmus savunucusu olduğu acayip bir zamanda seçim adlı bir ortaoyununda seçmen rolü oynayacağız, hakkıyla yapalım bari! Kendi düşüp ağlayanı, çocuklar bile gülerek ayıplarlar!
MHP'siz bir Meclis'in, Türkiye'yi Ortadoğuda hiç görülmemiş şiddette bir çatışmaya götüreceğini ve istenenin bu olduğunu, görmek zorundayız vesselam...
ÜLKÜCÜNÜN TEMSÎL EDİLMEDİĞİ MECLİS, ASLA MİLLÎ OLAMAZ!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: