Perşembe, Ekim 20, 2011

İÇTİKLERİ ÇANAĞA PİSLEDİLER!

Bu topraklar, kanlarla canlarla süslenerek-beslenerek vatan edildi! Çok pahalıya mal oldu bu Vatan çok! Kolay vatanlaşmadı, kolay da vazgeçilmez!
Bin yıldan fazladır kan-can bedelli vatanlaştırılan bu Türk Yurdu'nda gözü olanlar, sulanarak umanlar vardı, var, olacak ta! Defalarca geldikleri gibi gittiler! Yine gelirlerse, yine geldikleri gibi giderler!
Tapusunu kanla-canla mühürlediğimiz vatan'dan bedelin kat-kat fazlası alınmadan ve son Türk evlâdı can vermeden bir çakıl taşı dahi verilmez! Vazgeçilemez! Terk edilemez!
Bazı "Karen Fogg Çocukları"nın; "Türkiye, sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir." tevil götürmez zırvalarını, bazı dolma kalemlerin; "Bir kadın memesine satarım." şeklinde uzuvlarını karıştırarak ağızdan yellenmelerini, Türk Milleti iğrenerek hatırlar!
Yıllardır kalemimi, kâğıdımı ve zihinleri kirletmemek için adlarını anmadığım nankörlerden birinin adını ve bozuştuğu yandaşlarını paylaşacağım! Bizi; görüntüleriyle bile mide bulandıran bu nankörleri, yalancı yemincileri, ihânet taşeronlarını muhatap almaya mecbûr edenlere de Allah sorsun!
Karen Fogg Çocukları ve Dolma kalemler'ce "Kürt siyâsetinin güvercini" ilan edilen, "İleri Demokrasi-açılım-millî birlik projesi" figüranlarınca "asla dokunulamaz"laştırılmış Aysel Tuğluk, yandaş-yakındaş-amigo basının önde gideni bir gazetenin Özel İstihbârat Müdürü'nü;"Sana N...t'ın bir mesajı var. Haberin olsun, cezaevinden çıkar çıkmaz ilk işi senin kulağını kesmek olacakmış!" diye tehdît etmişmiş! Vay be! İşe bak! "N...t" mı kim? Söyleyelim; KCK'nın teorisyen kellelerinden ve gözaltında! Cezaevinden A. Tuğluk adına "Taraf'lı zamâne pravdası"na mektup kaleme alacak kadar etkin-yetkin bir terörist!
Canlılardan karada domuz, havada karga yediği yere pisler! İleri Demokrasi kılavuzluğuna görevli kargalar, yedikleri yere pisleyen pisliklerini yiyen domuzlar, yıllardır kendilerini alkışlayan Dolma kalemler'e saldırmışlarmış! Etme bulma dünyası denilen işte bu!
Anadolu'nun her yöresinde bilinen bir hisseli fıkra: Kancık eşeğe; "Gözün aydın erkek sıpan büyüdü" demişler. Eşeğin suratı asılmış; "Ne gözüm aydın olacakmış? Önce bana atlayacak!" demiş!
Bir gerçeği hatırlatayım; başkasının kurduğu sofraya üşüşen açlar, birbirlerini yerken yemeği başkaları yer! Emânet silah, mermi bitince kullananı öldürtür! Yürümesini bilmeyen it, ürümesiyle kurt çağırır!
Yedikleri kaba pisleyen nankörlerden, yıllardır kendilerini alkışlayanlara hırlamaktan başka ne beklenebilirdi ki? Yandaş-yakındaş-amigo basının yetkilileri, bu tehdît karşısında "buzzz" kesmişlermiş! Beslersen kargayı, böyle oyar gözünü! Şımartırsan erkek sıpayı, işte böyle ....!
Bu başlangıç! Daha neler olacak, neler! Terörü-teröristleri, alçağı-alçaklıkları, kahpeyi-kahpelikleri söyleyen; yedikleri kaba pisleyen bu nankörlere, özerklik ilanı için aylarca gelmedikleri sürede biriken milletvekili maaşlarını sorgulayan basın mensuplarına; "Bu terbiyesizlik!" diye kükreyen BOP Eş Başkanı ve arkadaşlarına neler yapacaklar, berâber göreceğiz!
Nüfusun % 6'sı olmayan ve çok azının bölücü hainlere destek olduğunu bildiğimiz Kürt kardeşlerimiz'i dinci söylemler ve Allah ile aldatarak ayırmaya çalışanlardan olan, şimdi "Yeni Anayasa" komisyonuna dahil edilen "bölücü asla dokunulamaz"lardan biriyle her devrin yandaşı bir dolma kalem kadının; "AKP'lilerin kasetleri başlarsa Hurrem Sultan dizisi olur!" ikazlarını, hiç unutmuyorum!
Yeni kasetli günlerin yaklaştığı söyleniyor! Şahsen asla sevinmeyeceğim! Hatta muhataplarına arka bile çıkacağım ama Allah(c.c.)'ın ibreti hiç ahirete bırakmadığını biliyorum!
Ne anlamda ve ne yüzle kullandıklarını bir türlü anlayamadığım "Huzûr ve istikrâr" adlı tezgâhlarının devâmı için alınan mazlûm ahlarının, yakında aheste aheste çıkarılacağından bahsediliyor!
Müslüman tevekkülü, Türk tecrübesi, kurt sabrıyla bekliyorum!
Tarihte benzer bir-çok bâdire atlatmış olan Türk Milleti, bu dalgalarla da sörfünü yapar! Başlıya bir daha baş eğdirir, dizliye bir daha diz çöktürür! Başka yolu ve oluru yok! Türk'ün sabrı öfkeye dönüştüğünde ne kaçan, ne de uçan kurtulamaz, bilinir vesselâm...
"BİZ BİLİRİZ BİZİM İŞLERİMİZİ!"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: