Perşembe, Ekim 27, 2011

"OHAL" DEĞİL, BU HAL!...

Olaylar karşısında verilen tepkiler, kişilerin karakterleridir! Toplumlar, fertlerden oluştuğuna göre, toplumsal tepkiler de haklardan oluşan milletin karakter göstergesidir!
Doğal Âfetler yâni insanın yapmaya veya engellemeye gücünün yetmediği olağanüstü olaylar karşısında verilen tepkiler; ferdin, fertlerden oluşan ahâlinin, halkın ve nihâyetinde halklardan oluşan milletin karakterini gösterir.
İki günde, otuz kere; kalleşler, kahpeler, puştlar, hâinler, nankörlerce yaralanmış Türk Milleti'nin daha yaraları ığıl ığıl kanarken; Türkiye'nin dört bir yanı "vatanlaşsın diye" toprakla kucaklaşan Yiğitlerini, Peygamber aguşu'na uğurlamakla meşgûlken; "Şehîtler ölmez" İlâhi hükmü ile desteklenen; "Vatan bölünmez" nârâlarıyla semâyı patlatırken Van'da kıyâmet koptu!
Öldüremeyen yaranın güçlendirdiği Türk Milleti'nin; semâ patlatan nârâları, yüreği yaralı Türk Ana-Babaların; "Vatan sağ olsun." iniltileri, ânında kesildi! Âfet vardı!
Âfete, insanoğlunun gücü yetmezdi! Karşıda kat-kat fazla da olsa savaşılacak, "Geldikleri gibi giderler" denilecek Haçlı orduları yoktu! Âfete uğrayanlar insandı ve insana insanca el atılırdı!
Kur'ân tasnîfiyle; "Ya eyyühennâs - Ey insanlar!", veya; "Ya eyyühellezîne âmenû - Ey îman edenler!", veya; "Ya eyyühellezîne kâfirûn - Ey inkâr edenler!" sıra ve tefrîkine uygun olarak; milletlikten halklığa, halklıktan sülâleye, sülâlelikten âileye, âilelikten fertliğe ve insanlığa anında döndü Türk Milleti ve insanlıkta tekleşti!
Kendilerini Kürt hakları savunucusu ve Kürtlerin temsilcisi diye dayatann "otuz bin Kürdün katili" PKK'lıların, KCK'lıların, BDP'lilerin inâdına Van'a, Vanlı'ya, Van'daki insanlara insanca el uzatmak için tekleşti! Tek yürek oldu! Tek beden oldu! Âfetzede âcizlere el uzatmak için insanlaştı bir anda!
Şehîde saygı ve teröre lânet için sokaklardaki milyonlar, âfetzede âcizlere yardım yarışına girdiler! Trakya'sı-Kafkasya'sı, doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi, sağcısı-solcusu, sünnîsi-âlevisi, ülkücüsü-devrimcisi birleşti, tekleşti, devleşti insân olarak ve merhâmet olup yağdı yağmurdan-kardan önce Van'a!
İstanbul'da çöp ayıklayan çocuk, satmak için topladığı kâğıtları gönderiyordu Vanlı'ya! İzmir'deki çocuk, kumbarasını gönderiyordu Van'lı Kardeşine! Van'da yağan karla Antalya'da üşüyen insan yürekli Türkmen, bütün kışlık giysi ve eşyalarını gönderiyordu Van'a, insanın Kürdüne...
Türkiye'nin heryerinde; muhtarlıklarda, belediyelerde, PTT'lerde, kargo şirketlerinde yardım kuyrukları oluşmuşken Türk Kızılay'ı, Hızır gibi yetişiyordu âfet bölgesine! Bu, Türk Milleti'nin âfet karşısında; etnik kimliğini, fikri ayrılığını, hatta kan davasını erteleyerek insanlaşma büyüklüğünün göstergesiydi!
Bu hâli izleyip; Beni Türk yaratan Tanrım'a, yerlerle gökler arası kadar bir daha şükr'etmem mi? "Evlerimiz evinizdir Vanlılar!" diye kapılarını açıp seslenen, âfetzedeleri dâvet eden bir milletin mensûbiyetiyle iftihâr etmem mi?
Türkiye ile yarışırca âfet bölgesinde yardım malzemesi dolu iki kargo uçağı ile anında yer alan Azerbaycanlı Kandaşlarımızla gururlanmam mı?
Daha dün; Haçlı organizesi, milyonlarca masumun kanı pahasına, ABD planlı ve finanslı "Adâlet ve Kalkınma Harekâtı" adlı muhaliflerce getirilen, petrol temelli demokratik "Arap Baharı"nı teftişe giden "Laik olmadan laik bir ülkenin Başbakanı, Dokunmanın ibâdetten sayıldığı, Dünya Lideri, BOP Eş Başkanı" Başbakanı alkışlayan Araplardan hâlâ yardım teklifinin bile olmadığını atlar mıyım?
Türk Milleti, insanlığa terfi ederek sırtındaki kışlığını soyunup gönderirken, âfet bölgesinde çeteleşerek Türk Kızılayı'nın 20'ye yakın çadır yüklü TIR'ını yağmalayan-yağmalatan çukurları, yaptığı apartmanın enkazı altında onlarca masumun can verdiğini bile bile villasının bahçesine yağmadan veya yağmacı alçaktan satın aldığı iki çadırı kuran alçak Kürtçü müteahhidi atlar mıyım?
Bu kadîm Türk Milletini; emeklerini, sevgisini, tahammül ve sabrını onlarca yıldır tahrîk eden aptal-hâin-nankör işbirlikçilerle mukayesenin bile insafsızlık olduğunu, söylemez miyim? Bir daha, hançeremi yırtarcasına, Diyarbakırlı Ziya Gökalp'in ağzından; "Türk'üm. Bu ad, her ünvandan üstündür." diye nâra atmaz mıyım? Vesselâm
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: