Salı, Aralık 25, 2012

MHP'DEN KOPANLAR, ESKİMİŞLERLE BULUŞACAKLARMIŞ!...

Anadolu'nun hemen heryerinde bilinen bir tekerleme ile başlayalım:
"- Baba hırsız yakaladım! - Getir oğlum! - Gelmiyor - Bırak gitsin! - Gitmiyor!"
Bir de bizim oralarda, Kars yöresinde anlatılan bir bir fıkra vardır.
Aç köpek, evin peynir tuluğuna başını sokar ve yiyeceği kadar yer. Duyduğu ses üzerine kaçmak ister ama başını bir türlü tulukdan çıkaramaz! Köpeğin gürültüsüne evin gelini ile Kayınbaba aynı anda çıkarlar! Gelin tuluğa gerektiği gibi sahip çıkamadığı için utanç içinde motala sarılırken Kayınbaba kızgıca gülerek;
- Bırak kızım bırak! İt el çekti, motal el çekmiyor! Dokunma!... Der.
Tuluk ve motal aynı şeydir. Tulum çıkarılmış kuzu, oğlak veya koyun derisi, zedelenmeden dabaklanır ve içine kışlık peynir doldurulur. Adına da tuluk veya motal denir. Her neyse bu lüzumsuz bilgiyi de paylaştıktan sonra konumuza dönelim!

Şahsî hırsları ile muhalifliği birbirine karıştırdıklarını zannettiğim bir internet sitesinde; eskimiş, posaları kalmamış, sanalağda bile varlıkları hissedilemeyen siyasetçilerle MHP'den kopacakları iddia edilen bazı kişilerin bir araya gelerek yeni bir oluşum meydana getirecekleri, haber olarak verilmiş!
Ne anılan sitenin propogandasını yapmak, ne de -güya- haberlerine konu edilen şahısların adlarını anarak bu aspragas habere katkı vermek istemem!
Yalnız konuya bigâne de kalamam!
Ma'lesef 15 yıllık Genel Başkanlığı süresince Sayın Bahçeli'nin kendisi ve sonradan icat ettiği diplomat-demokrat kurmayları vasıtasıyla meydana getirdikleri "Kıymetler Mezarlığı" na, o kadar çok kıymetimizi ve kıymetlimizi defnettiler ki şikâyetlenene; "Haksızsın!" diyemedik!
Şikâyetlenenlerden bazılarına; "Haklısın!" demiş olmamıza rağmen eğer Teşkilatı ve Ülküdaşlarını terk etmişlerse peşlerinden bakmadık bile!
Beni tanıyanlar bilirler ki Devlet Bey'i hiç sevemedim! Kendileri de beni sevmediler! 2005'in sonuna kadar, Teşkilatımızın bütünlüğünü koruyabilmek adına yazdığım, Genel merkez ve teşkilatlarımızı korumak içgüdümle yazdığım yazılarım, sonra Devlet Bey yandaşları tarafından suçummuş gibi karşıma çıkarılıyor olsa da tavrımda bir değişiklik olmadı! 

Sevilip sevilmeme konusunda ikimizin de geçerli nedenlerimiz var ama meselâ en son Kongre'de benim destek verdiğimi açıkladığım Ülküdaşımız ancak 48 Delege oyu alabildi! Yani Kongre'de Devlet Bey'e bir kere daha gücümüz yetmedi! Kıyâmet te kopmadı!
Adaylığı için lazım olan 40 Delege oyunu, 8 fazlasıyla buluşturan Musavvat DERVİŞOĞLU, konuşmalarını bitirip kürsüden inerken hem bütün salonun, hem bütün delegenin, hem de Ülke genelinde bütün ülkücülerin gönüllerinin sevgilisi olarak rütbelendi ve alkışlandı! Yani Allah can sağlığı ve ömür verirse, bir sonraki olağan kongre için şahsen hayâllerim daha güçlü ve ümitvârım!
Konumum ve yaşım gereği yapılan doğruları alkışlamak, yanlışları tenkît etmek gibi bir görevim var! Bu görevi de bana hiç kimse değil hür aklım, vicdânım ve Türk Milliyetçisi karakterim verdi!
Ben Devlet Bahçeli için MHP'li olmamıştımki kongre kaybedilince O'na kızıp veya küsüp ömrümü hasrettiğim Partim'i terk edeyim! Yıllarca; "Ben MHP'yim, onlar MHP'li.." diyerek dolaşan biri olarak benim kendimi terk etme şansım olabilir mi?
Kongre sürecinde de becerebildiğimce Teşkilatlarımızın iri ve diri kalmasına gayret sarf ederek meşrû zaman ve zemînde muhalifliğimi yaptım! Allah nasip eder ve ömür verirse günü geldiğinde tavrımda yine bir değişiklik olmayacak!
Kastım, kendimi anlatmak değil -bağışlayın- ama ömrünün 45 yılını aynı adreste, aynı safta, aynı duruşla geçirmiş bir Türk Milliyetçisi olarak MHP'me, partime ve teşkilatlarıma Devlet Bey'e kızgınlığıma rağmen sahip çıkmak zorundayım!
MHP benim karakterim, kişiliğim, ârım, nâmusumdur! 
Başbuğumuz ve Şühedâmızın bize ve bana emânetleridir! 
Siyâseti beceremediğimiz için kongrelerde desteklediklerimiz kaybedebilirler ama her kaybettiğimiz zannedilen kongrede Ülkücülüğümüz tecillenir ve kaybederken kazanırız!
Şu anda Sayın Genel Başkan veya cankurtaran kurmayları özellikle arasalar, -olmaz da- görev teklif etseler kabûl edersem nâmert olayım ama yerimi ve kendim tırnaklarımla yerleri eşeleyerek edindiğim safımı terk edersem de nâmert olayım!

Yığma yayla evlerinde, her kıştan ve kuvvetli her yağmurdan sonra dökülmeler ve çökmeler olur! Her yayla mevsiminden önce yayla evlerinin mutlaka tamirata ihtiyâcı vardır! Yoksa çökerler ama inşaat kurallarına uygun yapılmış, taşıyıcı kolonları sağlam atılmış, demirinden çalınmamış binalar, sıvası dökülse de, eğer kuvvetli bir deprem olmazsa kolay kolay çökmez! babadan oğula oğuldan toruna miras olarak intikal eder.
MHP'nin kurucusu çok ehîl bir mimardı! Kuruluşunda fiilen çalışan herkes te ehîl ustalardı! MHP'nin harcı, Mîmar Sinan'ın yüzyıllara direnen harcı kadar, hatta onunkinden daha dayanıklı bir harçtır! Temeli çok sağlamdır MHP'nin. 
MHP, gözümüzün önünde yükselip batan DP'ye de, AP'ye de, ANAP'a da, diğer CHP'den kopan ve yok olan DSP'ye de, bütünden kopup yok olan zoraki oluşumlara da, şu anda muktedir gibi görünen Deprem Çadırı işlevli AKP'ye de benzemez!
Çünkü MHP'nin temeli ve harcı; binlerce can, on binlerce istikbâl, yüz binlerce ikbâldir! Ve bunların hepsi önce Allah rızası için sonra Milletin-Devletin bekâsı uğruna, gönüllü olarak hîbe edilmiştir! Biliriz ki örülü duvardan tuğla alınmaz! Alınsa da sağlam kolonlu duvara bir şey olmaz! Ben, örülü duvardan tuğlamı almıştım ama birşey olmamıştı, biliyorum!
Başa dönersek; hayatlarını ve ömürlerini şahsî kazanımları üzerine inşa eden bencillere de Parti olduğu için MHP saflarında, hatta yönetiminde yer vardır, olmalıdır ama kaçağın-göçeğin MHP'ye oyları kadar faydaları olur, gidişlerinin ise asla zarârı olmaz! Çünkü ürkek tavşanların yokluğunu ne orman, ne de ormanın etobur avcıları fark etmezler bile!
Bu haberin asılsız bir dedi-kodu olduğunu zannediyor olmama rağmen ola ki aklı karışan veya karışmaya müsait akıllar varsa uyarı yapmayı, 45 yıllık bir Türk Milliyetçisi olarak vicdânî görev sayarım!
Hiçbir karşılık ve teşekkür beklemeden yaptığım bu uyarımdan umarım MHP'nin Mevcut Genel Merkez Yöneticileri de paylarına düşen kadarını alırlar!
Milletvekili listesinde güzel bir sıra, olmazsa iyi bir yöneticilik alırlarsa Devlet Bey'e toz kondurmayan ve daha dün benimle O'nu savunmak için sert münakaşalar yapan kişilerin; aksi olunca Devlet Bahçeli muhalifliklerinden tek kelimeyle iğreniyorum! Hiçbiriyle bir arada da olmadım! Hangi sebeple olursa olsun yıllarca MHP dışındayken Bahçeli düşmanlığı yapan, yıllar sonra döndükleri ve kabul edildikleri MHP'de kraldan fazla kralcılığa soyunanlara da tarifsiz öfkeliyim!
Devlet Bahçeli'yi sevmedim, sevmiyorum, sevmeyeceğim ama meşrû zaman ve zemîne kadar bana yanlış gelen uygulama ve karalarına rağmen kabullenmekten başka şansım olmayan Genel Başkan'a muhalifliğim yüzünden de ne MHP'emden vazgeçerim, ne de 45 yıllık emeğimden...
Dilekçeyle müracaat edilerek ülkücü olunamayacağı gibi, Ülkücülükten can bedeni terk etmeden istifâ da olmaz!...
Batan gemiyi önce çok iyi yüzücü olan fareler terk eder ama onlar da ya balıklara, ya da karaya çıkabilirlerse yılanlara veya kuşlara yem olurlar!
TÜRK, TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Tokkalı Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: