Cuma, Aralık 30, 2011

YANLIŞ ZAMAN, YANLIŞ YER VE ÖLÜM!...

Uludere'de, sınır ötesinde, daha önce PKK'lıların defalarca kullandığı bir katır yolunda 35 kişi öldürüldü! Üzüldüm mü? Evet! Sonuçta vatandaşlarımız! Keşke olmasaydı!
Ama adama sormazlar mı; bunlar vatandaşımızsa sınır ötesinde ne arıyorlardı? Vatandaşımız değillerse sınırımızda ne işleri vardı? Daha önce aynı yolu kullanan PKK'lı baskınlarının yaraları hâlâ kanamıyor mu?
ABD'nin bir milyondan fazla sivili katlederek, yüzbinlerce müslüman kadının-kızın ırzına geçerek getirdiği demokrasi sâyesinde Irak'ta devlet te yok, hükümet te! Suriye ile vurduk vuracağız! Dolayısıyla o tehlikeli sınırlarda bizim vatandaşımızın ne işi olur? Ateşe dalan yanmaz mı?
İstihbarat eksikliği, yanlış istihbarat falan diye, kimse kimseye iftira etmesin! Eğer gelenler PKK'lı olsaydı ve herhangi bir katliam yapsalardı, o zaman başka türlü bağırılmayacak mıydı?
Yanlış zamanda, yanlış yerde ve yanlış bir iş yapmak için toplananlar, olması gereken bir tavırla karşılaşmışlar! Tekrarlamayacaklar ve tekrar aynı şekilde ölmeyecekler!
Bilmem kaçıncı, Haçlı destekli bölücü isyâna karşı; bütün açılımcılıklara, ileri demokratlıklara; ABD ve AB zorlamalarıyla verilen bütün tavizlere rağmen şımarmakta sınır tanımayan bölücüler, Türk Milleti'nin ve Devleti'nin sabrını bitirmiştir! Bu günleri, yıllarca yalvararak, yüksek sesle hatırlatıp durduk! Akıllı olun dedik! Yeryüzünde kaçacak yeriniz, sığınacak ininiz kalmaz! Sizi Türk'ün muhteşem öfkesiyle ve ölümle başbaşa terkeder giderler dedik, dinletemedik!
Şimdi ağzı olan, bir şeyler söylüyor! Y-CeHaPe'nin bölücülükte BDP ile yarışan söylemleriyle Kılıçdaroğlu, bu tavrıyla Kürtlerden bir oy alamayacağı gibi Atatürk ve İsmet Paşa'ya sâdık, Cumhuriyete bağlı Türklerden de oy alamaz!
Türk siyasetinde susarak büyüyen, susarak bilge tarifi alan MHP Genel Başkanının sözleri de akıl karıştırdı! Sınır ötesinde meydana gelen olayla ilgili; "Zannediyorum siyasi iktidar, halkın bu milli ve öz tepkisi karşısında terörle mücadele üzerinde biraz yoğunlaşma göstermiştir." Dediler! Yakın geçmişte aynı patikayı kullanan PKK'lılar, katırlarla taşıdıkları ağır silahlarla karakollarımıza kahpece saldırıp aynı yoldan geri gitmişlerdi! Ve bu 35 kişi; bütün Türkiye'de yasak ve suç olan ama onlara serbest ve meşrû olduğunu öldüklerinde öğrendiğimiz silah ve mazot kaçakçılığı gibi legal bir iş yapıyorlarmış!
Bizimkiler böyle söylerken bölücü BDP'liler ise, aynı 35 kişinin cenazesinde; "Bugün ülke bölünmüştür. Artık emin oldum. 50 bin defa da öldürseniz bu toprakların adı kürdistandır. Bunu basın yazamaz." diyorlar!
Bu başkaldırıyı "halkın milli ve öz tepkisi" diye tarif eden kişi, Türk Milliyetçiliğinin siyâseten hâlâ tek marka adresi MHP'nin Genel Başkanı olunca akıl karışıyor!... "Şimdi terörle mücadelenin böyle yoğunluk kazandığı bir ortamda özellikle ve bir bölgede sıcak temasların devam ettiği bir süreçte bir yerden bazı genç çocuk yaşta ve bir ailenin mensubu olarak bilinen yöre insanlarından Türkiye'ye Kuzey Irak'tan giriş sırasında terörle mücadelenin yoğunluk kazanmış olduğu bir alanda terörist olarak görülüp gerekli mücadele sürdürülmüştür." Diye de devam etmişler! Kelime kelime kendim deşifre ettim! Bu cümle; bir tenkît mi, tebrik mi? Anlayabilen var mı Allah aşkına?
Kötünün iyisine mecbûr edilerek milletin başına gelebilecek en büyük kaos olarak gördüğümüz AKP'yi; "Şimdi çatlar ve dağılırsa kaos olur!" şeklindeki savunmayı anlayabilen var mı? Defalarca; "Vatana ihanetten yargılamazsam namertim!" diye bağıran aynı kişi değil mi?
2011'i bitirip 2012'ye, bölücüleri şımartan ileri demokrasinin yeni açılımlarıyla giriyorken keşke bunlar olmasaydı ve keşke konuşmasalardı!
Hayırlı seneler Türk Milleti...
"TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: