Çarşamba, Aralık 14, 2011

TÜRK, TÜRK'ÇE DAVRANIR...

Bir anarşik istikrâr ortamındayız! Ses bombasıyla oluşturulan panikle kaçışan, birbirini ezen ürkek kalabalığı hizaya sokmakla meşgûlüz sanki! Farkında mısınız?
II. Cumhuriyetçiler, Yeni Osmanlıcılar, İstiklâl Harbi hainlerinin torunları, Haçlı Müslümanlar, PKK-KCK'lılar, karargâh kiliselerin- tekke ve zâviyelerin sinsi vârisleri, ekümeniklik isteyen ajan papazlar, "dolma kalemler" bir olmuşlar! Farkında mısınız?
Halîfeli Osmanlı'ya ihânet eden, Fransızla-İngilizle-İtalyanla-Rusla bir olup Müslüman Türk'ü katleden kalleşlerin affedilen nankör torunları bir aradalar! Farkında mısınız?
Dersim eşkiyasının torunları, "Anadolu'da Sahte Dervişler" diye ispatlı Haçlı ajanlarının torunları, ABD ve AB işbirlikçileri, Sorosçu dolma kalemler, Karen Fogg Çocukları, cumartesi anneleri, köprüaltı babaları, uyuşturucu-kadın-kara para baronları, silah kaçakçıları, sigara-viski- vergi kaçakçıları, naylon faturacılar, ülkemizi dar'ül harp ilan eden Allah İle Aldatanlar, bir aradalar! Farkında mısınız?
Bir aradalar ve "İt korktuğuna ürür" gerçeği ile hep beraber Türk'e, Atatürk'e, Türk Milliyetçiliğine, Türkiye Cumhuriyeti'ne ürüyorlar! Farkında mısınız?
İnkârcılar, mürâiler, eyyâmcılar, "Kılcal damarlara sirâyet edinceye kadar, gerekirse on milyon harcayın, bir lira kazanın! Hakim satın alın, savcı satın alın!" fetvâsıyla alıştıra-hazmettire, ağlayarak duygu sömürüsüyle semirenler, Dinlerarası Diyalogcular, Medeniyetler arası İttifakçılar, "haçı koynundan çıkan" Haçlı Müslümanlar bir aradalar! Farkında mısınız?
Bir aradalar ve Atatürk'ümüze, Dedelerimize iftirayla saldırıyorlar! Farkında mısınız?
Osmanlı enkazından mîras aldığımız gayr-ı müslîm hâinlerin torunları, müslümanken Haçlı emrine giren, onlardan aldıkları silahlarla "vatanın müdafaası ve islâmiyetin muhâfazası"nı üstlenen Allah dostu Müslüman Türk'e arkadan saldıranların torunları, intikam anlaşmasıyla bir aradalar! Farkında mısınız?
Anne ve baba tarafından iki dedem de Millî Mücâdeleyi görmüş; Annemin Babası İstiklâl Harbimiz'e fiilen katılmış sivil milislerdendir. Dedelerim anlatırlarken kulak misafiri olduğum, sonra Babam'dan ve yöremiz gezgin aşıklarından, sayısız kere tiksinerek dinlediğim İstiklâl Harbimiz'deki Ermeni-Kürt-Rum eşkiya iğrençlikleri öyküleriyle büyüdüm!
Şimdi aynı kahpe dedelerin, nankör torunları; ABD ve AB adlı Haçlı'nın organizesiyle ve Dedelerimizin Devletinin sağladığı demokrasiyi kullanarak paçamıza dalıyorlar! Arkadan vuruyorlar ve hepsi bir aradalar! Farkında mısınız?
Geçmişle yüzleşmek isteyen bu yüzsüz oğlu yüzsüzlere gerçek tarihçiler, neden; "Tarihte hangi savaşı Türk başlatmıştır?" diye sormazlar! Bütün Haçlı Seferleri, İslâmı yok etmek için yapılmadı mı? Bütün Haçlı Seferleri'ni Türk Milleti, Allah rızâsı ve "İslâmiyetin muhâfazası" için tek başına karşılamadı mı? Hangi haçlı Seferi'nde Türk Milletinin yanında kim yer aldı?
Mehmet Ârif Bey'in; "... hristiyan teb'amız şöyle dursun devletimiz; Türk, Arnavut, Kürt, Arap gibi çeşitli kavimlerden teşekkül ettiği halde, vatanın müdafaası ve islâmiyetin muhâfazası, şurada on iki milyondan fazla tahmîn edemediğimiz Türkçe konuşan ahâlimizin hamîyyetli omuzlarına yüklendi." diye anlattığı dönemde Devletin adı Osmanlı'dır! Yeni Osmanlıcıların dedeleri, Osmanlı'ya, Hilâfet'e arkadan vurmuşlardı! Bilmiyor musunuz?
Hain torunlarının, Haçlı taşeronların, eşkiya veletlerinin, Yerli Haçlıların ve Haçlı Müslümanlar'ın güçbirliği ettiği bir dönemde; Şehit-Gâzi Torunları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asıl sahiplerinin torunları olarak biz, niye kırk parçayız?
Neden Türkçe; "Saldıranları, hadlerini bildirerek püskürttük! Baş kaldıranın başını ezdik! Diklenene diz çöktürdük! Meselâ sadece Çanakkale'de yüz binlerce kere şehît olduk ama yüz binlerce kefereyi de itlâf ettik! Gelmeyeydiler! Baş kaldırmayaydılar! Diklenmeyeydiler! İtlâf etmeyeydik, başlarını ezmeyeydik, diz çöktürmeyeydik!" diye kükremeyiz?
Kim, kimden özür dilerse dilesin! Kim "kahverengi burunlu"luğa heveslenirse heveslensin! Bize ne? Türk'e ne?
"Tarihi hep ben yazdım, tarih te beni över
Bana zalim baş eğer, mazlûm beni çok sever." Başka yolu yok vesselâm...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: