Salı, Aralık 06, 2011

MİLLETE NE, ÖZÜRLERDEN?

Tarih, mağlûplara şikâyetlenme hakkı tanımaz biliriz!
Sıkıldım tarihin mağlup ve nâmert şikâyetçilerinden! Sıkıldım Dersim Harekâtı'ndan! Kürt isyanlarından, isyân edip kellesi alınanların; müfterî, dedikoducu, İleri Demokrat maskeli, Gâzi Meclis, Cumhuriyet ve Atatürk'ten, Dedelerimizden intikama soyunmuş nankör torunlardan sıkıldım!
Derviş Mehmet'ten de, Şeyh Sait'ten de, Seyit Rıza'dan da, Baytar Nuri'den de, kaçandan da, göçenden de sıkıldım! Hepsinin bir daha mezarlarını asasım geldi!
İstiklâl Harbimiz'de "Vatanın müdafaası ve İslâmiyetin muhafazâsı" için "Yedi Düvel" adlı Haçlı ile şehâdet yarışı içinde mücâdele veren Dedelerimize, arkadan saldıran; Rus'la, İngilizle, Fransızla, İtalyanla işbirliği yapıp köy basan, tehcîrdeki Ermeni kafilelerine saldırıp yağmalayan, kadınlara-kızlara tecâvüz eden eşkiyanın tamamına, hiç birini ayırt etmeden lânet ediyorum!
Sıkıldım hâinlerden! Sıkıldım hâin torunlarının nankörlüklerinden! Sıkıldım!
CHP'lilere; "Baykal'a sahip çıkın!" diye yalvardığımda, köstebeklerin yeraltından "Kılcal damarlara sirâyet edinceye kadar" sinsiliği ile yaklaştıklarını görüyordum!
MHP'lilere, Ülkücülere; Milliyetçilerle Vatanverlerin Vatan bütünlüğü, Cumhuriyet ve Atatürk kazanımlarına sadâkatte güç birliği yapmak şart diye yırtındığımda; sinsi mürâilerin camilerde, karargâh ettikleri cemaatevlerinde, izbe dergâh adlı hücrelerde, cumhuriyetle gelen demokrasiyi kullanarak "alıştıra-hazmettire" geldiklerini söylüyordum!
Şimdi en ulusalcılar, en Atatürkçüler; "Efendim! Atatürk değil Celal Bayar, İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Mareşal Fevzi Çakmak yapmışlar! Derin Devlet Atatürk'ü kandırmış!" gibi deli saçması, korkak savunması, pinti müdafaasına soyundular! Yuh size be!
Sıkıldım! Daraldım!
Devlet olmanın, devlet kalmanın; tarihin her döneminde, dünyanın her yerinde, bilinen bütün sistemlerde tek yolu vardır: Başlıya baş eğdirilir, dizliye diz çöktürülür! İsyan eden cezalandırılır! Yasalar yasalar neyse o! Âsi asılır, yardımcıları suçlarına göre ya hapsedilir, ya da sürgün edilir!
Sıkıldım artık hâinlerden, hâin torunlarından! Üzeri örtülmek istenen bir Haçlı dayatması, yeni birİşbirliği, bir dikte yasa varsa özür yarışına girenlerden sıkıldım!
Amerika başımıza çuval geçirir; "Büyük devletler özür dilemez!" diye BOP Eş Başkanı tarafından savunulur, zâlim-tecâvüzcü zorbanın hakkı teslim edilir!
Üstün Hizmet Madalyalı kahramanlar; devletin bekası, vatanın bütünlüğü uğruna yaptıkları görevlerinden dolayı yargılanır, madalyaları belge diye kullanılırken 40.000 kişinin katili, Devlete isyân eden âsi bölücü-başı hâinle "istikrâr" adına "yol haritası"görüşmeleri yapılır-yaptırılır! "Devlet gerekirse şeytanla da görüşür ama Hükümetin görüştüğünü ispatlamayan şerefsizdir!" diye nârâ atılır! Yeter artık! Sıkıldım!
Tekrâren, tarih mağlûba sikâyetlenme hakkı tanımaz biliyoruz da Türkiye Cumhuriyeti ne zaman, kime, mağlûp oldu? Türk Milletine şikâyetlenme hakkını yasaklayan gücün adı ne?
Bin lânet Seyit Rıza'ya da, Şeyh Sait'e de, Alişer'e de, Baytar Nuri'ye de, Derviş Mehmet'e de; Millî Mücâdelemizde Türk'e arkadan vuran ne kadar işbirlikçi varsa tamamına bin lânet! Günahkâr müslüman diye cehenneme girmez diye bir kural mı var? İslâm adıyla davranıp, Allah ile aldatarak Haçlı ile işbirliği yapan Yerli Haçlı Müslümanlar'a da bin lânet!
Dedem rahmetliden, Babam Rahmetli'den destanlarını dinleyerek büyüdüğüm iki yüz yıllık geçmişimizde ne Türk'ün, ne Türk askerinin zalimliğini duymadım ama Kürt eşkiyaların, Ermeni komitecilerin, Rum paryaların iğrençliklerini sayısız kere dinledim! Kürt eşkiyanın, Ermenilerle beraber katliam ve yağmadan sonra teslîm olmayan genç gelini öldürüp soğumamış cesedine tecavüz ettiklerini ve onları yakalayan Türk Milislerin(dikkatinizi çekerim askerlerin değil milislerin), bu adilerin tamamının erkeklik uzuvlarını kesip ağızlarına verdiklerini de dinledim! Yapılan belki çok acımasız gelebilir de genç gelinin soğumamış cesedine tecâvüz edenlere insan mı diyeceğim? Sıkıldım artık! Sıkıldım!
Özürcülere, yüzleşmecilere; elinizden ne geliyorsa sür'atle yapın diyorum! Çünkü tarihle yaşıt Türk Milleti'nin sabrını taşırmak üzeresiniz! Yeniden istiklâl Mahkemeleri özlenmeğe başladı duydunuz mu? Duymadıysanız haber veriyorum! Bakalım gelecekte; kim, kimden özür dileyecek!
"TÜRK'E BAŞ OLAMAZ TÜRK'ÜM DEMEYEN"
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: